‘Kimsesiz bir şehir’ başlığını neden attığımın sebebini anlatarak başlayayım yazıma eğer biri vefat ederse ve her hangi bir yakını yoksa kimsesizler mezarlığına defnederler ağlayanı olmaz bu yüzden kimsesiz bir şehir başlığını attım çünkü ölmüş bu şehir ağlayanı yok.
Fırat’ın kenarında bir şehir düşünün Siverek Halfeti Birecik ve Bozova gibi 4 ilçeye kıyısı olsun lakin bir yatırımı olmasın Bozova ve Halfeti gibi iki ilçeyi bölgenin tatil merkezi yapmak işten bile değilken neden bu inat neden yatırımlar çok basit şekilde kalıyor. İş makineleri kullanılarak neden küçük sahiller yapılmıyor ? Bozova Halfeti’den daha uygun sahil yapımına daha sonra teşvikle cafeler butik oteller yaz etkinlikleri imkansız mı değil tabi ama nerede bunu yapacak yapabilecek nitelikli kadrolar …..
Tekne turumuz var içerisinde oyun havaları çalıyor (özür dilerim unuttum çok önemli)
Birecik ve Halfeti İlçesi Gaziantep’le Leyla ile Mecnun gibi her iki tarafta birbirine kavuşmak istiyor ama ne fayda çaresizler.
Harran ve Akçakale ilçelerinde orman varlığını bilen var mı ?
Neden ülkenin en sıcak şehrinde belediyeler ormanlık alanlar oluşturmaz Fırat suyu ovayı sularken bu zalimlik ilçe halkına iki küçük ölçekli ormanlık alan oluşturulsa alanın içinde yapay göl muhteşem olmaz mı bu kavurucu sıcaklarda?
Unutmadan ilçelere giderken yol kenarlarında ağaç gördünüz mü ?
Dikmiyoruz dikersek de sulamıyoruz ya da tarlaya kuş getirir diye kesiyoruz.
Orman fakiri bir il olarak biraz da imara açmayın dağı taşı ağaç dikin ağaç
Sahi ne oldu şehrin içerisinden Fırat’ın suyu akacaktı bu proje iptal mi oldu acaba ya da seçimlere doğru fizibilite çalışmaları yapar mıyız?
Yazımı okuyan okuyucuların hocam hayalleri bırak sulama suyu bulamıyoruz ekinler kuruyor dediklerini duyar gibiyim ama ne yapacaksın biraz hayal edelim dedik belki Peygamber efendimizin
‘Kıyamet kopsa bile elinizdeki ağacı dikin’ hadisini uygularlar
Bu haftaki yazımı Fırat nehrinin nimetlerinden yararlanamamanın üzüntüsü ile yazdım her yazıda bir eksikliği gündeme getireceğim selametle ……