Reklam
Reklam
Allah'a Borç Vermek
Erkan Furkanoğlu

Erkan Furkanoğlu

Allah'a Borç Vermek

06 Eylül 2022 - 13:04

Borcu Allah’a verirsek karşılığı muazzam ve muhteşem olur.

SübhanAllah her türlü eksiklik, noksanlıktan münezzehtir. Pekiyi, bu halde Allah’a borç vermek nasıl olur?
 “Allah’a güzel bir borç vermek” aslında karşılığını ve fazlasını Rahman Allah’tan tahsil etmek üzere O’nun razı olduğu şekilde ve razı olduğu yerlere hayır yolunda harcamada bulunmaktır.

Muhakkak ki bu fedakârlığı yapan ve emrini tutan kullarına Rahman Allah’ın vereceği karşılık kat kat fazla olacaktır.
Namazı hayatın merkezine yerleştirerek, onu dikkatle ve özenle kılın, zekâtı verin ve canınızı, malınızı ve tüm yeteneklerinizi Allah’ın istediği doğrultuda kullanarak, mükâfâtını âhirette almak üzere Allah’a  gönül hoşluğuyla güzel bir borç verin. Unutmayın; kendiniz için her ne iyilik yapmışsanız, onu Allah katında daha güzel ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız.Müzemmil 20
 
Kur’ân-ı Kerîm’de, “karz-ı hasen” şeklinde yer alan ifade, kelime olarak “güzel bir borç” anlamına gelir. “Allah’a  gönül hoşluğuyla güzel bir borç,ödünç verin” ifadesi Allah’ın rızasına uygun, hoşnut olduğu, O’na yakınlaştıran bir amel olarak borç vermeyi teşvik eder.
Kuran tefsirlerinde Allah’a gönül hoşluğuyla güzel bir borç vermenin genel olarak iki anlamda kullanıldığı görülür. Birincisi ihtiyaç sahiplerinin bu ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için belli bir süreliğine ihtiyaç duyduğu şeyi borç vermektir.

“Allah’a güzel bir borç, ödünç verin” ifadesinin İkinci anlamı ise eldeki imkânları Allah yolunda harcamaktır. Yani “Allah’a güzel bir borç vermek” aslında karşılığını Allah’tan tahsil etmek üzere hayır yolunda harcamada bulunmaktır. Bunun güzelliği de Allah için ve Allah’ın razı olduğu işler için yapılan fedakarlığa   karşılık olarak Allah’ın kat kat fazlasını da vererek ödüllendirmesidir. Kullar arasında borç alındığı kadar ödenirken Allah’ın ödemesi katlanarak olmaktadır. Bu o kadar yüksek ve bereketli bir geri dönüştür ki 700 katına kadar çıkmaktadır.

Mallarını, servetlerini Allah yolunda, İslâm uğrunda dünyalık bir karşılık beklemeden, gönüllü harcayanların durumu, bir taneden yedi başak bitiren, her başakta yüz tane ürün veren, bire yedi yüz verimli bir taneye benzer. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere kat kat fazlasını verir. Allah'ın lütfu, rahmeti geniştir, her şeyi bilir. Bakara 261

 En hayırlı yarış, hayırlarda yarışmaktır. En hayırlı varış, Allah’ı razı etmiş ve razı olmuş şekilde  cennete varıştır.
O halde Ey nefs-i mutmainne (kâmil iman ve sâlih amelle huzura ermiş olan nefis)! Fecr 27
“Rabb’ine dön; O’ndan razı olmuş ve O’nun rızasını kazanmış olarak! Sen O’ndan hoşnut, O de senden hoşnut bir hâlde!”Fecr 28

Herkesin yöneldiği bir istikameti ve hedefi vardır ki ona yönelir. Öyle ise (ey inananlar!) siz de iyi ve güzel hedefler koyarak hayır işlerinde yarışın. Nerede bulunursanız bulunun, Allah hepinizi kendi katında (mahşerde) toplayacaktır. Şüphesiz ki Allah, her şeye gücü yetendir. Bakara 148

Arap televizyon kanallarının birinde ameliyat olacak bir hasta için yüz elli bin dolar paraya ihtiyaç olduğundan yardımlaşma kampanyası başlatılır. Canlı yayında arayan arayana…
Bin dolar veren, iki bin dolar verenler varken.
Birisi arayıp mahcup ses tonuyla iki dolar veriyorum dedi.
Sunucu sordu "Neden iki dolar?
Mümkünse sebebini söyler misiniz?"
Dedi ki:"Çünkü tüm param dört dolar ve yarısını gönül hoşluğuyla veriyorum, daha fazlasını vermek isterdim ama işsizim."
Bu yüreği kocaman, cömert ve fedakâr insan hepimize çok güzel bir örneklikle ders vermişti.
Daha sonra arayan   diğer güzel insanlar başka güzelliklere sebep oldular.
Yardımlaşma kampanyası hem maddi hem manevi   nice bereketlere vesile oldu.
Sonraki arayan sekiz bin dolar bağışladı 
Dedi ki "dört bin hasta için, dört bin de iki dolar veren kardeşimiz için "
Onun arkasından arayan on bin verdi beş bin hasta, beş bin de iki dolar veren kardeşimiz için dedi.
Bir saat içinde ameliyat hastasının ihtiyacı olan para toplandı.  
O işsiz ama cömert ve fedakâr olana da hatırı sayılır bir meblağ toplandı. 
Sunucu bir gün sonra o işsiz için de program yaptı. 
Hem de toplananı ona takdim ettiler.
Program sırasında büyük şirketler aradı. 
İş teklif ettiler, onlarca iş içinden istediğini seç dediler. Böylece hem para hem de güzel bir iş sahibi oldu.
Tekrar anlaşıldı ki önemli olan ne kadar verdiğin değil, nasıl ve nerden verdiğindir.
İyiliğin karşılığı sadece daha güzel ve daha büyük iyiliklerdir.
Unutmayalım ki dünyada hayırlar, iyilikler, güzellikler üretmeyen din ve ahlâk ahirette ancak hüsran yaşatır.
Samimiyet ve onu hayata tatbik etmek mucizevi sonuçlar veren bir iksirdir. Söylemde kalmayan, ruhuna ve amacına uygun davranılan her şey değerlenir, güzel sonuçlar verir.

Artık kim zerre kadar (ya bizzat) hayır yapmış (veya iyiliklere vesile ve sebep olmuş)sa, onun karşılığını mutlaka görecek (ve alacaktır). 
Ve kim de zerre miktarı şer işlemiş (veya kötülüğe sebebiyet vermiş)se, onun da cezasını mutlaka görecek (ve bulacaktır).Zilzal 7-8

Yüce Allah yolundan ve rızasında ayırmasın, yar ve yardımcımız olsun…

Selam, dua ve muhabbetlerimle
A.Erkan FURKANOĞLU
06.08.2022      06.10
Manisa

YORUMLAR

  • 1 Yorum