Reklam

Filistine Destek Etkinliği

Kitap Vakfı tarafından belli aralıklarla düzenlenen Filistin'e destek etkinliği bu hafta da gerçekleşti. Duyarlı insanların katılımı ile Filistin'e destek ve siyonizme karşı söylemler dile getirildi. Özellikle Türkiye'nin ticareti ve diplomatik ilişkileri tümüyle kesmesi vurgulandı. Azerbaycan'dan gelen petrolün durdurulması da dile getirildi. Basın açıklaması Kitap Vakfı başkanı avukat Mustafa Fuat BALIKÇI tarafından okundu. Öncesinde Kur'anı Kerim tilaveti ve dua okundu.

Filistine Destek Etkinliği

Kitap Vakfı tarafından belli aralıklarla düzenlenen Filistin'e destek etkinliği bu hafta da gerçekleşti. Duyarlı insanların katılımı ile Filistin'e destek ve siyonizme karşı söylemler dile getirildi. Özellikle Türkiye'nin ticareti ve diplomatik ilişkileri tümüyle kesmesi vurgulandı. Azerbaycan'dan gelen petrolün durdurulması da dile getirildi. Basın açıklaması Kitap Vakfı başkanı avukat Mustafa Fuat BALIKÇI tarafından okundu. Öncesinde Kur'anı Kerim tilaveti ve dua okundu.

Filistine Destek Etkinliği
29 Haziran 2025 - 23:26
Reklam

Av. Mustafa Fuat BALIKÇI tarafından okunan basın açıklaması metni:


29 HAZİRAN 2025

BASIN AÇIKLAMASI

 

Değerli“Urfa Filistin Dostları”

Filistin halkına karşı yapılan; katliam, işgal ve diğer zulümlerle, yöneticilerimizin yanlışları devam ettiği sürece, zalimleri telin edeceğimizi ve bizimkileri açıkça uyaracağımızı söylemiştik.

Tekrar bir aradayız, sözümüzde duruyor ve irademize sahip çıkıyoruz.

Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti, bu ağır suçların işlenmesini organize eden Trump, Netanyahu ve onlara destek olan İngiltere, Almanya ve Fransa gibi diğer batılı ülke yöneticileriyle, bu suçları işleyenlerin, üzerine olsun.

***

            Yöneticilerimizi açıkça uyarıyoruz.

İşgalci ve siyonist İsrail rejimiyle, bütün ilişkileri, bir an önce kesin.

Hileli yollarla, Filistin ve 3. ülkeler üzerinden devam eden ticarete, derhal son verin.   

İşgalci İsrail rejimine, her gün 700 bin varil, Azerbaycan petrolünü sevk etmekten, vaz geçin.

Bu soykırımı işleyen zalim Amerika ve İsrail’e hizmet eden, Kürecik ve İncirlik Üsleri’ni, bir an önce kapatın.

***

Değerli Filistin Dostları.

Son zamanlarda, günde ortalama yüz kişinin şehit olduğu Gazze’de, açlıktan ölümle karşı karşıya kalan ve yardım almak için dağıtım noktalarında bekleyen Filistin halkına yönelik, katliam haberleri alıyoruz.

İki gün önce, Anadolu Ajansı ile diğer bazı medya kuruluşlarında yer alan ve İsrail’de yayın yapan Haaretz gazetesine dayandırılan haberlerde, İsrail ve Amerika’nın desteğiyle kurulan, Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın, Gazze’deki yardım dağıtım noktalarını, birer ölüm tuzağına dönüştürdüklerini okuduk.

İsrail ordusunda görev yapan subay ve askerler, itiraflarında, “kendilerine, dağıtım noktalarında yardım bekleyen silahsız ve hiçbir tehdit oluşturmayan Filistinlilere, doğrudan ateş açma emri verildiğini, emirlerin açık ve kanunsuz olduğunu, hiçbir etik ve ahlaki kuralın gözetilmediğini, Gazze’nin bir ölüm tarlasına dönüştürüldüğünü, sivillerle tek iletişim yönteminin, ağır makineli tüfekler, bomba atarlar, havan topları gibi her türlü silahla ateş açmak olduğunu, Tel Aviv’in yardım dağıtım merkezlerinde olup bitenlere ilişkin görüntülerin yayılmasını engellediğini” ifade etmişler.

Aynı haberlerde İsrailli özel şirketlere, Gazze'de yıktıkları her bir ev başına yaklaşık 1.500 dolar ödendiği de belirtilmişti.

***

Değerli Kardeşlerim

Gördüğünüz gibi siyonist çete, savunmasız sivilleri aç bıraktıktan sonra, yardımları bir katliam aracı olarak kullanma alçaklığını ve kalleşliğini, arsızca sergilemektedir.

Bu, insani yardım kisvesi altında, sistematik soykırım yapmaktan başka bir şey değildir.

Yöneticilerimize tekrar sesleniyoruz.

Bu korkunç zulüm altında inleyen ve ölüm kalım mücadelesi veren mazlum Filistin halkına karşı, kalplerinizin yumuşama vakti hâlâ gelmedi mi?

Zalim İsrail rejimine gönderdiğiniz petrolü kesme zamanı hâlâ gelmedi mi?

Bu zalim rejimle bütün ilişkileri kesme zamanı hâlâ gelmedi mi?

Ne yaptığınızın farkında mısınız?

İslam’ın, zalimlere uymayı ve onlarla işbirliği yapmayı yasakladığını, onlara karşı durmayı emrettiğini bilmiyor musunuz?

Kur’an’ın, “Müminlerle din uğrunda savaşanları, Müminleri yurtlarından çıkaranları ve çıkarılmalarına yardım edenleri dost edinmeyi yasakladığını bilmiyor musunuz?  

Siz Allah’tan korkmaz mısınız? Bunu nasıl yaparsınız? Yarın bunun hesabını nasıl vereceksiniz?

***

Değerli “Urfa Filistin Dostları”

Malumunuz kısa bir süre önce NATO zirve toplantısı gerçekleştirildi, toplantıya ülkemizden de yöneticiler katıldı, Amerika başkanı Trump’la samimi pozlar verildi ve Trump’a sıcak iltifatlarda bulunuldu.

Amerika, Gazze’de yaklaşık iki yıldır süren katliamın 1. dereceden faili, İsrail’in arkasındaki en büyük güç, 60 bine yakın Filistin’liyi katleden ve 100 binlercesini yaralayan, Gazze’yi yerle bir eden vahşi bombaların, silahların ve teçhizatların neredeyse tamamının tedarikçisi, emperyalist, sömürgeci ve insanlık düşmanı bir ülkedir.

Trump, eli Filistin, Lübnan, Yemen ve İran halkının kanına bulaşmış, saati saatine uymayan, yüzünüze karşı müzakere yürüten arkadan ise saldırı hazırlığı yapan hain, güvenilmez, seviyesiz, ahlaksız, kibirli ve gaddar bir zalimdir.

Müslüman bir halkı temsil eden hiçbir yöneticinin, böyle zalim biriyle samimi pozlar vermesi, bu zalime iltifat ederek 60 bin Filistinli şehidin kemiklerini sızlatması, bütün Filistin halkını ve Müslümanları üzmesi ve utandırması, asla kabul edilemez.  

***

            Değerli Kardeşlerim

Geçen hafta malumunuz, İsrail ve Amerika, İran’a yönelik saldırılarını durdurmak ve ateşkes yapmak zorunda kalmışlardı.

Buradan, Filistin’e en büyük desteği veren, Amerika’ya itaat etmediği ve işbirliği yapmadığı için saldırıya uğrayan, çok ciddi kayıplar veren, çok değerli yönetici, komutan ve bilim adamlarını şehit vermesine rağmen, Allah’ın yardımıyla İsrail’in yenilmezlik imajını yıkan, çağımızın emperyalist gücüne teslim olmayan ve boyun eğmeyen, tam aksine onun kalbine korku salan, İslam’ın ve Müslümanların izzetini ve onurunu koruyan İran’a selam gönderiyorum.

Rabbim onlara, Filistin’e ve diğer cephelerdeki bütün Müslüman mücahitlere zafer nasip etsin.

Bir önceki açıklamamızda Aksa Tufanı’ndan bu yana, dünya genelinde Müslümanlara yönelik artan bir aşağılama ile hukukun alenen çiğnenmesine şahitlik ettiğimizi ve yargı sistemimizin iyi sınav vermediğini söylemiştik.

Amerika’nın, İsrail’i soykırım ve insanlığa karşı işlenen diğer suçlardan mahkum eden Uluslararası Ceza Mahkemesi savcı ve hâkimlerine yönelik tehditleri ve yaptırımları tek başına, uluslararası hukukun öldüğünün açık ispatıdır.

Bizde, bir süre önce Filistin’le ilgili eylemler nedeniyle gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin sayısı adalet bakanından soru önergesi yoluyla sorulmuş, ancak soru önergesine cevap verilmemiştir.

Bu durumda Filistin eylemleri nedeniyle kaç kişi hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten, kaç kişi hakkında cumhurbaşkanına hakaretten, bazı liman ve gemi protestolarında kaç kişi hakkında konut dokunulmazlığını ihlalden yasal işlem başlatıldığını net bir şekilde bilmemiz mümkün değildir. Ancak yaptığımız araştırmalara göre yaklaşık 120 kişi hakkında yasal işlem başlatılmıştır.

Buna çifte vatandaşlık sahipleri, bu soykırım emrini veren İsrail’li yöneticiler ve komutanlar hakkında yapılan şikayetlerle ilgili verilen takipsizlik kararlarını da eklersek, sayının biraz daha artacağını söyleyebiliriz.

***

Bundan bir buçuk yıl civarı önce, yaklaşık 30 ilde eş zamanlı yaptığımız ilk açıklamamızdan sonra, bir sosyal medya tetikçisi, bütün illerde yapılacak etkinliklerimizin yer ve zaman bilgilerini içeren afişimizi ekleyerek “Hiç lafı eğip bükmeden söyliyeyim” ifadesiyle başlayıp, hepimize açıkça küfretti.

Ben şahıs hakkında şikâyetçi oldum, savcılık, şahsın ifadesini dahi almadan takipsizlik kararı verdi, bu karara itiraz ettim, sulh ceza hâkimliği itirazımı reddeti ve karar kesinleşti.

Bunun üzerine, söz konusu şahsın bana karşı açık bir şekilde hakaret suçunu işlediğini, hakkında verilen takipsizlik kararının kaldırılarak cezalandırılması için dava açılmasını talep ederek, Anayasa Mahkemesine başvurdum.

Anayasa Mahkemesi, hukuk mahkemesinde tazminat davası açma yolunu göstererek başvurumu reddetti.

Şu muhakemeye bakar mısınız? Ben, şahıs suç işlemiştir, cezalandırılmasını istiyorum diyorum, o senin amacın tazminat ve para, git şahsa tazminat davası aç diyor.

***

Maalesef 28 Şubat dönemini hatırlatan bir yargı mantığıyla karşı karşıyayız. O zaman biz tesettürlü kadınların başörtüsü takmalarının gerekçesinin, dini bir görevin yerine getirilmesi olduğunu ısrarla vurgular, konuyla ilgili ayetleri ve Diyanetin fetvasını delil olarak gösterirdik, ama savcılıklar, idare mahkemeleri, Danıştay, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu ve daha birçok kurum “hayır siz ibadet amacıyla değil siyasi ve ideolojik amaçlarla başörtüsü kullanıyorsunuz” der, bazı müvekkillerimizi memurluktan ihraç eder, birçok memur ve öğrenciye de uzaklaştırma ve diğer disiplin cezaları verirlerdi.

***

28 şubat hatırlatmasından sonra biz yine günümüze ve gündemimize dönelim.

Yargımızın bu noktaya gelmesi bir kereden olmadı. Önce bakanımız, daha sonra kesmek zorunda kaldıkları ticareti gündeme getirdiğimiz için bizleri ihanetle suçladı, bu işin psikolojik ortamını yarattı, durumdan vazife çıkaran tetikçiler bize hakaret etti ve yargı makamlarımız da bakanımızın oluşturduğu iklime uygun kararlar verdi.

  Evet, söylenecek çok söz var, ama vaktinizi almak ve sizi bu sıcakta daha fazla bekletmek istemediğim için şimdilik bir virgül koyarak bu faslı burada kapatıyorum.

Ancak şu kadarını söylemeliyim, biz bunu hak etmiyoruz, bu halk bu muameleleri hak etmiyor.   

***

            Değerli Kardeşlerim

            Son bir noktaya değinerek sözlerimi tamamlıyorum.

            Birçok defa, burada toplanmamızın amacını, adil şahitlik görevimizin ifası olarak açıkladık.   

            Nisa Sûresi’nin 135. ayetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır.

“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana babanız ve yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik eden kişiler olun. Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin de fakir de olsalar Allah onlara sizden daha yakındır. Adaletten sapma konusunda arzularınıza uymayın. Şahitliği eğip büker, doğru şahitlik etmez veya şahitlik etmekten kaçınırsanız, bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”

Bugün ülkemizdeki en önemli sorun, hukukun üstünlüğünün tesis edilmemesidir.

Bir açıdan bakıldığında, kuralların herkese eşit bir şekilde uygulanmamasıdır.

Kurallar herkese eşit bir şekilde uygulanmadığında, insan onurunu koruması ve adaleti tesis etmesi gereken yargı mekanizması, yukarıda açıkladığımız örnekte olduğu gibi ne yazık ki tam tersi bir rol oynamaktadır.     

***

            Etkinliğimiz sona ermiştir.

            Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum

            Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.     

YORUMLAR

  • 0 Yorum