Küçücük ölçümleriyle büyük hedeflere matuftu idealleri… Gizli ajandalar uğruna doğunun ortasına (Ortadoğu) varil bombaları yağdırıldı pervasızca. Coğrafya zulmün kaderiydi sanki, ya tarih nesiydi? Aslan başlı amblemler çoğalıp, çene ile gırtlak arasında mesafe azaldıkça hüzün koktu, ateşe verildi, dumana büründü, taşsız kabristana dönüştü tüm diyarlar… Binlerce mil öteden insafsızca üşüştü medeti ölüde uman sırtlanlar, yağmalandı yeraltındaki kaynaklar, dağıtıldı ocaklar... Zira sefahatleri sefaletlere borçluydular nasıl vazgeçebileceklerdi buradan!, Tarih, sinir uçlarına dokunmuştu bunların, ondan öç alıyorlar şimdi garibanlardan. Coğrafya kan ağlıyor müsebbibi tarih mi! Heyhat, mezar yok kefen yok, cesetler leşle eşteş. Merhamet artık sözlükte, yaşatmak kutsal kitapta bir kelimeden ibaret…
Günaydın! Aydınlık gelecekleri uğruna karartıldı masum hayatlar. Kirli menfaatler adına güneşte kurutuldu kurbanlık canlar, korumasız topraklardaki ehemmiyetsiz kanlar… Mazlumların ahıyla beslendi doymak bilmez yutaklar… Tarihten intikam almakta talihsiz zevat, dedelerine sözde el sallayıp selam yollayacaklar. Bu ne ilk idi ne son olacaktı, zira bu hınçta yüzyılların hesabı vardı...
Velhasıl; Varlıkları başkasının yokluğuyla mütenasip, zevkleri başkasının elemiyle orantılı, zenginlikleri başkasının fakirliğine bağlı… Hal böyle olunca nasıl terakki edecekti insanlık?
YORUMLAR