Homo Socius /Toplumsal İnsan


Toplum dediğimiz zaman koskoca bir kitle düşünürüz, oysa bu kavram, tek tek kişilerden milyonun bir araya gelmesinden, başka bir şey değildir. (La Bruyere)

İnsanı diğer canlılardan ayıran bir çok özellik vardır. Bu ayırt edici özelliklerin en önemlilerinden biri, insanın toplumsal varlık (Homo socius) oluşudur. Elbette insan dışındaki pek çok canlıda toplu (sürü) halde yaşamaktadır. Fakat insan dışındaki canlıların sürü halinde yaşaması tamamen içgüdüseldir. Halbuki insan tamamıyla bilinçli olarak, aklı ve özgür iradesiyle toplu halde yaşamayı tercih eder.

İnsanları toplu halde yaşamaya iten çeşitli nedenler vardır. Bunlardan biri ortak ihtiyaçların karşılanmasıdır. Bilimsel ve teknik gelişmelere paralel olarak artan ve çeşitlenen insan ihtiyaçları, insanları bir arada yaşama mecbur bırakmaktadır. Hiçbir insan kendisi için gerekli olan mal ve hizmetlerin tamamını kendisi karşılamayamaz. Toplumdaki bütün bireyler farklı mal ve hizmetler üretir ve bütün bireyler güçleri nispetinde bu mal ve hizmetlerden yararlanırlar. Böylece toprak görmemiş bir insan bile domates yiyebilir. Koyun görmemiş biri yoğurt ve et yiyebilir. Dikiş bilmeyen bir insan elbise giyer.

Kısacası insanları bir araya getiren ve bir arada tutan çok sebepler vardır. Bazı zamanlarda çeşitli tehlikelerden korunma nedeni gibi... Birbirine olan duygusal bağ, sevgi, akrabalık gibi... Bu yüzden insan sosyal bir varlıktır ve insanların birbirine ihtiyacı vardır. Yeni doğmuş bir bebeği ıssız bir yere bırakırsanız tek başına yaşaması imkansızdır. Belli bir yaşa gelinceye kadar başka bir insanın yardımına ve himayesine ihtiyacı vardır.

İnsan bir birey olarak pek bir önem taşıyamaz. Ancak toplum ile birleşince topluma yaptığı etki kadar değer kazanır ve özellik elde eder. Birey toplum içinde yaşayınca varlığını hissettirebilir, gücünü elde edebilir ve bu gücünü topluma yansıtabilir.