Reklam
Reklam
Tanımak Mı Tanımlamak Mı...?!
Perihan Taşdemir Taylı

Perihan Taşdemir Taylı

Tanımak Mı Tanımlamak Mı...?!

06 Ocak 2023 - 19:02

Her ne kadar iletişim ve ilişkilerimizde ‘tanımak gerçekliği’ üzerinden devam etmemiz gerekir ise de toplumsal olarak yerleşik kültür ve inanç kodlarımızla yaptığımız şey çoğunlukla ‘tanımlamaktır’!

Tanımlamak; muhatabı yargılamayı, etiketlemeyi, belirli kalıp ve kabullere almayı, ötekileştirmeyi, diğeri kılmayı, standartlaştırmayı, kendi bakış açımıza onu hapsetmeyi, bağlamayı, kısırlaştırmayı ve daraltmayı... içinde barındırırken...

Tanımak; olduğu gibi kabule geçerek muhatabımızın davranışlarını algılamayı, anlamayı ve yorumlamayı, belirli bir etiket veya kalıp vermeden saygı ve ilgi içinde derinleşmeyi, özgürlük alanına müdahale etmeden iletişim ve ilişki içinde olabilmeyi, doğru konum alabilmeyi... ifade eder.

Karşımızdaki kişi kendini bize ne kadar açmak ve hangi yakınlıkta kalmak, nerede durmak ve hatta kesmek/ bitirmek isterse iletişim ve ilişkinin doğası gereği ( zira çift taraflı bir etkileşim olması gerektiği; tek taraflı istediğimiz kadar bir iletişimi sürdürmek istesek de olamayacağı için...) saygı ve huzur içinde serbest bırakmak, mesafeyi korumak, bırakabilmek, tamamlandığını idrak edebilmek, hayatımıza hiç kimsenin ömürlük girmediğini ve herkesin bir misyonu olduğunu hatırlamak, o misyonu tamamlanan kişilerin de bir şekilde hayatlarımızdan çıkacağını ( ki ölüm de bu yollardan biridir ve tüm kayıplarımıza bu gözle bakmamız sağlıklı olanıdır...) bilerek, bağımlılık geliştirmeden, özgür kalıp özgür bırakarak... yaşamlarımızı sürdürmemiz ve tamamlamamız birer ol’gunluk ve sağlıklı ruh hâli emaresidir... 

Bu bakış açısını Yaratıcımızdan tutalım da en sevdiklerimiz ve yakınlarımız, eş-dost akrabalarımız, arkadaşlarımız ve kısa süreliğine gelip gidenler için de uygulayabilmeliyiz... Mesele tanımlamak değil tanımak olmalıdır; tanıyarak yakınlaşmak veya uzaklaşmak!... 

İnsanların çoğunluğu da tanımaktan ziyade Yaratıcısını tanımlarlar; belirli kalıp ve vasıflara hapis ederler ve buna göre O’na kulluk yapmaya çalışırlar veya yine aynı yargılar nedeniyle O’ndan uzaklaşırlar... Heyhaat... bu ilişki türü hiçbir zaman sağlıklı değildir... Tam olarak anlaşılamaz, bilinemez, tanınamaz belki ama herkes kendince/ eserince/ bahasınca/ ederince anlayabilir, sevebilir ve gönlünü verebilir Yaratıcıya... Düşünelim ki Yaratıcısına karşı bu tavırı ve tutumu sergileyen İnsanlar birbirlerine neler yaparlar?!...

İnsanlarla veya diğer canlılarla olan ilişkilerimizde de bu bakış açısını temel alarak oturtursak yaklaşım ve tasavvurlarımızın da değişeceğini göreceğiz... Doğru tasavvur için çok düşünüp taşınıp, doğru kararlar almak bizim hayrımıza olacaktır...

Bizim gibi kültürlerde böylesi sağlıklı tasavvur ve uygulamalar yaygın olmadığı için daha en başından bu alt yapıyla bir araya gelen çiftlerin olası olumsuz bir yaşam ve sonrasında olası ayrılık durumlarında çoğunlukla hiç istenmeyen ve onaylanmayan olumsuzlukların yaşanmasının sebepleri bununla ilintili olarak çoktur... Muhataplarımızın tamamen bizler gibi aynı haklara, şartlara, saygınlığa, özgürlüğe, şahsiyete ve akıla sahip olduklarını düşünerek ‘kendimize yapılmasını istediğimiz şekilde karşı tarafa muamele içinde olmalıyız!’... Bunu başaramadığımız zaman sadece muhatabımızı değil kendimizi de mutsuz ederiz!... Bunun örneklerini her gün televizyonlardan izliyoruz zaten...

İnsan; her daim değişebilen, dönüşebilen, duygusal zekasını daha baskın kullanarak akleden bir varlıktır... Her ne kadar donanımını düşününce insandan her şeyin en iyisini beklesek de gerçekçi olmak gerektiğinde insan söz konusu ise her anlamda, her şeyin, her zaman olabileceğini de iyi idrak etmek gekir; en yakınlarınız dahi olsa...

Gelin bizler kim veya ne olursa olsun tanımayı, anlamayı ve bu şekilde bağ kurmayı deneyimleyelim... Huzurla ve neşeyle ama inançlı ve derin bir şekilde yaşayalım... 

Sevgiyle Kalalım...
Peri’han Taşdemir Tayl

YORUMLAR

  • 0 Yorum