Reklam
Reklam
İslami Yaşam Özgürlüğü ve Peygamberimiz
Mustafa Tosun

Mustafa Tosun

İslami Yaşam Özgürlüğü ve Peygamberimiz

22 Mart 2021 - 09:18

Peygamber ve sahabenin mücadelesinin temelinde Aziz İslam'ı özgür bir şekilde yaşamak vardı. Bu nedenle Medine'ye göç etmek zorunda kaldı. Zira egemen, zorba müşriklerin putlarını koruma yasası vardı. Putlara inanmayanlara, daha doğrusu itiraz edenlere yaşam hakkı tanımıyorlardı. İnsanları putlara değil de tek bir ilaha davet etmelerine engel oluyorlardı. Kurdukları zulüm ve şirk çarkları devam etsin, buna itiraz edenlere ise işkence ve eziyet etmek o dönemde gayet doğaldı. Hatta peygamberimizin "develere ağır yük yüklenmesin" ifadesi bile onlara ağır geliyordu. Peygamberimizin köleliği karşı duruşunu hazmedemiyorlardı.

Günümüzde her ne kadar şirk güçleri o döneme nazaran daha da çok kurumsallaşmışsa da, devlet olup, orduları varsa da bizler peygamberin bu davası uğruna çabamız, mücadelemiz ölene kadar sürmelidir. Bu dava uğruna Müslümanlar olarak ilahi kardeşlik sözleşmesi zemininde bir arada olmayı başarmalıyız. Kardeşlik zemini kurumsallaşmayı beraberinde getirecektir. Zİra peygamber Medine'de bunu yapmıştır. Kardeşlik bağını iyice pekiştirerek, Tevhid davasını kurumsallaştırmıştır. Zamanımızda ise bunun önündeki en büyük iki engel, sürekli vurguladığımız milliyetçilik ve mezhepçiliktir. İslam ülkeleri bu iki mikrobun etkisinde bölük pörçük olmuştur. Bu nedenle İslami yaşam özgürlüğümüze ulaşamıyoruz.
Peygamberin ve sahabenin özgürlük mücadelesi asla başkasının esareti üzerine değildi. Bu örnekliği bizler de taşımalıyız bu çağa. Bu örneklik aslında bütün insanların fıtri özgürlüğü demekti. Başka insanları zorla müslüman yapma değil, ama kendi müslümanlığının da başka zorbalar tarafından yasaklanmaması. Kendi İslami özgürlüğümüzün peşinde olmalıyız. Dayatmacı anayasalara ve sistemlere karşı teslimiyetçi kişilik sergileyenler silikleşmeye mahkumdur zira. Bir süre sonra kanıksarlar. "La" bilinci körelir.
Çağın hegemonik güçlerine ve ideolojilerine karşı sabır/direniş ruhunu kuşanmalıyız. Sabır direnmek demektir. İslami çizgiyi korumak demektir. Tevhid davasının mücadelesini vermek, muvahhid bir yürek için büyük bir heyecandır. Bunun için zihin teri ve yürek teri dökmekten asla çekinmez ve tabi alın teri de.... Rabbe yönelişini sürekli güncel tutar, firavuna giden Musa ve Harun'a "beni anmayı unutmayın" ayetini bilir. Dua ile ilahi gücü kendisine celbeder. Ve hiçbir zaman unutmaz ki, "güzel sonuç, muttakilerindir"


YORUMLAR

  • 0 Yorum