Denge


DENGE...

     Alma-verme Dengesi..:

Alma-verme dengesi gözetilmeden yapılan her iş sadece EGO’ya hizmet eder; bu konuda her birimiz ister verme isterse de alma konusunda kendi özmuhasebemizi yapmalıyız ki dengeyi gözetebilelim!...

Bunu yaşamımdan çok iyi tecrübe ettiğim için sizlere de rahatlıkla tavsiye edebiliyorum... Oysa ki sürekli vermek benim için erdemli ve çok doğru olan bir davranış idi!... Ancak hayat, bunun böyle olmaması gerektiğini de bana acısıyla tatlısıyla öğretti!... Mevzubahis olan sevgi, merhamet, diğergamlık, iyilik ve adalet olsa dahi bu denge gerçekten de çok önemlidir.Ayrıca sürekli vermeye odaklı hâl de insanda farkında olmadan manevi bir hazza dönüşebilir!... Bu sefer de yine kişinin kendi egosuna hizmet eder...

Alma-verme dengesi derken hemen aklınıza maddiyat ve somut şeyler gelmesin; her konuda maddi-manevi, soyut-somut her ilişkimiz, iletişimimiz, işimiz, duygumuz, öğretimiz ve meşguliyetimiz konusunda bu dengeyi gözetmek her şeyin herkes için hayırlı olması açısından büyük önem arz etmektedir...

Sürekli vermeye odaklandığımız zaman ( dinlerde de tavsiye edildiği düşünülen...) hem muhataplarımızı bencilce doyumsuzluğa ve kibire alıştırmış hem de kendi hakkımıza girmiş, kendi özbenliğimizi hiçe saymış  oluyoruz ve bir zaman sonra da o insanlardan beklediğimiz / umduğumuz karşılığı göremeyince de hüsran ile baş başa kalmış oluyoruz!...

İşte o büyük kırılmadan/ hüsrandan  sonra hiç bir şey artık eskisi gibi olmayacaktır...  

Aile içi çatışmalarda da en sık yaşanan sorunlardan biri yine bu konudur! Eşlerden biri, genellikle kadındır ama erkeklerden de olabilir , sınırsız özveri, sorumluluk ve fedakârlık ile ailede varlığını sürdürürken eşinden beklentileri de gün ve gün artar... Bununla birlikte arzuladıklarını göremeyen fedakâr ve sorumluluk sahibi eş de büyük hayâl kırıklıkları yaşar ki eğer bunları da içine atar ve sessiz kalırsa işte o zaman pek yakında patlamaya hazır bir bombanın siren sesleri çalmaya başlamış demektir! Bu sitem yani siren seslerine kulak asmayan eş ise kendinin ve/ya ilişkilerinin ipini çekmiş demektir!...

Ailemizi, yuvamızı ve huzurunuzu özgür bir kuşa benzetecek olursak her zaman hatırlayalım ki kuşlar iki kanatları da sağlam, sağlıklı ve dengeli olunca uçabilirler... Her zaman olduğu gibi burada da yine her alanda “denge” prensibi esastır. Birbirine sevgi, saygı ve güven besleyen iki insanın yani çiftin bu kanatları canlandırması ve haklarını gözetmesi elzemdir...

Oysa ki alma-verme dengesinin ilk ve her daim korunması gereken en önemli yapısı ailedir! Bu denge sarsıldığı zaman ilişki, iletişim ve muhabbet de sarsılmaya başlamış demektir...
Toplumun en küçük ve önemli hücresi olan aile içi her türlü denge unsuru, toplumun da bir o kadar medeni, düzenli, gelişmiş, refah, huzurlu ve hakka-hukuka riayet edilen barış yurdu haline gelmesi demektir...

Ayrıca bu konu enerji alanında, metafizikî alemde ve kişisel gelişim/ spiritüel çalışma ve ilişki boyutlarının da olmazsa olmazıdır ama bu başka bir yazımızın konusu olsun...

İnsanlar herkes ile iletişim halinde olabilirler ancak ilişki içinde olamazlar... Hangi ilişki türü olursa olsun sağlıklı ve huzurlu ilerlemesi için de en önemli unsur ‘alma-verme dengesinin’ korunmasıdır.

Bu konuyu, kendimizi tüm rollerimizle merkeze alarak, bir daha düşünelim ve kendimize çeki düzen verelim ki önümüzdeki hayat geçmişimizden çok daha güzel olsun...
...

Sevgiyle Güzel İnsanlar...
Peri’han Taşdemir Taylı...