Hüzünden herkese bir pay düşer.
Hüzünden pay olduğu gibi felah, günlük dilde kullandığımız şekliyle kurtuluş da hepimiz içindir.
Rahman ve Rahim Allah, şifasız hastalık ve devasız dert vermemiştir.
Bu bilince erdiğimizde derdin içinde devayı, sorunlar içinde çözümü de buluruz.
Unutmayalım ki tek dertli biz değiliz.
İnsanlık ailesinin birbirinden farklı sosyal tabaklarındaki kadın-erkek, fakir-zengin, küçük-büyük herkes bir şekilde hüzünlenir, mahrumiyetler yaşar, imtihanlara tabi tutulur.
Hastalanan veya hastası olan,
Ekonomik sıkıntılar yaşayan,
Daralan,
Bunalan,
Zarar eden…
Kayıplar yaşayan yalnız biz değiliz ki Rabbimiz Allah, Kur’an-ı Kerim’de biz kullarına rahmetiyle hitap ederek bu durum hakkında Bakara Suresi 155. Ayetinde şöyle buyurur:
Ant olsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırılarıyla), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça da mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve evlatlar)dan noksanlaştırmakla (hastalık ve sakatlıkla) imtihan edeceğiz. (Tedbirli ve temkinli hareket ederek) Sabır (sükûnet ve teslimiyet) gösterenleri müjdele (ki, sadece onlar sevaba ve başarıya erişeceklerdir). 2/155
Rahman ve Rahim Allah, alemlere rahmet mesajı Kur’an-ı Kerim’de kurtuluşu, çareyi, çözümü gösterir:
Ey inananlar! Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Kur’an’ın ortaya koyduğu kulluk sistemini egemen kılmak için mücâdele verirken, yaratıcınızla aranızdaki gönül bağını namazla, duâyla, zikirle sürekli canlı tutmaya çalışın; zorluklar karşısında yılmadan, umudunuzu ve direncinizi kaybetmeden hedefe doğru adım adım ilerleyin ve şunu asla unutmayın: Allah, dâimâ sabredenlerle beraberdir. 2/153
Andolsun ki, sizden Allah'ın rızasını ve ahiretin saadetini arzu eden ve Allah'ı sürekli hatırda tutan (her an O'nunla beraber olduğu bilinciyle hayatına devam eden) kimseler için Allah'ın Rasulü (Hz. Muhammed asv) pek güzel bir örnektir. Ahzâb Suresi 21. Ayet.
Müminleri rehberi ve örneği olan Allah'ın Rasulü (Hz. Muhammed asv):
Bilâl"e, “Kalk namaza (çağır da) bizi namazla rahatlat!” diye seslenmişti.
Namaz, zikir ve dua Müslümanların felahı yani kurtuluşu için dünyevî meşguliyetlerine kısa bir mola vererek Allah"a yönelme, psikolojik olarak da Allah’ın rızasını kazanarak rahatlama çabasıdır.
Sahâbeden Ebû Huzeyfe"nin naklettiğine göre, “Allah'ın Rasulü (Hz. Muhammed asv) sıkıntılı bir işle karşılaşınca namaz kılardı.”
Müminlere/Müslimlere farz kılınan namaza ezan ve kametle çağrı yapılırken haydi namaza gelin dendikten sonra namazın felah yani kurtuluş ve kurtuluşa vesile olduğun her ezan ve kametle tekraren hatırlatılır.
Dünya üzerindeki zaman farkını göz ününe alarak düşündüğümüzde her yerin yerel saatleri dolayısıyla namaz vakitleri de farklıdır. Farklı olan her yer için ezan ve kamet okunduğunda namazla felaha yani kurtuluşa çağrının her an ve her yerde hatırlatılıp vurgulandığı görülür.
….Hayye 'ale's-salâh, hayye 'ale's-salâh (Haydin namaza gelin, haydin namaza gelin).
Hayye 'alel-felâh, hayye 'alel-felâh (Haydin felaha / kurtuluşa gelin, haydin felaha / kurtuluşa gelin).
Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür).
Lâ ilâhe illallâh (Allah'tan başka ilâh yoktur.)”
Bir iman ve güzel ahlak eylemi olan namaz, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda zihinsel denge, ruhsal huzur ve içsel disiplin sağlayan bir hayat tarzıdır.
Her türlü sıkıntıdan kurtuluş için riayet etmemiz gereken dua, zikir, salihat dediğimiz iyilikler ve namazın kazandırdıkları:
Hayatın anlam ve amacı,
- Huzur vermesi
- Sakinleştirmesi
- Düzen kazandırması,
-Zaman bilinci ve yönetimi kazandırması,
- Manevi doyum sağlaması
- Karamsarlığı yok edip ümit aşılaması,
- Kötülüklerden koruyarak ahlaki olgunluk kazandırması gibi paha biçilemez nimetlerdir.
Selam, dua ve muhabbetlerimle...
A.Erkan FURKANOĞLU
19.10.2025 /İzmir / 11.33
YORUMLAR