Reklam
Reklam
Mutedil İtaat Kültürü: Ne Robotik Toplu Yapı Ne De Ukalaca...
Mustafa Tosun

Mustafa Tosun

Mutedil İtaat Kültürü: Ne Robotik Toplu Yapı Ne De Ukalaca Bireysellikler

13 Kasım 2020 - 12:07

Katı, dogmatik gruplarda aklı devre dışı bırakacak kadar olan itaat kültürüne nasıl itiraz ediyorsak, aklın şımartılması sonucu oluşan ukalalık ve sözüm ona kimseden emir almam mantığı ile itaat kültürünün dumura uğramasına da itiraz etmeliyiz. İşlerimizin ciddi yürümesi açısından itaat kültürünü mutedil hale getirmeliyiz her iki taraf açısından…

Birinci gruptaki katı itaatçiler robot hükmündedir. Bu evvela Allah’a karşı yapılan bir saygısızlıktır, hatta şirke kadar yolu var.

İkinci gruptakiler ile de uzun soluklu, tertipli, düzenli, halkın içine girecek kadar bir vizyona sahip olunamaz. Bir hizmet ve davet birlikteliği oluşturalamaz. Böyleleri ukalalığın gayyasında bireysel kalmaya mahkumdurlar. Kollektif çalışmanın bir parçası olamazlar. Entelektüel atraksiyonlarla yerlerine çakılı kalıp eylem yerine sürekli söylem üretirler.  

Davamızı/dinimizi sağlıklı bir şekilde yaşamak ve yaymak için bilinçli itaat kültürüne sahip olmalıyız. Aksi halde bir adım mesafe katedilemez ve hep bireyselliğe mahkum kalınır.

Peygamberimize atfedilen/iddia edilen şu iki tespitin önemini çok iyi anlıyorum:

"3 kişi de olsanız sefere çıktığınız zaman biriniz başkan olsun", "Başı siyah üzüm habbesi gibi olan bir habeşli köle başınıza geçer ve adalet ile yönetirse ona itaat edin"

Bu iki hadisin (senedlerini incelemedim) Müslüman toplumun geleceği adına anlamının yüksek olduğunu düşünüyorum. İş yönetecek insanlar ile iş yapacak insanların sağlıklı bir şekilde fıtri konumlarına yerleştirilmemesi toplumsak kaosa ve huzursuzluğa yol açtığını hep birlikte yaşıyoruz aslında. Dağınık olmaya da “hayır”, fıtrata aykırı konumlandırmalara da “hayır” diyebilmeliyiz.

İnsan toplumsal yaşamaya adeta mahkum. Bunu olumsuzluk olarak ifade etmiyorum. Yaratılış ve sünnetullahın bir gereği. Bu nedenle toplumsal iş ve oluşları asla bireysel kafa ile düşünemeyiz. Bireyi ve toplumu mağdur etmeyen bir itaat kültürü ile kollektif çalışma ruhuna sahip olmalıyız.

Yüce Rabbimiz Nisa Suresinin 59. Ayetinde Müslüman toplum için itaat silsilesini bize bildiriyor. Bu silsileyi kesinlikle önemsemeliyiz:

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ulu’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.”

Yüce Rabbimiz bize gönderdiği vahiyle bize hitapta bulunması, vahyi pratize edecek (sünnetin oluşumu) bir muallimi aleyhisselam göndermesi ve bu vahiy ile sünnete teslim olmuş bir ulu’l emr’in olması gerektiğini dile getirmesi hepimiz için önemlidir. Müslüman toplum kendi içindeki bütünlüğü sağlamak istiyorsa mezhepçilik ve grupçuluk sarmalından kurtulup bu şekilde bir itaat kültürüne ulaşması gerekir. Takdir edersiniz ki, itaat kültüründen kastımız mutlak ve robotik olmayan ama ukalaca da olmayan dengeli bir itaat bilincidir. Hem bu şekilde göğüslerin içinde saklı olanlar da daha da netleşir.

Müslüman toplum ve bireyler hem dünya geçimliliği konusunda hem de Allah’a kulluk konusunda sürekli teyakkuz halinde ve cehd içerisinde olup birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmekle mükelleftir. Bu tekellüfü ise sağlıklı itaat bilinci ve kolektif ruh ile yerine getirebiliriz. Bu anlamda cemaat halinde olmayı önemsiyorum. Fetö kötü örneği cemaate değil, cemadata örnektir, yani donuk, robotik yapıya. Kastımız asla bu değil. Şahsiyeti eritmeden ama ukalaca bireyselliğe de kaymadan mutedil bir itaat kültürü ile davamıza hizmet etme azmi içinde olmalıyız.  Allah her şeyi en iyi bilendir.    

YORUMLAR

  • 0 Yorum