Reklam
Reklam
İman ve Kardeşliğin Zaferi
Erkan Furkanoğlu

Erkan Furkanoğlu

İman ve Kardeşliğin Zaferi

18 Mart 2021 - 13:45

Bu yol ki Allah yoludur, korku bilmeyiz, yürürüz!
Mehmet Akif’in Allah’ın yolu dediği bu mücadelede Allah’ın Kitabı’ndan Çanakkale Savaşı bağlamında bir ayeti dikkatlerinize sunmak isterim.
Hz. Allah’ın bize lütfu ve rahmetinden anlamı ganimet  olan Enfal  Suresinde, dünya ve ahiretimiz için hayatın her alanına dair  selamet, huzur, başarı  formüllerini sunuyor. Gereğini yaptığımızda iyilik, güzellik ve hayır nasip edecek; yapmadığımızda da kendi ellerimizle Rabbi’mizin defalarca uyarısına rağmen kendimizi maddi, manevi tehlikelere atmış ve zarar edip kaybedenlerden olacağız.(MuhafazanAllah)

Allah'a ve Rasulü’ne itaat ediniz, emir ve yasaklarını gereği gibi yerine getirin, Kuran’ı ve sünneti uygulayınız,
Bildirdiklerine ve kurallarına riayet ediniz.
 Birbirinizle didişmeyiniz, çekişmeyiniz, rakip ve düşmanca bir mücadele içine girmeyiniz. 
Bunu yaparsanız çekingen, korkak ve yılgın bir hale gelirsiniz.
Maddi ve manevî gücünüz, kamuoyundaki etkiniz ve itibarınız, kuvvetiniz, imkânlarınız, devletiniz, liderliğiniz elden gider. 
Sabırla gereğini yerine getirip Allah’ın yardımı ve desteğiyle mücadeleye devam edin. 
Allah sabrederek mücadeleye devam edenlerle beraberdir.

Çanakkale Savaşı’ndaki tablo usta şairin belirttiği gibi şu şekildeydi:

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya,
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Bu yol ki Allah yoludur, korku bilmeyiz, yürürüz! 

Akif'in aklı, fikri ,ruhu Allah yolunda mücadele verildiğine inandığı Çanakkale'deydi.  Bu yüzden içi hiç rahat değildi. Sürekli gelişmeler  hakkında erişebildiği görevlilerinden haber almaya çalışıyordu.
  Çanakkale savaşı ve cephesinde olmak isteyip de olamamanın verdiği mahcubiyet ve ızdıraplı ruh haliyle bir telgraf alır. Telgrafta Çanakkale Zaferi haber verilince duygularını şöyle ifade eder:
Düşer mi tek taşı sandın namus ocağının?
Meğer ki savaşa giren son er şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa;
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar,
Taşıp da kaplasa afakı bir kızıl sarsar;
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir,
Çanakkale Zaferi aramıza etnisite, mezhebi, meşrebi vb tefrikalar girmezse eskilerin tabiriyle yedi düvele meydan okuyabileceğimizin, dünyaya diz çöktürebileceğimizin hakkal yakin ispatıdır. Çünkü: 
Birbirinizle didişmeyiniz, çekişmeyiniz, rakip ve düşmanca bir mücadele içine girmeyiniz. 
Bunu yaparsanız çekingen, korkak ve yılgın bir hale gelirsiniz.
Maddi ve manevî gücünüz, kamuoyundaki etkiniz ve itibarınız, kuvvetiniz, imkânlarınız, devletiniz, liderliğiniz elden gider. Rabbi’mizin uyarısı var.

Çanakkale Savaşları’nın 106. yıl dönümü vesilesiyle  dini, canı malı, nesli, aklı ve tüm medeniyet değerleri için mücadele veren ve bu uğurda ya gazi ya şehadet diyen tüm kahramanlarımıza borçluyuz ve onları rahmetle, minnetle yad ediyoruz.
            Çanakkale direnişiyle bizlere büyük bir emanet bırakan kahramanlarımıza Rabbi’miz cennetin ali derecelerini nasip eyleyip bizleri de onlarla rızıklandırsın. İstiklal Savaşı´nın şüphesiz çok  önemli bir mukaddimesi sayılabilecek bir dönüm noktasıdır Çanakkale. 

Ahiret için olanların dünya ehli olanlara karşı zaferidir.
  
Maneviyatın maddi unsurlara karşı zaferidir.         
 Mananın maddeye karşı galebe çalmasıdır.
 İmanın küfre karşı mücadelesi ve zaferidir.
 Hakkın batıla karşı mücadelesi ve zaferidir.
İngiliz subayının şu ifade ve itirafları kanaatimce çok dikkat celp edicidir:
"Ölü askerleri vardı yaşları 14,15,16 inanın ki gülüyorlardı.. İlk kez kaybedeceğimizi o gün hissettik" 
Onlar Asım’ın nesliydi ve gereğini en güzel şekilde yaptılar.
“Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek, 
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. 
Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
 O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.”

            Ümmetin ve ümmetçiliğin sekülerizme, emperyalizme ve tüm beşeri izm ve  sistemlerine  karşısında mücadelesi ve zaferidir.
Cenabı Allah´ın Kuran ı Kerim’deki ifadesiyle İnanmış ve birbirine kenetlenmiş az sayıdaki insanın, her türlü yokluğa rağmen, müstekbirlere ve onların ölüm makinalarına karşı onurlu bir mücadelesinin  zaferidir.
Çanakkale Zaferi aramıza etnisite, mezhebi, meşrebi vb tefrikalar   girmezse eskilerin tabiriyle yedi düvele meydan okuyabileceğimizin, dünyaya diz çöktürebileceğimizin hakkal yakin ispatıdır.
Değil mi cenge giden Çerkes'in, Laz'ın, Türkün,
Arab'la, Kürd ile bakidir ittihadı bugün;
Değil mi sinede birdir vuran yürek… Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz!

İmanından ve medeniyet değerlerinden güç alan insanımızın(Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Çerkezi ,Alevisi, Sünnisi... vel hasılı kelam önce insan olan adam olan adamlarımızın)
Tarih biliminin bir nesnesi değil ;Tarihin öznesi olduğumuzun göstergesidir.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
 "Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

Sadece 106 yıl önce yaşanmış ve bitmiş bir olay değildir Çanakkale. Müslümanların, tarih sahnesine çıkmaya başlamasıyla ,Hristiyan ,Yahudi ve müşriklere komşu olmasıyla başlayan ve kıyamete kadar devam edecek olan hak ve batıl mücadelesinin bir tezahürüdür.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer
 Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i 
Onlar da Bedr’in aslanları gibi şanlı idi.

 Çanakkale'de 250 binden fazla şehidi  inancımız ve  İslam medeniyetimizin tüm değerleri için verdik.Bu değerlerin dışındaki hiçbir şey kabul edilemez.
"Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
 Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Çanakkale Zaferi’nin 106. yıl dönümünde, bu toprakları bize vatan olarak emanet eden tüm şehitlerimizi rahmetle ve şükranla yad ediyoruz.O yiğitler ki:
“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber.
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.”
“Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.”
Çanakkale Cephesi aynı zamanda 
Koca Seyittir, 
Nusret Mayın Gemisidir,
 Tokat'ın Onbeşlileridir,
 57. Alaydır,
Ve daha niceleri…
Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar 
O,rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.”
 
Selam
Dua ve 
Muhabbetlerimle…
Fi Emanillah…

A.Erkan FURKAN
17.03.20121
Şehzadeler Manisa 00.34

YORUMLAR

  • 0 Yorum