Reklam
Reklam

Şanlıurfa TYB’nin bu haftaki konuğu Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu

  Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Şanlıurfa Şubesinin gelenekselleşen Cuma Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu oldu. Şair / Yazar Mengüşoğlu, “Vahiy ve Sanat” konusunda Cuma Sohbetlerine kendisi gibi sanal olarak katılan TYB Şanlıurfa Şubesi üyelerine bir sunum yaptı. Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu, tabiattaki mahlûkların ürettikleri sanat eserleri ürünlerin tamamının Allah’ın sanat eserleri olduğu

Şanlıurfa TYB’nin bu haftaki konuğu Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu

  Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Şanlıurfa Şubesinin gelenekselleşen Cuma Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu oldu. Şair / Yazar Mengüşoğlu, “Vahiy ve Sanat” konusunda Cuma Sohbetlerine kendisi gibi sanal olarak katılan TYB Şanlıurfa Şubesi üyelerine bir sunum yaptı. Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu, tabiattaki mahlûkların ürettikleri sanat eserleri ürünlerin tamamının Allah’ın sanat eserleri olduğu

Şanlıurfa TYB’nin bu haftaki konuğu Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu
19 Mayıs 2020 - 13:52
Reklam

İnsan kendi davranışının yaratıcısıdır
Türkiye Yazarlar Birliği Şanlıurfa Şubesinin çevrim içi Cuma Sohbetlerine konuk olan Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu ‘Vahiy ve Sanat” konusunda uzun uzun açıklamalar yaparak; “… İtalya’da Sicilya adasındaki Etna Yanardağı yine faaliyete geçti derken, bunu fiil olarak anarız. Dolayısıyla böyle genel ilgilendirdiğimiz faaliyetken sadece insana mahsus bir eylemlik hali var ki, ben buna nitelikli eylem diyorum. O da ameldir. Buna nitelik kazandıran niyettir. Niyet iyi de olur, kötü de olur. Amelde niyet iyiyse iyi olur, niyet kötüyse kötü olur. Dolayısıyla bu sadece insana mahsus. Allah’ın amelinden söz edilemez. Çünkü bir şuurla, çünkü o bir niyetle birbirine bağlıdır. Amel insana mahsus dedik. 3. bir eylemlilik hali ise, benim burada konum olan sanat. Faaliyet sıradan alelade eylem, amel; nitelikli, şuurlu niyet taşıyan eylem, sanat ise; incelikli eylem. Ve sanat, eylemler içerisinde içinde yaratıcılık taşıyan ve biricik olan eylemleri yansıtır. Çoğaltılamaz olan, taklit ve kopyası sanat olmaktan çıkan, taklitlere ve kopyaya tahammül etmeyen davranışımızdır. Bu anlamda taklit ve kopyanın çok ötesinde mutlak sanatkâr yalnız Cenab-ı Allah’tır. Cenab-ı Allah’ın dokunduğu hey şey bir mucize olarak ve bir sanat eseri olarak şerifinde mutlak yaratıcılık taşıyarak, ayrıca hiç yoktan yaratılmışlık taşıyarak ortaya konmuş bir sanattır. Eşsiz ve benzersiz değiştirilemez ve dönüştürülemez olan, kopyalanamaz olan bir sanattır. Bu bakımdan Cenab-ı Allah mutlak sanatkârdır” dedi.
 
Tabiat Allah’ın sanat eseridir
Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu, Cenab-ı Allah’ın söz gelimi bir anne babadan 12 tane çocuk yarattığını bildiğimizi belirterek, “Şöyle bir baktığınız zaman hiçbiri diğerine benzemez. Hepsi biriciktir. 8 milyar insan yaşıyor yeryüzünde, her biri biricik olarak yaşıyorlar. Cenab-ı Allah dokunduğu her şeyi biricik yapan, her şeyi mucize halinde ortaya koyan bir sanatkârdır. Onun sanatıyla boy ölçüşülemez. Ama Cenab-ı Allah kendi sanat, güç ve kudretinden, kendi yaratıcı kudretinden insanoğluna da bir nebze bir cüz ihsan etmiştir. Yalnızca insanoğluna. Yalnızca insanoğluna diyorum, sözgelimi bal arılarının yaptığı petek, ürettikleri bal, sözgelimi ipek böceğinin ördüğü koza, veya örümceklerin ağı, kuş yuvaları, baktığınız zaman onlarda bir sanatçı mahluklar. Ürettikleri bu sanatın hakiki faili değillerdir. Çünkü şuurla, iradeyle değiştirip, dönüştürüp yerine başka bir şey yapabilme idrakine sahip olmadıkları için onların ürettikleri sanatlar da Cenab-ı Allah’a aittir. Çünkü bal arısını o altıgen peteği üretmeye kurgulamış olan, bir robotik yaratık olan yeryüzüne salmış olan Cenab-ı Allah’tır. Bal arısı, ben bugün petek yapmaktan vazgeçip İpek böceğinin kozasını yapacağım dese yapamaz. İpek böceği de bal arısının peteğini yapamaz. Tabiat Allah’ın sanat eseridir. Tabiatta insan dışındaki mahlukların, insan tabiata dahil değildir, insanın tabiatı yoktur, insanın fıtratı vardır. Bu bakımdan tabiattaki mahlûkların ürettikleri sanat eserleri ürünlerin tamamı Allah’ın sanat eserleridir. Bu anlamda Cenab-ı Allah mutlak hakiki sanatkârdır” diye konuştu. 
 
Akif abiyle hukukum çoktur, çok hatıram vardır
Merhum Şanlıurfalı Şair Yazar Mehmet Akif İnan ile çok yakın ilişkilerinin olduğunu ve yurtdışı gezilerine beraber gittiklerini çok sayıda anılarının da olduğunu belirten Mengüşoğlu konuşmasını şöyle tamamladı;
“Birçok şehre Akif abiyi anlatmaya gittim, hem de çok hatıram vardır Akif abiyle. Öyle tatlı hatıralar ki, onun bir mistik tarafı vardı, onu eleştiren bir yazı yazmıştım, o yazıyı okumuş, kahkahalarla beni kucakladı. Yani o konuda kanaatlerimiz farklı olmasına rağmen birbirimizi kucaklayabilen insandık. Ona çok saygım, hürmetim var. Geçen yıl Memur-Sen’in Kızılcaham’da yaptığı toplantıya beni Akif abiyi anlatmaya çağırmışlar. Ahmet Gündoğdu da bilir beni, Ali başkan da bilir. Dolayısıyla hukukum çoktur. Atilla Maraş’la da Akif abiyle birlikte bulunmuşluğumuz çok olmuştur. Birçok hatıram var. Mesela Türkmenistan’da bir hatıram var; TYB adına Türkmenistan’a gitmiştik. Türkmenistan’da çok gezdik. Türkmenbaşı zamanında da, Atçapar dedikleri Hipodromda bir yemek verdiler bize, yuvarlak masa yemek. Türkmenistanlılar, Kültür Bakanları aramızda, yazarlar aramızda. Fakat onların sofrasıyla bizim sofrayı Akif abi ayrı tuttu, çünkü onlar arak içiyorlar, biz içmiyoruz. Bizimki alkolsüz sofra fakat yuvarlak masa. Kültür Bakanı da çok içki içen birisi, sürekli her birimize söz veriyor. Kalkıp bir şiir okuyoruz, bir fıkra söyleyen, bir şeyler anlatan oluyor. Ama her konuşandan sonra Kültür Bakanı içkisini içiyor, başı da dumanlı kalkıp uzunca bir söylem yapıyor. Bi daha, bi daha, bi daha, giderek de sarhoşluğu arttı adamın. Akif abi dayanamadı; Metin kalk şerefimizi kurtar, bizi bu geveze heriften kurtar dedi. Tamam abi dedim.  Ortada da muazzam bir şaman ateşi tütüyor, etrafında masalarımız. Şaman ateşinin etrafında dolaşarak kalktım, Necip Fazıl’ın çile adlı şiirini okumaya başladım. Adamcağız ilk kıtalardan itibaren iki elini çenesine yasladı, müthiş bir odaklanmayla hep beni dinlemeye başladı. Bende dramatize ediyorum, yani ateşin etrafında dolaşarak okuyorum şiiri. Övünmek gibi olsun. İyi de okurum. Şiiri okudum, okuduktan sonra, bitti adam hemen ayağa fırladı; bitti dedi, bitti. Bu gece artık bu sözün üstüne söz söylenmez dedi. Geldi benim boynuma sarıldı sarhoş sarhoş. Sen dedi benden daha büyük bir şairmişsin. Şiiri benim zannediyor. Ben anlatıyorum, benim değil, ama anlatamadım. Öyle bir hatıramız var, daha çok hatıralarımız var Akif abiyle. Allah rahmet eylesin.”
 
Hocamıza Şanlıurfa TYB olarak teşekkür ediyoruz
TYB Şanlıurfa Şube Başkanı Doç. Dr. Mahmut Kaya, Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu hocanın “Vahiy ve Sanat” konusundaki sunumundan çok memnun olduklarını belirterek, ”Hocamıza Cuma Sohbetlerimize konuk olduğu ve ‘Vahy ve Sanat’ konusunda değerli birikimini bizimle paylaştığı için çok memnun olduk. Metin hocaya hayırlı ve bereketli bir ömür diliyoruz. Ayrıca hocamıza ve programımıza katılan tüm herkese şahsım ve TYB Şanlıurfa Şubesi yönetimi adına teşekkür ediyorum” dedi.
 
Türkiye Yazarlar Birliği Şanlıurfa Şubesinin Cuma Sohbetlerine konuk olan Şair Yazar Metin Önal Mengüşoğlu, “Vahiy ve Sanat” konusunda açıklamalar yaptıktan sonra TYB Şanlıurfa Şubesi üyelerinin sorularını cevapladı.
 
Programda TYB Şanlıurfa Şube Başkanı Doç.Dr. Mahmut Kaya, Yönetim Kurulu ve üyeleri Mehmet Sarmış,, Eyyüp Azlal, Ömer Sabuncu, Seyid Ahmet Kaya, Nusret Yılmaz, Mehmet Nur Şanda, Mehmet Akbaş, Yusuf Ünver, Fatih Hanpolat, Erol Erkan, Osman Güzelgöz, Halil Atlı, Hasan Ekinci, Mustafa Özmen, Müslüm Abacıoğlu, Elif Şahap, Emine Altun, Sevda Ede, Zeynep Karakurt, Berrin Çoban, Büşra Şeker, Semra Yaman, Sibel Ket, Kübra E. hazır bulundular.
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum