İNSAN, İNSANA
İnsan, insana bitiremediği mesafelerdir, gidemediği yollar, konuşamadığı gerçekler, hissettirdiği değil hissettikleridir insan insana. Söyleyemediği doğrulardır...
Aslında yanılmışım; insan insana bakışı değil görüşüymüş, onun olduğu yerde kalbinin çarpması değil gözünü kapatınca gülümsetişiydi. Sesini unutmak değil de her boşlukta sesini duymaktır.
Yolda yürürken benzetip de geri dönmektir.
Delicesine fotoğrafına bakmak değil de aslında öfkesiyle bir hışımda yırtıp attığı portresiydi.
İnsan insana sevgi değildi azizim.
Sevgi dışında her şeydi. Ağlayamadığı omuzlarıydı, bakamadığı gözleriydi...
İnsan insana sevgi olmadı fakat insan insana her daim özlemdi...
İnsan insana buyken kendisine de büyüyerek unuttuğu özlemleriydi...
Aklına bir türlü gelmeyen bir çehreydi.
Biten bir umuttu...
Ama o, bu değilki diyişiydi...
Bugün günlerden bir vazgeçiş ve ben yenildim bir papatyaya..
Bugün tüm inanmadığım gerçeklere inanmışlığımı yitirdiğim o gün.
Bugün, inanmadığım gerçeklerin beynimde baskı karnımda ağrı midemde bulantı yaptığı o gün...
Evet, kabul ediyorum geciktim fakat daha fazla gecikmeyeceğim vazgeçmek için...
Fakat zannetme ki gelişmelerim yok. Mesela benim sevdiğim kişi olmadığını öğrendim.
Hani felsefe desinde öğreniriz ya "Bir nehirde iki defa yıkanılmaz diye" seni birdaha sevmeyeceğimi biliyorum artık
Yani demem o ki bundan sonra duyacağım hasretim de sitemim de sana değil sana sitem duyamam bile benim duyduğum hasret ölü birine...
YORUMLAR