3. Dünya Savaşı


Pandemi ile beraber dünyada yeni bir düzen kurulacaktır. Devletleri ayakta tutan yegâne güçlerden biride ekonomik güçtür. Sokağa çıkma yasaklarının ve iş yerlerini kapatıldığı bir dünyada ekonomik daralmadan kaçınmak imkânsızdır.
Parasıyla ve ordusuyla övünen devletlerinin hali ortadadır. Ekonomik krizin globalleşerek tüm dünyayı esir alması çok yakındır. Siyasi olarak etkili devletlerin bir diğer özelliği de ekonomik olarak güçlü olmalarıydı. Bu durumda alışkanlıklarından vazgeçemeyecek devletlerin açıklarını kapatmaları için bazı hamleler yapması beklenmelidir.   Daha önce dünyanın tecrübe ettiği bazı olayları hatırlayalım. 
Ekonomisi ne zaman viraja gelse bir devlete demokrasiyi getireceğim diye savaş açanlar mi dersiniz veya elindeki silahı ve savaş teknolojisini satabilmek adına komşu ülkelerin arasında savaş çıkaranlarımı dersiniz buna ne derseniz deyin. Bu devletler gücü elinde tutabilmesi adına korkarım ki yeni hamleler ve yeni projeler ortaya atacaklardır.  
Dünyanın din adına veya Ortadoğu'da İsrail'in emelleri uğruna yaptıklarının yanında birde açıklarını kapatma çaresini düşündükçe 3. Dünya Savaşına çok yaklaştığımızı hissediyorum. Bir taraftan dinlerin ülkelerdeki etkileri, hammadde rezervlerinin kullanım hakları, pazar alanı derken neler ile karışılacağımızı kestirmek mümkün görünmüyor. Bu hissiyatlarımın ve öngörülerimin en azından savaş çıkması tarafının kendi adıma hüsnü kuruntu olarak kalmasını elbette isterim.
 Umudum o dur ki Rabbim bu aziz milleti ve devleti savaştan uzak tutmasıdır. Bu sebeple ülkemizin acilen tarım, hammadde işletmeleri, savunma sanayisi ve biyolojik tehditler gibi birçok alanda kendini yenilemesi ve ileriyi hedeflemesidir. Zor günlerden geçtiğimiz bugünler de dünyanın başına bela olmuş bu hastalıklılardan ve hasta fikirlerden kurtulmasını temenni ediyorum. Güçlü Türkiye ve güçlü irade bizim tek güvencemiz olacaktır.