Türkiye’nin her ilinde vatandaş ile devlet arasında kritik bir köprü görevi gören 112 Acil Çağrı Merkezlerinin, artan yük karşısında ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu belirten Nurbíye, “112 çalışanları güçlü, mutlu ve güvende olursa; devletin vatandaşa uzanan eli daha hızlı ve adil olur” dedi.

“Sahadaki tablo endişe verici”
Nurbíye’nin açıklamasına göre 112 Acil Çağrı Merkezlerinde; artan nüfus yoğunluğu, göç hareketleri, asayiş olayları, personel yetersizliği, mobbing, liyakatsiz yönetim anlayışı, psikolojik destek eksikliği, mali kayıplar, altyapı sorunları ve özellikle göç alan illerde dil-iletişim engelleri öne çıkan sorunlar arasında yer alıyor.

Şanlıurfa örneği: Yük ülke ortalamasının üzerinde
Nurbíye, sınır ili olması, göç baskısı ve dil farklılıkları nedeniyle Şanlıurfa 112 Acil Çağrı Merkezi’nin ülke ortalamasının çok üzerinde yük taşıdığını vurguladı. “Bu durum hem çalışanlarımızı yıpratıyor hem de hizmet kalitesini doğrudan etkiliyor” ifadelerini kullandı.

Çözüm önerileri sıralandı
Sorunların çözümü için sekiz başlıkta öneriler sunan Nurbíye, kadro artırımı, mali ve özlük haklarında iyileştirme, psikososyal destek, teknolojik altyapı yatırımları, dil ve iletişim eğitimi, lojman ve servis imkânlarının geliştirilmesi, kurumlar arası güçlü koordinasyon ve yapay zekâ destekli çağrı sistemlerine geçiş gibi adımların atılması gerektiğini söyledi.

“Karar vericiler sorumluluk almalı”
112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarının yaşadığı sıkıntıların görmezden gelinmemesi gerektiğini belirten Nurbíye, “Biz bu çağrıyı farkındalık yaratmak, kamuoyunun desteğini almak ve karar vericileri sorumluluğa davet etmek için yapıyoruz” dedi.