YHS Türkiye Yüzyılına Yakışmıyor    


Ülkemizin her alanda atağa geçtiği bir dönemde, istihdamdan sanayiye, sağlıktan eğitime birçok alanda ilerleme olmuşken, alt yapı sorunu gibi köklü birçok sorun gündemimizden çıkmışken artık yardımcı hizmetler sınıfı adı altında bir kadronun bulunması rahatsız edici düzeye gelmiştir. Öncelikle bu kadro hakkında yasada belirtilen hususlara göz atalım.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. Maddesine göre;
    Yardımcı hizmetler sınıfı, kurumlarda her türlü yazı ve dosya dağıtmak ve toplamak, müracaat sahiplerini karşılamak ve yol göstermek; hizmet yerlerini temizleme, aydınlatma ve ısıtma işlerinde çalışmak veya basit iklim rasatlarını yapmak; ilaçlama yapmak veya yaptırmaktır. Tedavi kurumlarında hastaların ve hastanelerin temizliği ve basit bakımı ile ilgili hizmetleri yapmak veya kurumlarda koruma ve muhafaza hizmetleri gibi ana hizmetlere yardımcı mahiyetteki görevlerde her kurumun özel bünyesine göre ve yine bu mahiyette olmak üzere ihdasına lüzum gördüğü yardımcı hizmetleri ifa ile görevli bulunanlardan 4 üncü maddenin (D) bendinde tanımlananların dışında kalanları kapsar.
    Geçmişte çaycı, hademe, odacı gibi isimlerle anılan bu sınıfa zamanla kamu personel seçme sınavı KPSS ile Türkiye geneli sıralamasında ilk binlere girip doksan üstü puanlarla atanan lise, üniversite mezunları bu sınıfın eğitim düzeyini arttırmış, hatta içlerinden binlercesi amirlerinin eğitim düzeyini bile geride bırakmışlardır.[1] Birkaç üniversite bitiren, yüksek lisans mezunu olan ve doktorasını yapan binlerce çalışanın olduğu bu sınıfta, kurumdan kuruma farklılık gösteren Görevde Yükselme Sınavlarının bazı kurumlarda iki yılda bir, on yılda bir, yirmi yılda bir, bazısında ise hiç yapılmamış olması bu çalışanların gerek sosyal hayatlarında gerek çalışma hayatlarında birçok olumsuz durumla karşılaşmasına neden olmaktadır.[1]

Bu sınıfın kaldırılması ve bu sınıf çalışanlarının genel idare hizmetler Sınıfına alınması için verilen kanun teklifleri bekletilmektedir. Neden bekletilmektedir anlamam mümkün değildir. Yasada belirtilen tüm işlerin bir memurdan yapılmasının istenmesi bir yana çalıma koşullarının çoğu zaman mesai kavramından uzak olması, ilgili amirlerin her türlü mobbing uygulamaları insan onurunu zedelemektedir. On binlerce çalışanın bulunduğu bu kanuna yasaya tekrar göz atılmalı ivedi olarak çalışma şartları ve özlük hakları 21.yy. standartlarına getirilmelidir.
Engelli çalışanların durumu ise tam bir insanlık dramı ve vicdan azabı sebebidir. Bu husustan Sayın Cumhurbaşkanımızın haberi olduğunu düşünmüyorum. Aksi takdirde vicdanı zedeleyen durumlara asla taviz vermezdi.
    Biran önce yardımcı hizmetli sınıfında çalışan arkadaşların talepleri dinlenmeli, devlet aklıyla çözüm sunulmalıdır. Bu hususta devletimize güvenimiz tamdır. Vesselam.