Tanrı Kompleksi


Tanrı Kompleksi...

İlk kez bir psikoloji dersimde karşılaşmıştım bu kavramla ( rahatsızlıkla ) ve çok da ilgimi çekmişti daha yirmili yaşlarımda... Zaten hocamız da bir tuhaf kişi idi ki onun ağzından bu tarz rahatsızlıkları dinlemek de daha cazip geliyordu bana... 

O zamanlar bu kavramı tanımlarken şöyle diyorduk...: “ Daha çok hekim, bilim insanı/mucit, asker ve rütbe sahibi kişilerde görünen ve yapıp ettikleri eylemleri kendi gücüne bağlayarak bir nevi ‘ Tanrı’dan rol çalarak’ , eylemlerinin yaratımsal olduğuna inanan ve öyle de düşünülmesini isteme hâllerinin oluşması durum vakası...” Elbette“tanrı kompleksi “ rahatsızlığının altında yatan çok çeşitli nedenler var ama en barizi “güç hırsı” , “narsizim “ ve “ yönetme arzusu”...

Muhakkak ki çok duymuşsunuzdur sizler de:  Tedavi ettiği hastalarda “onu baştan yarattım , onu ben yaşattım, ona kol/ burun / dudak/göz/ kalp...yaptım ve benzeri kullanımların yavaş yavaş , sinsice kişinin kendinde kâl dili olmaktan çıkarak hâl diline dönüşmesi hali diyebiliriz... Tıpkı Firavun gibi, hatırlayalım onun da nasıl Tanrı kompleksine düştüğünü ve sonunu...

Dediğim gibi , eskiden sınırlı sayıda meslekî yatkınlığı olan bu rahatsızlığın teknolojinin ilerlemesi, bilimin çok farklı açılımlar göstermesi, çağın değişmesi ve dijital çağ özelliklerinin insana yüklediği rollerinin de değişmesi, genel yönelim noktalarının farklılık arz etmesi gibi daha bir çok sebeplerden bu konuda çok ciddi bir yayılma söz konusudur...

Kendimin de içinde bulunmam münasebetiyle son yıllarda özellikle gündemde olan “ psikoloji, kişisel gelişim, spiritüalizm, ruhsal veya fiziksel şifacılık, koçluk, danışmanlık vb alanlarda” her ne kadar en çok söylenilen sözün “ şüphesiz ki gerçek şifa Yaradandandır!!!” olmasına karşın, bu alanlarla iştigal eden insanlarda ciddi anlamda “ Tanrı kompleksi” vakası oluştuğunu gözlemlemekteyim...

Bu durum, bana göre, cidden vahim bir durumdur ki binlerce insanı etkileme ve hayatlarına yön verme melekesine ve kapasitesine sahip böyle insanlar çok rahatlıkla, vebal ve kul hakkı gözetmeksizin, başkalarının zihin ve hayatlarını şekillendirebilmektedirler. İnsanlar da kendilerinin en gizli ve önemli hazinelerini teslim edebilmekteler çaresizliklerinden...
Elbette tüm bu alanlarda ciddiyetle ve samimiyetle işinin ehli, bilinçli, empatik, özverili, sorumluluk sahibi , aklı başında çalışan insanlar da çok, yok değil... Bununla birlikte bu alanların iş imkânına dönüşmesi nedeniyle çok insanı manipüle eden ve duyguları üzerinden sömürenler de çok...

Alemlerin Yaratıcısı ve Rabbi bir ve tek iken ‘ yer tanrısı, gök tanrısı, aşk tanrı’sı meşk tanrısı...’ derken ‘ hani bunun ilk tanrısı?!...’ konumuna geldik!
Bir duvar yazısı vardı bende :” Ey Tanrı’lar Allah belanızı versin!” diye...
İşte tam da bu hesap, yani her şeyden o kadar çok arttı ki her an her yerde kim kime ne yapıyor, nasıl yapıyor, ne istiyor... belli değil... 

İnsanların bilinçaltarıyla( bilinçdışı) , duygu, düşünce ve inançları ile oynamanın çok ciddi bir bilinç hâli ile yapılması gerektiğini düşünüyorum ki bunun da yine ehil yerlerce deneyimli ve kontrollü olması da gerekir... “Yeni bir duygu/his yaratmak, yeni bir düşünce yaratmak, yeni bir hayat felsefesi yaratmak, işin özünde yeni bir insan yaratmak! “ iddiasında olan ve sıklıkla her yerden karşımıza çıkan böyle insanlara karşı hepimizin de çok daha bilinçli yaklaşmamız gerekmekte bana göre...( İşinin hakkını verebilenlere saygım sonsuzdur...)
İşte bu Tanrı kompleksi rahatsızlığını, bu tarz iş koparma derdinde ki çok insanda gözlemledim zira... 

Zaten gerçek bir şifacı/ koç/ danışman / mentor / psikoloğun merkezinde para/ iş/imkan/ fırsat değil kesinlikle İNSAN ve DESTEK vardır! Bu samimiyet ve ciddiyete karşın da Yaradan şifa verir...

Şifa, insanın kendi içinde/n/dir ...
Kendi varlığını/ öz’ünü keşif eden her insan zaten bir şifacıdır ... Ama bu bir bilinç meselesidir...

Yaratıcımızdan ayrı gayrı değiliz ve olmamalıyız elbette... Hatta yaratılış gayemiz de bu değil midir özünde?: Bir tevhid eylemi deneyimlemek... Yaratıcıyı bir’lemek değil , kendimizi O’nunla bir’lemek,bütünleştirmek ve bütünlenmek için... Bununla birlikte de biz Yaratıcı değiliz, hiç bir zaman olamayız da... Yaptığımız her işin bu tevhid eylemi için bir basamak olduğunun bilincinde kalarak yaşayacağımız güzel, bereketli ve hayırlı günlere...

Selametle ve sevgiyle ... 
Peri’han Taşdemir Taylı