Kadim şehirlerin ahlak kalelerinin bir bir düştüğü, her türlü soysuzluğun meşru görüldüğü günleri yaşamaktayız. Hırsızlığın revaçta olduğu, faizcilerin ve tefecilerin beyefendi olduğu dönemlerin zirvesindeyiz sanki.
Kadim şehirlerde ahlak yozlaşmasını hızlandıran etkenlerden biri bu şehirlere üniversite açıldıktan sonra her türden insanın şehre gelmesi ile başlamıştır. Zararı faydasını geçtiği her zaman dilimin de ahlak bozulması bir dem daha artmıştır. Bunun üstüne internet kullanımı ve insanların sosyal mecrada ki durumları ve kaynağı belli olmayan ‘benim fikrim felsefesi’ işlerin daha da sarpa sarmasına neden olmuştur. Akıllı telefonların internet ile birlikte kullanılması gibi etkenler gayri ahlaki durumların daha yaygın ve daha göz önünde olmasını sağlamıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi ülkemizin peyderpey bölgelerin de belirli sebeplerle gelen yabancı uyruklu insanlar bozulma hızını adeta ona katlamıştır. Batıyı geçtim Avrupa’da bile son dönemlerde mahremiyete verdiği önemin gerisinde kalan uygulamalar, akabilin de açılan eğlence merkezleri adı altındaki yerler kadim şehirlerin dokusuna ve maneviyatına fazlaca zarar vermiştir. Üstelik ruhsatsız ve denetimsiz yapılması başka bir durumdur. Resmi olarak açılan yerler dahi sıkıntı veriyorken, gayri resmi uygulamalar ve yerlerin neslin dokusuna verdiği tahribatın yorumunu sizlere bırakıyorum. Kimsenin özeline karışmamakla beraber şunu vurgulamak isterim. Kim ne ye inanıyorsa inansın, hangi dine mensup olursa olsun. Gerçekte olan ve bilimsel olarak da bilinen gerçekler ortadadır. İçki, fuhuş, zararlı madde kullanımı, hırsızlık ve faiz insanların aile yapısından tutunda yeni Nesil’in heba olmasına kadar birçok alanda zararı mevcuttur.
Üniversite ve bilim önemlidir ve olması gerekir. Ama kendisiyle beraber getirdiği insan kaynaklı sıkıntıların kontrol edilmesi gerekmektedir. Çağın ve teknolojinin kullanımı önemlidir. Lakin kullanım amacı kişisel gelişim, bilgi edinme ve haberleşme amaçlı olmalıdır. Yabancı uyruklu insanların misafir edilmesi önemlidir. Yalnız misafirler hadlerini bilmeleri ve yaşadığı şehrin maneviyatına saygılı olmaları, devletin yasalarına ve kurallarına tıpkı ülkenin vatandaşı gibi uymalı ve riayet etmelidir. Gençlerimizi, geleceğimizin teminatlarını bozacak, ahlak yozlaşmasını sağlayacak her durum karşısında başta devletin birimleri ve ebeveynlerin bizzat kendileri duruma müdahale etmelidir.