Reklam
Reklam
Allah'ın Sevmediği Helalin Mümincesi:
Erkan Furkanoğlu

Erkan Furkanoğlu

Allah'ın Sevmediği Helalin Mümincesi:

19 Ocak 2023 - 16:23


Davulla, zurnayla, düğünle, ziyafetle evlenmek güzeldir de kavgayla, şiddetle, kin ve nefretle ayrılmak insanlara hassaten de müminlere yakışmaz.

Havai fişek gösterileriyle evlenip kurşunla veya kurşun gibi yaralayan, zarar veren söz ve davranışlarla ayrılmak hem çok acı hem de birçok acıya gebe durumlar oluşturur.


Eşler arasındaki fikri ve duygusal aykırılık, huzursuzluk, ilgisizlik, sevgisizlik, saygısızlıklar sonucunda meydana gelen geçimsizlik bazen ileri dereceye ulaşır ve boşanma tek çare olarak görülebilir. Buna rağmen, Rahman Allah’ın en sevmediği helal olan boşanma en son başvurulması gereken yoldur. Bununla birlikte, bütün anlaşma yolları kapanmış ve evlilik hayatının sürdürülmesi zarar vermeye başladıysa, fedakarca ve karşılıklı olması gereken sevgi, saygı, merhamet duygularının yeniden tesisi imkânsız hale gelmişse boşanma en makul yol olarak meşru ve gerekli görülmüştür.


Hele ki günümüzde evlenmek zor olduğu kadar evliliği sürdürmek de zordur. Şiddetli anlaşmazlıklar ,kavgalar ve huzursuzluk yüzünden hayatları çekilmez hale gelen iki insanı yaşamlarına birlikte sürdürmeye zorlamak doğru değildir. Rahman Allah kullarının mutluluğu için hayır kapıları açar ve onların sürekli azap görmesini istemez. 


Sevgi, saygı, merhamet ve huzur kaynağı olması gereken evlilik hayatı, bunları sağlamadığı gibi tersi durumlara sebebiyet veriyorsa  insanlar olmasada evlilikleri kötü demektir.Kötü bir evlilik hayatın tamamının azaba dönüşmesi demektir. Allah bu anlamda hayatı kolaylaştırmak için bazı sühulet yolları göstermiş ve bu yollarla her iki tarafı koruma altına alarak hakkın ve adaletin yerine gelmesini sağlamıştır. 


Câhiliye döneminde kadının pek bir hakkı olmadığı için boşanma tamamen kadına zarar verecek cinsiyetçi şekilde uygulanırdı. Onun için evlenmeler kadar boşanmalar da çok sık görülürdü. Böyle bir dönemde nâzil olan Talâk sûresiyle ve Bakara suresi 2/226-232 ayetleriyle kadın hakları koruma altına alınmış, boşanmaya karar vermiş olan eşlerin adil olması gerektiği bildirilmiş ve Allah’ın belirlediği sınırların aşılmamasına dikkat edilmesi istenmiştir.

“Bilemezsin, olur ki Allah yeni bir durum ortaya çıkarır” ifadesi, eşleri uzlaştıracak ve yeniden bir araya gelmelerini sağlayacak sebeplerin oluşabileceği anlamına gelmektedir. Onun için Allah boşanmayı üç temizlenme/adet müddetine yani üç aya bağlamıştır. Eğer üç ay içerisinde hiçbir yumuşama, düzelme ,iyileşme olmaz ve eşleri uzlaşmaya yaklaştıracak  işaretler görülmezse bu evlilik bitmiş demektir.


Kocaya, pişman olduğu takdirde eşine yeniden dönme imkânı veren boşama, iki defadır.Erkek, birinci ve ikinci boşamadan sonra hanımına geri dönebilir. Bundan sonra ya eşini bir daha boşamadan iyilikle tutmalı, ya da onu üçüncü kez boşadığı takdirde güzellikle serbest bırakmalıdır.

Eşlerinize evlilik bedeli, mehir ya da hediye olarak verdiklerinizden herhangi bir şeyi, onları boşama karşılığında geri almanız size helâl değildir. Ancak, koca ve karısından her ikisi de, evliliğin devam etmesi hâlinde Allah’ın çizdiği sınırları çiğneyeceklerinden endişe ediyorlarsa, o zaman başka. Bu durumda, sırf karısından kaynaklanan sebeplerle onu boşamak zorunda kalan koca, —eğer kocalık görevini ihmal etmemiş ise —verdiği mehrin—hakimin belirleyeceği— bir kısmını geri alabilir.

Ey İslâm toplumunun etkili ve yetkilileri, hâkimleri, yöneticileri, aile büyükleri, kanaat önderleri! Eşinden soğuduğu için evliliği sona erdirmek isteyen kadının ve kocasının, bu evlilik devam ettiği sürece Allah’ın çizdiği sınırları çiğneyeceklerinden endişe ederseniz, bu durumda kadının kendisini boşaması karşılığında kocasına bir bedel ödemesinde ikisine de günah yoktur. Kadın, evlilik bedelini kocasına iâde etmek şartıyla, İslâm toplumunda yetkili hâkim aracılığıyla evliliği sona erdirebilir.


İşte bunlar, Allah’ın çizdiği sınırlardır, sakın onları aşmayın. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. 2/229


Sıhhat derecesi yüksek birçok Hadis’e göre, Sâbit b. Kays’ın karısı Cemîle ,  Allah Rasulu Hz Muhammed asv)a gelerek, kocasının kusursuz karakterine ve davranış tarzına rağmen “İslam’ı kabul ettikten sonra yeniden küfre düşmekten ne kadar nefret ediyorsa, kocasından da o kadar nefret ettiği”ni beyan ederek boşanmasını talep etti. Bunun üzerine Allah Rasulu Hz Muhammed asv, Cemîle’ye, kocasının evlendikleri zaman kendisine mehir olarak verdiği bahçeyi ona iade etmesini emretti ve evliliğin bittiğini ilan etti. (Bu Hadis’in birçok değişik şekli, İbni ‘Abbâs’dan rivayetle Buhârî, Neseî, Tirmizî, İbni Mâce ve Beyhakî’de kaydedilmiştir.) Benzer Hadisler, Hubeyde Binti Sehl adlı kadınla ilgili olarak, İmâm Mâlik’in Muvatta’ında, İmâm Ahmed’in Müsned’inde, Neseî ve Ebû Davûd mecmualarında Hz. Ayşe ra’den rivayetle nakledilmiştir (aradaki tek fark, son kaynakta kadının ismi Hafsa Binti Sehl olarak anılmıştır). Bu Rivayetlere istinaden İslam Hukuku, kocanın evliliğe ilişkin yükümlülüklerini herhangi bir şekilde ihlal etmemiş olması şartıyla, sadece kadının isteği üzerine evlilik sona erdirilirse, kadının akdi bozan taraf olacağını ve bu nedenle, nikah sırasında kocasından almış olduğu mehri iade etmek zorunda kalacağını hükme bağlamıştır; ve bu durumda, kadının kendi hür iradesiyle vazgeçmiş olduğu mehri kocanın geri almasında “her iki taraf için de hiçbir günah yoktur”.



Kocası onu üçüncü kez boşarsa, bundan böyle kadın başka bir erkekle —formalite icabı değil, gerçek bir nikâhla— evlenmedikçe, bir daha kendisine helâl olmaz. Kadının evlendiği bu ikinci kocası da kendi rızasıyla onu boşarsa, kadının bekleme süresi dolduktan sonra, eski kocası onu geri almak isterse ve her ikisi de yeniden evlendikleri takdirde Allah’ın sınırlarını koruyabileceklerine inanıyorlarsa, birbirlerine dönmelerinde ikisine de günah yoktur.

İşte bunlar, bilinçli ve duyarlı bir toplum için, Allah’ın açıkça ortaya koyduğu sınırlardır, sakın bu sınırları aşmayın!2/230


Üç boşamayı bir anda yapmayı zorlaştıran bir kuraldır. Zaten üç talakla birden boşama ve halk arasında konuşulan hulle olayı İslamî değildir. Kaynakların verdikleri bilgiye göre; boşamaların her biri bir iddet/temizlik süresi içinde olur. Regl/aybaşı halinde kadın boşanmaz. Temizlendiği zaman ilk talak verilir. İkinci temizliğinde ikinci talak verilir. Gerek birincide ve gerekse ikincide tarafların pişman olup geri dönme fırsatları vardır. Bu dönüşlerde yeni bir akit ve mehir gerekmez. Ancak üçüncü temizlik döneminde 3. talak da verilirse artık geri dönemezler. Kur’an’a göre boşanmanın nasıl olacağı Talâk, 65/1-2’de anlatılmaktadır. Üç defa boşandıktan sonra tekrar eski eşini almak isteyen birisi, boşadığı eşi bir başkasıyla evlenir, o koca onu boşarsa veya ölürse gerekli olan üç iddet (âdet/temizlik) süresi dolduktan sonra, Allah’ın emirlerine uyacaklarsa ve geçinebileceklerini ümit ediyorlarsa, eski kocası onu alabilir. İslamiyet’ten önce sayısız boşama ve geri almalar vardı. İslamiyet boşanıp durmasınlar diye böyle ağır şartlar getiriyor. Kur’an’a göre boşamanın nasıl olacağı Talâk, 65/2’de açıkça belirtilmiştir.


Rahman Allah’ımız bizleri ve tüm insanları rahmetiyle her türlü şerlerden kurtarıp hayırlara, ferahlıklara eriştirsin…


Selam dua ve muhabbetlerimle…

YORUMLAR

  • 0 Yorum