Memlekette son günlerde herkesin dilinde aynı soru var:
“Altını satayım mı, bekleyeyim mi?”
Hemen söyleyeyim: Cevap net, hayır. Satmayın.
Bakın dostlar, altın dediğiniz şey sadece bir yatırım aracı değil. Bizim kültürümüzde düğünde, bayramda, doğumda, hatta dara düşüldüğünde yardımda bile altın verilir. Altın, yıllardır Türk insanının güvenli limanı oldu. Çünkü parasına güvenemeyen, ekonomiye inancı zayıflayan insan altına sarıldı. Ve hep de kazandı.
2026 yılına gelirken dünyada işler karışık. Savaşlar bitmedi, yeni belirsizlikler çıktı. Amerika’sından Avrupa’sına kadar her ülke kendi derdinde. Merkez bankaları para basıyor, faiz indiriyor, artırıyor derken piyasalar dalgalı. Böyle zamanlarda altının yüzü hep gülüyor.
Şimdi bazıları diyecek ki:
“Gramı yükseldi, bozdurup kâr edeyim.”
Ama unutmayın, bu daha başlangıç. Bugün bozdurduğunuz altın, yarın pişmanlık sebebi olabilir. Çünkü 2026’da altının değeri, bugünden çok daha yüksek olacak.
Altın biraz sabır işidir. Eline altın geçen, “hemen bozdurayım” derse işin bereketi kaçar. Altın, bekletmesini bilene kazandırır. Nitekim geçmişte defalarca gördük; altınını tutan kazandı, satan ise “keşke” dedi.
O yüzden bir kere daha söylüyorum: 2026 altının yılı olacak.
Bugün altın satan, yarın arkasına bakıp üzülecek.
Altın, belirsizliğin olduğu her dönemde hem cebinize hem yüreğinize güvence verir.
YORUMLAR