Bir Garip Memleket!


Her köşesi ayrı garip ayrı enteresan bir memleket, garip Urfa’m…

Ceylanın garip, kuşun garip, gecen ayrı gündüzün ayrı garip. Evlerin, sokağın, mahallen hele köyün başka bir garip. Esnafın garip, evladın garip hele ki sana çıkan yollar hey hat ne garip. Gelen ağlar giden ağlar senle duran bir başka garip.

Canına can olan doktorun garip, yoluna ışık olan öğretmenin garip. Kalem tutan eller garip. Dedik ya garip bir memleket. Verimli topraklarda çiftçiler garip, Fırat’ın dibinde ceyranın garip. Otogarın garip, oto yolun garip, sana selam veren dostun bir garip. Nemrudun tahtında İbrahim’in garip. Ne zaman bu kadar garip ve sahipsiz bir memleket oldun sen Urfa’m.Seni garip bırakanlar düşünmez mi? Memleketin yarısını garip bırakan hiç çekinmez mi, kuldan utanmayan bu zihniyet Allahtan da utanmaz mı?

Nazara geldin sen Urfa’m, bir başka pazara geldin. Azar azar işlediler, ilmek ilmek dokudular. Belli ki garip gördüler garip bıraktılar. Sen merak etme olur mu elbet güneş doğacak, garipsenenler kendine gelecektir. Fırat’ın suyunun akıntısında kaybolacaklar ve memleketin çocukları sana sahip çıkacaktır.