Reklam
Reklam
Müslümanların Lgbt Anti-Propagandası Propagandaya Dönüşmesin!
Mustafa Tosun

Mustafa Tosun

Müslümanların Lgbt Anti-Propagandası Propagandaya Dönüşmesin!

30 Haziran 2020 - 12:04

Müslümanlar olarak karşıt olduğumuz şeye  öyle bir anti-propaganda yapıyoruz ki, farkında değiliz ama sanki  propagandaya dönüşüyor bu karşıtlığımız. 

Ben lgbt'lilerden korkmuyorum. Onlar bataklığın içinde. Zavallı durumdalar. Ama biz daha sakin, daha emin ve daha kararlı cümlelerle veya tarzlarla karşıtlık sergilemeliyiz.

Hemen nerde bir gökkuşağı rengi görsek aniden kızgın hale gelerek tepki veriyoruz. İnanın bu tarz öfkesel tepkiler gençlerde daha çok merak uyandıracak. Kabukla uğraşmak yerine kalbini hedef almalıyız. Meseleyi etraflıca gençlerimize sunabilmeliyiz. 

Renkler üzerinden değil. Gençlere - bize göre- pislik olan lgbt yaşam tarzını sakin bir şekilde deklare ederek, özgüvenli bir şekilde sunmalıyız. 
Yani korkarak değil, "yayılıyorlar, durduramıyoruz bunları" görüntüsü veriyoruz sanki...

"Yok şu markada, bu markada şu renkler var" falan.. Belki reklam için tonlarca para vermiştir küresel şeytanlar. En asgarisi o üründen almamaya çalışırız veya güç-birliktelik oluşturmanın önemini daha iyi anlarız. Ama şunu bilelim ki Hakk daima üstündür. Tedirgin ve korkak olmamalıyız. Emin ve kararlı bir duruşla karşıtlığımızı ortaya koymalıyız.

İnanın acıyorum onlara. Fıtratın hazlarından uzak, berbat haldeler. Düşünsenize nesilleri olmayacak bunların. Gelecekleri yok aslında. Renklere karşı çıkacağımıza  yavrularımıza gerçek bir ana-baba olalım ki, onların tuzağına düşmesinler, mesela ilk adım bu olmalı. Yavrunla aran bozuksa istersen bütün renklere düşman ol, hikaye. 

Hatta taşrada böyle tip kişilerin çıkmasının en temel sebebi baskıcı ebeveynler olduğu da söyleniyor. Asıl buraya odaklanalım. Aile yapımızı güçlü tutmanın yollarını öğrenelim. Ama sürekli çatışan anne baba rollerini gören çocuğun olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır. 

Lut peygamberimizin bu tiplerle mücadelesini anlatalım çocuklarımıza. Üstelik bunlar bu işin zorbalığına kadar gitmişler. Yani Lut peygamberin misafirlerine zorla el koymaya çalışmışlar. 

Demek ki bu azgınlığın bugünki temsilcileri gücü ele geçirse belki kadın-erkek ilişkisini bile yasaklayacak ve kötü görecek. Hem-cins ilişkisini dayatacak topluma.

Peygamber kıssasından bunu görüyoruz. Hak batıl mücadelesi azmi içerisinde ve kendimizden emin bir vizyonla yolumuza devam etmeliyiz. Karamsar ve tedirgin ruh halleri anti propagandayı, propagandaya dönüştürür. Buna dikkat edelim. 

Kısacası renkleri görüp öfkelenme yerine bize ne düşüyor diye sorup uzun soluklu çalışmalara girmeliyiz. Lgbt'yi iyi tanımalıyız. İradesi dışında olan ile iradesi dahilinde olanı iyi bilmeliyiz. Nefsin dizginlenmemesini insanı nerelere sürüklediğinim ibretlik manzarasıdır aynı zamanda bu manzara... 

Son olarak Lut peygamber kıssasından şu dersi de alalım, Lut peygamber diyor ki, 
قَالَ لَوْ اَنَّ ل۪ي بِكُمْ قُوَّةً اَوْ اٰو۪ٓي اِلٰى رُكْنٍ شَد۪يدٍ
(Lut): "Keşke sizi savacak bir gücüm olsaydı yahut sağlam bir yere sığınabilseydim" dedi. (Hud:80)
 
Burdan da anlıyoruz ki Müslümanlar hakkı ayakta tutmak için güçlü olmaları gerekiyor. Aksi halde böyle pisliklerin elinde zorbalığa düçar oluruz. Bu açıdan müslümanlar mezhepçilik ve ırkçılık yapmadan kardeş olmayı başarmalıdırlar. Vesselam.

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • Mustafa Tosun
    3 yıl önce
    Aynen öyle hocam. Buna dikkat çekmeye çalıştım
  • Dilek Demir
    3 yıl önce
    Katılıyorum hocam.tepkimiz de bize yakışır olmalı, bazi paylaşımlar beni o kadar rahatsız etti ki neslimizi koruduğumuzun iddiasında bulunup neslimize bilinç olusmadan görmemeleri gereken kareler gösterdik toplum olarak. Tepki verelim derken tedbiri elden bırakmamalıyiz.