Her 30 kilometrede bir 'Radar' uygulamaları Tartışmaları giderek büyüyor!

05 Haziran 2025 - 08:53

'Her 30 Kilometrede Bir Radar' Uygulaması Tartışma Yarattı: Sürücüler Belirsizlikten Şikayetçi, Uzmanlar Uygulamanın Gözden Geçirilmesini İstiyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı “Her 30 kilometrede bir radar uygulaması” açıklaması, Türkiye genelinde sürücüler arasında geniş çaplı tartışmalara neden oldu. Bakanlığın hız kaynaklı trafik kazalarını azaltma amacıyla hayata geçirdiği bu uygulama, bazı çevrelerce “trafik güvenliği için olumlu bir adım” olarak değerlendirilse de, çok sayıda vatandaş uygulamanın adaletli ve şeffaf bir şekilde yürütülmediğini savunuyor.

Hedef: Kazaları Azaltmak, Tepki: Belirsizlik ve Mağduriyet

İçişleri Bakanı Yerlikaya, yaptığı açıklamada, hız kaynaklı ölümlü trafik kazalarının en aza indirilmesi için Türkiye genelinde otoyollar ve şehirlerarası yollarda “her 30 kilometrede bir radar denetimi” uygulamasına geçildiğini duyurdu. Yerlikaya, amacın ceza kesmek değil, sürücülerde sürekli bir dikkat ve hız bilinci oluşturmak olduğunu söyledi.

Ancak bu uygulama, sosyal medya ve sürücü gruplarında tepkiyle karşılandı. Sürücüler, radar noktalarının uyarı levhası olmadan yerleştirilmesi, hız sınırı değişimlerinin belirsizliği ve tabelaların eksikliği gibi sorunlara dikkat çekti.

Sürücüler: “Nerede 50, Nerede 70 Bilmiyoruz”

Uygulamaya karşı gelen tepkilerin odak noktasında bilgilendirme eksikliği yer alıyor. Birçok sürücü, şehir içi ve dışı geçişlerinde hız sınırlarının nerede değiştiğini anlayamadıkları için ceza yediklerini belirtiyor. Sosyal medyada çok sayıda kullanıcı, hızını düşürmesine rağmen radar cezası yediğini, tabela olmadığını veya uyarıların net olmadığını ifade eden paylaşımlar yaptı.

“Cezaların yüksekliği bir yana, asıl sorun belirsizlik. Nerede 50, nerede 70 bilmiyoruz. Tabelalar ya yok ya da yanıltıcı. Böyle olmaz,” diyen bir sürücü, uygulamanın düzeltilmeden devam etmesinin büyük haksızlıklara yol açacağını savundu.


Uzmanlar Uyarıyor: “Amaç Güvenlik Olmalı, Tahsilat Değil”

Trafik güvenliği uzmanları ise uygulamanın doğru yönetilmediği takdirde toplumsal güvensizlik yaratabileceği uyarısında bulunuyor. Türkiye Trafik Güvenliği Platformu’ndan Dr. Cemal Tüfekçi, şöyle konuştu:

“Radar uygulamaları, ceza yazmak için değil, hız kontrolü ve can güvenliği için yapılmalıdır. Ancak uygulamanın şeffaf olmaması, tabela eksiklikleri, sürücülere yeterli bilgi verilmemesi gibi durumlar bu amaca zarar veriyor. İnsanlar kendilerini tuzağa düşürülmüş gibi hissediyor.”



Siyasi ve Hukuki Tepkiler de Büyüyor

Uygulamanın yürürlüğe girmesinden sonra bazı milletvekilleri ve barolar da devreye girerek İçişleri Bakanlığı'ndan uygulamaya dair net bir çerçeve talep etti. “Radarların yerleri neden kamuya açık değil?”, “Tabelasız hız düşüşleri cezaya zemin hazırlıyor mu?” gibi sorular kamuoyunda daha yüksek sesle sorulmaya başlandı.

Bazı hukukçular da, uyarı levhası olmadan uygulanan radar kontrollerinin Anayasa’da belirtilen “hukuki belirlilik ilkesine” aykırı olabileceğini savunarak, sürücülere cezaların iptali için idare mahkemelerine başvurma çağrısı yaptı.

Bakanlık: “Uygulama Devam Edecek, Gerekirse Güncelleme Yapılır”

İçişleri Bakanlığı yetkilileri ise uygulamanın geri adım atılmadan süreceğini, ancak sahadan gelen yapıcı eleştirilerin değerlendirileceğini bildirdi. Radar noktalarının, teknolojiyle desteklenerek daha etkili ve caydırıcı hale getirilmesi için çalışmaların sürdüğü belirtildi.


“Her 30 kilometrede bir radar” uygulaması, trafik güvenliğini artırma niyetiyle başlatılmış olsa da, uygulamada yaşanan iletişim ve altyapı eksiklikleri kamuoyunda haklı tepkilere neden oldu. Uzmanlar, uygulamanın gözden geçirilmesini, vatandaşın bilgilendirilmesini ve adil denetim esaslarının gözetilmesini öneriyor. Aksi takdirde, bu sistemin kamu güveni yerine kamusal gerilim yaratması kaçınılmaz görünüyor.

Haber: Mehmet Emin Kuş