...EŞ SEÇİMİ...
“Dünyanın en mutlu insanı kimdir diye sorsalar“ eş seçimini doğru yapanlardır.” derim...!” diye bir tespit yapılmış sözlükçe grubu tarafından...
“Eş” deyince akıla her ne kadar ilk olarak “karı-koca“ gelse de bu konuyu daha geniş ve derin ele almak gerektiğine inananlardanım...
Bununla birlikte doğru bir eş yani karı-koca seçiminin de inkâr edilemez bir önemi vardır hayatlarımızın ilerleyişi için... Her ne kadar aşkın girdiği yerden akıl-mantık sessizce uzaklaşıyor olsa da her halükârda eş seçiminde gerçekten de çok seçici, duyarlı, hassas, ince eleyip sıkı dokuyan, önce kendini iyi tanıyan ve beraberinde de muhatabını çok iyi çözümlemeye çalışan, gelecek planlaması için geniş bakabilen, hayatının öncelik-aciliyet-değer bütünlüklerinin farkında olan, dış güzelliklerinden ve/ya avantajlarından ziyade iç güzelliğine, şahsiyete, güzel ahlâka ve zıtlıklardan ziyade uyuma yoğunlaşan insanlar şüphesiz ki uzun vadede kazananlar olacaktır...
“Yalnızlık Allah’a mahsustur...” sözünü hepimiz biliriz. Çok da doğru bir sözdür zira her birimiz sosyal yaratılmış varlıklarız ve her zaman birbirimize ihtiyaç duyarız... Ancak burada hassas bir nokta var ki bizim sosyalleşme ihtiyacımızdan daha öncelikli ve önemli olan konu “kendimiz olma ve kendi kendimize yetebilme” melekemizin ol’gun’laşmış olmasıdır.
Her anlamda eş olma, eş bulma, eşe dayanma özelliklerimiz bizlere karı, koca, evlat, dost, arkadaş, sevgili... olmayı beraberinde getirir... Ancak bu rollerin hepsinde de “kendi kendini gerçekleştirebilen” insanlar eş olma rollerinde bağımlılık değil de bağlılık geliştirecekleri için daha uyumlu, neşeli, özgür, başarılı ve huzurlu olacaklardır...
İnsan önce hep karşı taraftan bekler ve onu görür... Dolayısı ile de beklentilere yoğunlaşır. Fakat bu noktada öncelikle kişi kendini görmeyi, kendini tanımayı ve bilmeyi seçse olaylara ve kişilere bakış açısı ve yaklaşımı tamamen değişecektir... Beklentileri en aza indirgeyebildiğimiz noktada insanın çok daha tatminkâr, neşeli, bağımsız ve iyi hissettiğine dolayısı ile de hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı olduğuna şahit oluyoruz... Zira her türlü bağımlı yaklaşım insanın ruhunda hasar bırakır; bu durum da daha sonra hastalıkların açığa çıkmasına sebebiyet verir...
Doğru eş seçmeden önce bilmemiz gereken şey doğru eş olmaktır...
Nasıl isek o şekilde karşılık buluruz; sevgi, saygı, merhamet, empati, adalet, sabır, merak ve uyum içinde olur ve her halukârda o hâlimizi koruyabilirsek karşı taraf ne kadar bu değerlerden uzak olursa olsun, ciddi rahatsızlıkları yok ise ( şizofreni, kişilik bölünmesi, manik depresif, bipolar, narsist vb gibi... ) muhakkak ki daha uyumlu ve selamete ulaştıracak bir karşılığımızı alırız.
Tam da bu noktada idrak etmemiz gereken şey şu ki bizler öncelikle kendimiz olamadıkça, kendimizi bulup Yaradan’ımıza bağlanmadıkça, ne şahıs ne de eş olabiliriz... Bunu başardığımız zaman ise aranılan ve seçilen şahsiyetler ve eşler olacağımız da aşikârdır...
Kendini bilen Rabbini bilir, Rabbini bilen haddini bilir... Haddini bilen de yaşamaya bilir...
Sevgiyle Güzel Eş’ler...
Peri’han Taşdemir Taylı...
...
..
.
YORUMLAR