Müslüman’ın özelliklerinden biri de “kanaatkâr” olmaktır. Zenginlik deyince akla ilk gelen; mal, mülk, servet sahibi olmak gibi Dünyevi emanetlerdir. Oysa asıl zenginlik mal çokluğu veya yokluğu değil, göz ve gönül tokluğudur. Göz ve gönül tokluğu Allah’ın, kendisi için verdiği rızka razı olma temayülüne dayanır. Bu da en büyük zenginlik, izzet ve şereftir. Çünkü, bunun sonucu Allah’ın takdir ve taksimine razı olmaktır. Bunun kendisi için daha hayırlı olduğunu kabullenmektir ve kanaatkâr olmaktır.
İslâmî
konuların birçoğunda olduğu gibi, bu konu da yanlış anlaşılmış veya
anlatılmıştır. Kâmil, kaliteli bir Müslüman’ın en önemli özelliklerinden biri
olan kanaat, (bir hırka bir lokma” tabiriyle izah edilemez. Kanaat, sınırsızca
isteme, ama verilen her şeyi rıza ve sevinçle karşılama halidir. Hatta bütün
çabalarımız, çalışmalarımız sonuçsuz kalsa bile mutlu olabilme durumudur. Kanaatkâr
olmak, ele geçen ile yetinmek değil, geçinmektir. Meşru şekilde çalışmak, daha
fazla kazanmak ve üretmek için gayret göstermek Kanaat’a aykırı değildir.
Kanaat’ın
karşıtı “hırs” tır. Hırs da kanaat gibi sınırsızca istemektir. Ancak, verilen
ne olursa olsun memnuniyet duymamaktır. İlahî takdir ve taksime razı
olmamaktır. Elindeki imkanlarla hem yetinmemek hem de geçinmemektir. Bazı milletlerin
sömürgeci olmalarının; ellerinde bulunan bunca nimetlere rıza
göstermemelerinin, dünyayı kan ve göz yaşına boğmalarının temel sebebi,
kanaatsizlik ilkesinden başka bir şey değildir.
Kayıpların, felaketlerin,
başarısızlıkların ardında hırs vardır, kanaatsizlik vardır. Bir yerde mutluluk
varsa, orada zenginlik veya maddi imkanlar faktörü değil; kanaat-karlık, hakka
rıza ve Allah’a teslimiyet vardır. Kanaati yok eden en büyük ihmal,
şükürsüzlüktür. Şükürüz insan, denizde olduğu halde susuzluk çeken, susadıkça
tuzlu su içen, içtikçe susayan, nihayet çatlayıp yok olanın haline benzer.
Kanaatkâr
olmak, çılgınca istemek ve çalışmak; elde edilen sonuca razı olmak, sonuç ne
olursa olsun şükretmektir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’ in
ifadesiyle: “Aza şükretmeyen, çoğa da şükretmez. İnsanlara teşekkür etmeyen
Allah’a da şükretmez.” “Müslüman olan,
yeterli geçime sahip kılınan ve Allah’ın kendisine verdiklerine kanaat etmesini
bilen kurtulmuştur” Rabbim bizleri Kanaatkâr olan kullarından eylesin
İnşaAllah.
Selamla Kalın
Selamette Kalın.