Urfa’nın sıcağında içilen bir bardak süt, bir mutfakta kaynayan tencere, evin içine sinen koku… Urfarm’ın hikâyesi tam da böyle başlıyor. Bugün Amerika’daki sofralara ulaşan peynirin, yoğurdun ve sadeyağın ardında; bir annenin emeği, bir çocuğun hafızası ve Urfa Ovası’nın bereketi var.
Urfarm bir marka fikrinden çok, bir yaşam biçiminin devamı. Sinan Kutlu için süt hiçbir zaman sayılarla ifade edilen bir girdi olmadı. O, sütün nasıl mayaya dönüştüğünü, yoğurdun nasıl sabırla bekletildiğini, taze sütün nasıl paylaşmanın bir parçası olduğunu çocuk yaşta öğrendi. Bu yüzden Urfarm, üretimden önce bir değerler bütünü olarak şekillendi.
Zamanla bu duygusal miras, bilinçli bir hayvancılık anlayışına dönüştü. Modern tesisler kuruldu, sağım ve işleme süreçleri geliştirildi; ancak hız değil, özen esas alındı. Urfarm, yerel üretimin yalnızca küçük ölçekli kalmak zorunda olmadığını; doğru bilgi, doğru ırk ve doğru coğrafyayla dünyanın her yerine ulaşabileceğini gösterdi.
Bu yolculuğun merkezinde İvesi koyunu bulunuyor. Urfa’nın sert iklimine uyumlu, sütünde yüksek yağ ve protein barındıran bu yerli ırk, Urfarm ürünlerinin karakterini belirliyor. İvesi sütünden elde edilen peynir, yoğurt ve sadeyağ; yoğunluğu, aroması ve doğallığıyla sıradan bir süt ürününden çok daha fazlasını sunuyor. Burada üretim aceleye gelmiyor; zaman, lezzetin bir parçası olarak görülüyor.
Urfarm’a göre peynir yalnızca bir gıda değil, coğrafyanın dile gelmiş hâli. Toprak, güneş ve rüzgâr; her lokmada kendini hissettiriyor. Bu nedenle Urfarm ürünleri, tüketiciye yalnızca tat değil, bir hikâye de sunuyor.
Bugün Urfarm markası Amerika pazarında yer alıyor. Ancak bu durum, klasik bir ihracat başarısından ziyade; yerel bir değerin evrensel bir karşılık bulması olarak okunmalı. Çünkü Urfarm büyürken kimliğini terk etmiyor, aksine onu daha görünür kılıyor.
Bu hikâye, Türkiye’de tarım ve hayvancılığın nasıl bir gelecek kurabileceğine dair güçlü bir örnek sunuyor: Köklerine sadık kalan, emeği merkeze alan ve yerel olanı evrenselleştirmeyi başaran bir üretim modeli. Urfarm’ın anlattığı şey basit ama güçlü: Gerçek markalar, en sahici hikâyelerden doğar.