Reklam
Reklam
Ruhların Kemâl Yolculuğu
Şükran Taşdelen

Şükran Taşdelen

Ruhların Kemâl Yolculuğu

03 Nisan 2022 - 15:16

Geçti… Hem de hiç umulmadığı kadar çabuk ve rahat bitti. Dün bir bugün iki, bir de bakılacak ki son gün gelip çatmış. Genellikle insanın sabırsızlığından olsa gerek aziz mübarek günlerin, nasıl geçeceğiyle ilgili endişeli düşünceleri, ilk günden itibaren yağan rahmetin tecellisiyle yerini teslimiyetle donanmış bir gönül hoşluğuna bırakıyor. Artık insan biraz daha emindir Rabbinin sonsuz merhametinin çağlayacağından… Gözünde bitmez gibi büyüttüğü günlerin bir saniye gibi geçip gidebildiğini yaşayarak deneyimler. 
Allah, kulunun her an kendisini şah damarından yakın hissetmesini, Rabbine dayanıp güvendiğinde tahammül gücünün sonsuzca kaynağından nasipleneceğini bildirmek ister. Kul, bilinç ve idrakinin zirvesine açlıkla kendini imtihan ederken ruhunun sonsuz devinimiyle hemhal olur. Ruhunu ilimin ışığı ile aydınlatır. Kur’an-ı Kerim’in hakikat şualarıyla yol alır. Lahuti alemlerin varlığını, maddi ve sert dünyanın kesif karanlığında da olsa fark eder. Adeta sonsuzluğa açılan bir kapının aralanması gibi insan, manevi hazların deryasına dalar. Havada bir dinginlik ve huzur, iklimde bile bir nezahet hissedilir. Alem nura gark olmuş gibidir. İfrit ve şeytanların ilahi kementlerle bağlanmış olması insana bir özgürlük de bahşeder. Bunun benzersiz bir lütuf olduğundan ise hiç şüpheniz olmasın. 
Hayat yürüyüşü yorsa da insanın soluklanması, bileylenmesi için bir şarj durağı gibidir Ramazanlar. Sunduğu manevi ikramlar, kıymeti bilinirse bir yıla yetecek enerji sağlar. Aslında “Bittim ya Rab!” diyen kuluna “Yettim kulum!” diyen bir çağrıdır alemlerin Rabbinden. Verilen fırsatların farkına varabilmek ve geriye ne kaldığı bilinmeyen ömre anlam ve değer katmanın bir diğer adıdır. Tekdüze seyreden ve yalpalayan insana yeniden istikamet kazandırmanın tek yoludur. 
Nefsinin bitmek bilmeyen arzularıyla bunalan insanın ilahi nefeslerle soluklanması, ruhlara nefes aldırılmasıdır. Kendisinden başkalarını da düşünmeye başlamanın verdiği bir ruh olgunluğu, bir kemâlat yolculuğu aynı zamanda…  Rabbinin inayetini yüreğinde hissedip nefsini terbiye edebilmenin onuruyla ayağa kalmak, kıyama durmaktır. İnsanın imkanlarını fark edebilmesinin en önemli yolu ve nefsin süfli kafesinden kurtuluş umudunu da içeriyor. İsterse insan öyle yüceliyor, öyle yüceliyor ki Kadir gecesiyle müşerref olabiliyor. 
Gizlinin de gizlisi nice manevi hazların saklı olduğu günleri gereği gibi geçirirse insanın dünyasının Ramazan, ahiretinin ise bayram olacağından kuşku yok. Maddi yönün değil ruhani varlığının ihtiyaç duyduğu gıdalarla beslenen insan, hayatının gidişatını gözden geçirme, hatalarını telafi etme, eksikliklerini tamamlama, yanlışlarını doğrultma yoluna girebiliyor. Kâinatın tek yürek atışını hisseder tek başına değil, bütün bir varlıkla var olabildiğini kavrar. İnsanın ruh yüceliği, tüm mahlukatın kurtuluşunu da getirir. 
İnsan bir aylık ilahi eğitimden geçince hayatındaki taşları da yerli yerine oturtabilir. Her şeyden önce disiplinli olmayı, zamana değer katmayı bilir. Bilir ki her şey bilinen bir vakte kadardır. Dünyaya biçilen role uygun olarak her şey sınırlı ve geçicidir. Ancak bu kısa süreliğe ve geçiciliğe rağmen ebedi hayatını kazanabilecek kadar muazzam kazanımlara ulaşabilir. Belki mideye tutturulan açlık ve susuzluk orucu, göz açıp kapayana kadar geçer gider. Fakat Ramazan aynı zamanda şu önemli eğitimi sunar bize: Yeme- içmeye sınır koyarak oruç tutmaya yetmez. Yeme- içmemizi kontrol edebildiğimiz gibi nefsimizin şeytana uyarak yaptığı günahlara karşı da yıl boyu oruçlu olmalıyız. Nitekim hidayet önderimiz Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştu ya:
“Nice oruç tutan insanlar vardır ki, tuttukları oruçtan geriye sadece çektikleri açlık ve susuzluk kalır.” Bu bedbahtlardan olmamak adına, biz orucu tutarken oruç da bizi tutsun. 
Yalan, iftira, gıybet, kin, nefret, haset, kul hakkını gasp etmemek orucunu da yıl boyunca tutmakla mükellefiz. Ayrıca kimseyle alay etmemek, israf etmemek, insanların ayıplarını araştırmamak, kimsenin malına göz koymamak da yıl boyu tutmamız gereken orucumuz. Bunu yapabilme kudretimiz de var, kuvvetimiz de. Yeter ki diri bir imana sahip olabilelim. Ki Ramazan ayı, aynı zamanda imanı yenilemenin ve imana dinamizm katmanın da ayıdır. 
Ramazan, oruç, savm, siyam… Yani ateşin odunu yiyip bitirmesi gibi günahları yakıp bitiren, maddi manevi pislikleri gideren temizleyen muhteşem ay… Ümmet seninle nefesleniyor, seninle bilinçleniyor, ruhlarımız kemâl yolculuğunu seninle tamamlıyor. Sonrası gönüllere surûr bayram… Hoş geldin ya şehr-i Ramazan…

YORUMLAR

  • 0 Yorum