Hüzün ve Kaygı


Bir çok ayette karşıma çıkan bu yaklaşım ve ilgili ayetler ilk günden beri en sevdiklerim arasındadır: “... onlara geçmiş için hüzün ve gelecek için kaygı yoktur...” 

Yıllar öncesinde çok sevmeme rağmen gençliğin verdiği toylukla çok da idrak edememişim demek ki... Şimdi ki akılım , tecrübelerim, düşüncelerim, bakış açım ve duygularım ile bambaşka algılıyorum bu gerçeği...Ayrıca da son yıllarda tüm danışanlarıma, arkadaşlarıma, velilerime  ve öğrencilerime de sıklıkla tavsiye ve telkin ettiğim bir hakikate dönüşmüş durumdadır...

Hayatın debdebesi ve koşuşturmacası içinde insan kendisi için var olan tek ve en önemli hazineyi görememekte, ıskalamakta ve iş işten geçince de pişmanlık yaşamaktadır ki o hazinemiz    “ şimdimiz/ şu anımız/ bugünümüzdür!”  

Bizler için hayat esasında şu anda yaşadığımız iken çoğunlukla  geçmişte kalarak orada yaşamaktan, maziyle bağı kesemediğimiz ve şimdiye gelemediğimiz için geçmişin derdinin, tasasının, sorunlarının ve bizdeki duygusunun ağırlığının altında kalıp ezilmekten kendi kendimizi israf ederiz ne yazık ki... Veya bir şekilde şimdinin farkına varsak da bu sefer de çoğunlukla geleceğe dair oluşturulan evhamlar, kaygılar, korkular, endişe, soru ve sorunlarla o kadar yoğunlaşırız ki yine yaşadığımız anı ve kişileri ıskalarız farkına bile varmadan...

Oysa ki hakikat ortada ve çok net...:
“... onlara geçmiş için hüzün ve gelecek için korku ve kaygı yoktur...”
Peki kim için?
Kim onlar...?
Onlar ki Yaratıcılarına inanıp, güvenip, dayanıp , O’nu dost edinenler, sorumluluklarını kuşananlar, iyiliği ahlak edinenler , mücadeleden vaz geçmeyen ve ıslah edici olanlardır...

Yani insanın kendi öz’ünü muhafaza ederek mücadele etmesi ve tüketmek yerine üretmeyi, ifsad yerine ıslah etmeyi, kötülükler yerine iyilikleri, haset yerine sevgiyi , savaş yerine barışı, haksızlıklar yerine adaleti... tercih etmesiyle hayatına anlam katmak çok mümkün imiş... Aslında bu meyanda an’da kalarak kul olabiliriz; hakiki insan kalabiliriz... 

Hepimizin ne de çok geçmişe dair nedenleri ve gelecek için de sebeplerimiz var değil mi sürekli zihinimizi meşgul eden... Peki ya şimdimiz ...? Şimdimizi kim yaşayacak...?!

An’ın kıymetini bilelim, tadını çıkaralım ve yaşayalım doya doya pişman olmaksızın kaygısız ve korkusuzca...

Selametle Ân’da Kalanlar...

Peri’han Taşdemir Taylı...