Erkeklere Şiddet



Hangi bahane, mazeret veya gerekçe ile olursa olsun her türlü fiziksel, psikolojik, sosyal, iktisadi, cinsel, dinsel, kültürel şiddet olayına karşı çıkmamız insanlığın gereğidir. Şiddetin kadına, erkeğe, çocuğa ya da herhangi bir canlıya yönelik olarak gerçekleşmesi utanç verici bir durum olduğu gibi bir daha tekrarlanmamak üzere terk edilmesi gereken en kötü işlerdendir.

Günümüz dünyasında olduğu gibi ülkemizde de en esaslı problemlerden birisi erkeklerin şiddet mağduru olması olayıdır. Bu sorun erkeklerin şiddet mağduru olabileceği ihtimalinin varlığına inanılmamasıyla başlayıp şiddet mağduru erkeklerin yaşadıklarını çeşitli sebeplerle paylaşmayı reddetmeleriyle devam eder. 

Birçok kişinin, özellikle kadınların itiraz edeceği ‘’Erkeklere Şiddet’’ konusunu adil şahitlik adına ve kime veya neye karşı yapılırsa yapılsın zulme karşı sessiz kalıp dilsiz şeytan olmama adına yazıyorum. 

Bu konu fikirlerimi ifade etmekten ziyade mağdurunun çok, uzmanının az olduğu bir alan olması hasebiyle çokça ehliyet ve liyakat sahibi insandan ve bilimsel makalelerden alıntılar yapacağım. Sorunlarını ve onları oluşturan sebepleri doğru teşhis edebilirsek çözümleri bulmamız ve uygulamamız kolaylaşacaktır. Var olan ve çığ gibi büyüyen sorunlar görülmemekle, halının altına süpürmekle, inkâr etmekle çözülmez. Allah’ın razı olacağı hakkaniyet, merhamet, adalet ve zarafet ölçülerine riayetle çözülür.

Türkiye’de ve tüm dünyada var olan “erkek şiddet görmez, şiddet uygular” ön yargısı, şiddet mağduru erkeklerin fark edilememesine ve beraberine geleceği muhakkak olan başka sorunlar yumağına yol açmaktadır (Odman ve Odman,2017:382)

Şiddet, çağlar boyu devam etmiş hala da son bulmamış; daha fazla güçlünün daha az güçlüye olan hâkimiyetini ifade eden bir kavramdır. İnsanın hayatında her alanda karşı karşıya kalınabilen bir durum olan şiddet kavramı; şiddetle mücadele edebilmek ve şiddetin kaynağını bulabilmek adına farklı disiplinlerce değişik dönemler boyunca 

açıklanmaya çalışılmış ve farklı kişiler tarafından da çeşitli şekillerde tanımlanmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından ise (WHO) şiddet; fiziksel gücün bilinçli bir şekilde bir başkasına uygulanması ve bunun sonucunda da şiddete maruz kalan kişide ölüm, yaralanma, ve psikolojik zararın meydana gelmesi veya gelme ihtimalinin bulunması durumu olarak tanımlanmıştır (Akın, 2013:27). 2002 yılında yayınlanan “Sağlık ve Şiddet” konulu dünya raporunda ise şiddet kavramı; “Şiddet, “bireyin kendisine, bir başkasına, grup veya topluluğa yönelik yaptığı; yaralanmaya, ölüme, psikolojik zarara, yoksunluğa, gelişim bozukluğuna yol açacak ya da yol açma olasılığı yüksek olacak şekilde, fiziksel zorlama, güç kullanma ve tehdit amaçlı uygulanmasıdır.” (Krug vd.2002:5) şeklinde tanımlanmıştır.

 Yalnızca aile içi şiddet olarak değil; toplumsal yaşamın hemen hemen her alanında varlığını sürdüren ve farklı şekillerde boy gösteren şiddet kavramı; bireylerin fiziksel, psikolojik sağlığına ve toplumsal yaşama karşı bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır (Açıkgöz;2014:5).

Erkeklerin uğradığı şiddeti değerlendirmek adına çeşitli vakaları inceleyen Sarantakos; kadınların kendilerini savunma amacıyla erkeklere şiddet veya istismarda bulunabileceğini söylemiş ancak herhangi bir tehlike, cinsel zarar veya ölüm tehdidi olmasa bile kocasına istismarda bulunabilen kadınların olduğu vakaların görülebildiğini de belirtmiştir (2016:239). Örneğin; 2018 yılında İngiltere‟de bir kadın erkek arkadaşının sosyal medya hesaplarını ele geçirerek aile ve arkadaşlarıyla görüşmesini engellemiş ve erkek arkadaşının neler giymesi gerektiğine kadar karışmıştır. Kadın, erkek arkadaşına uyguladığı bu psikolojik şiddet neticesinde 7,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır (Hürriyet,2018).

 Erkeğe yönelik partner şiddeti sadece fiziksel olarak değil; cinsel, ekonomik ve psikolojik olarak da gerçekleşebilir. Erkeği istediği şekilde seks yapmaya zorlama, erkeğin cinsel performansını aşağılama ve beğenmeme, erkeği cinsellikten mahrum bırakmak ile cezalandırma gibi durumlar; erkeğe uygulanan cinsel şiddeti ifade etmektedir. Diğer yandan; partnerinden bazı mali bilgileri saklama, para çalma, partnerine danışmadan finansal kararlar almak da erkeklere yönelik yapılan ekonomik şiddeti; yalan söylemek, kamuoyu içinde partnerini aşağılamak ve küçük düşürmek de erkeğe yönelik olarak partnerleri tarafından uygulanan psikolojik şiddeti ifade etmektedir (http://www.humanservices.alberta.ca/ ,2008:2,3).

Türkiye‟deki erkeğe yönelik fiziksel ve aile içi şiddet verileri incelendiğinde; topluma mal olmuş ünlü erkeklerin de eşleri veya sevgilileri tarafından fiziksel şiddete uğradığı görülmektedir. Örneğin; tiyatro sanatçısı Mümtaz Sevinç; 7 yıllık ilişkisi olduğu Banu Daldır tarafından 2006 yılında bıçaklanarak öldürülmüştür. Bununla birlikte; 2017 yılında da oyuncu ve sunucu Vatan Şaşmaz; sevgilisi tarafından bir otel odasında vurularak öldürülmüştür (Odman ve Odman,2017:327,328).

Toplumsal cinsiyet rolleri ve beraberinde oluşan erkek üzerindeki baskı, toplumdaki erkeklerin çeşitli problemlerle karşı karşıya kalmasına sebep olabilmektedir. Erkeklerin sürekli olarak başarı ve iyi mevkilerde yer alma odaklı yetiştirilmesi; erkeklerin kendilerine bir şey katmalarını engellemekte ve sadece maddi olarak zenginleşmeye dayalı bir hayat için mücadele etmek zorunda kalmalarına neden olmaktadır. Çok para kazanmak zorunda kalan erkek,karısının istediği ideal ölçülerdeki parayı elde edemediği zaman sürekli aşağılanarak ya da başkalarıyla kıyaslanarak özsaygısını ve özgüvenini kaybetme noktasına gelebilmektedir. Maddi gücün yanında fiziksel ve cinsel olarak da hep güçlü olmaları beklenen erkekler, maddi veya cinsel yönden zayıf oldukları zaman kendilerini yetersiz ve  tehlike içinde hissederler ki  bu durum onları psikolojik buhranlara sürükleyebilir (Gülseven,2014:43-44).

Erkeklerin ekonomik şiddete maruz kaldığı bir diğer alan aile ve sosyal yaşamda karşımıza çıkar. Kadınların erkeklere yönelik şiddetine neden olan durumlardan birisi de kadınların ekonomik olarak taleplerinin yerine getirilememesidir. Ekonomik olarak imkânlarının üstünde talepleri olabilen bazı kadınlar; erkeklerden ekonomik şartlarını zorlayacak isteklerde bulunabilirler. Bu kadınlar, olağanüstü isteklere sahip olan, gerçekleşmesi mevcut ekonomik şartlar içinde mümkün olmayan taleplerde bulunan ve ekonomik olarak istekleri karşılanmadığında erkeğine sözlü ve psikolojik şiddet uygulayabilen kadınlardır. Bu şiddet; ekonomik durumu daha iyi olan erkeklerle kıyaslama, kadının istediği yeterli geliri elde edemediği için aşağılanma, erkeği kabiliyetsiz ve zavallı olarak nitelendirme, hakaret   gibi çeşitli psikolojik baskıların uygulanması şeklinde gerçekleşmektedir (Odman ve Odman,2017:167).


İnşaAllah yazının devamı gelecek

Yüce Allah yolundan ve rızasında ayırmasın, yar ve yardımcımız olsun…

Selam, dua ve muhabbetlerimle