Reklam
Geçmişin Karanlığını Aşan Türkiye'nin Birlik ve...
Mehmet Bilgin

Mehmet Bilgin

Geçmişin Karanlığını Aşan Türkiye'nin Birlik ve Beraberliği

07 Ekim 2025 - 14:42

1990’lı yıllar, Türkiye’nin yakın tarihinde hem siyasi hem toplumsal açıdan en sancılı dönemlerden biriydi. 1991’de kurulan DYP-SHP koalisyonu, altı yıl sürerek Türkiye siyasetinin en uzun süreli koalisyonu olarak tarihe geçti. Merkez sağ ve merkez sol partilerin birleşimi, dönemin liderleri Süleyman Demirel ve Erdal İnönü öncülüğünde başladı; daha sonra liderler değişse de koalisyon devam etti.

Halkın çoğunluğunun oylarıyla kurulan bu birliktelik, normal şartlarda Türkiye’nin en istikrarlı ve verimli yıllarını getirmesi beklenirken, ne yazık ki tarih en karanlık yıllar olarak kaydetti. Çetelerin devlete sızması, mafyanın siyasi pazarlıklara müdahil olması ve icracı bakanlıkların pazarlık konusu haline gelmesi, o dönemin en acı tablolarıydı. O yıllar, Türkiye’nin devlet otoritesinin sarsıldığı, toplumsal güvenin zedelendiği ve ülkenin dip yaptığı bir dönem olarak hafızalara kazındı.

Faili meçhullerle anılan o karanlık dönemin sembollerinden biri de Beyaz Toroslardı. Bu araçlar, sadece fiziksel bir tehdit değil; aynı zamanda korku ve şer odaklarının toplumsal belleğe işlediği bir sembol olarak tarihe geçti. Bugün bazı çevreler, Beyaz Torosların zihniyetinde beslenen şer odakları gibi, geçmişin nefret dilini yeniden hortlatmaya çalışıyor. Halbuki o beyaz toroslar ne sağ ne sol görüş dinlemeden kirli çevrelerin çıkarları için çalışıyorlardı. Sosyal medyada ve ticari platformlarda yayılan bu tür söylemler, toplumsal barışa ve devlet-millet bütünlüğüne doğrudan zarar veriyor.

Son günlerde Hepsiburada ve Trendyol gibi e-ticaret sitelerinde “beyaz Toros” temalı ürünlerin satışa sunulması, toplum vicdanında büyük tepki çekti. X (Twitter) platformunda yükselen tepkiler, milletimizin geçmişin acılarını unutmamakta ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gösterdi. Hiç kimse, toplumsal travmaları ticarileştirme ve nefret dilini sahneye sürme hakkına sahip değildir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yıllardır vurguladığı “birlik, kardeşlik ve milli irade” anlayışıyla toplumsal barışın ve devlet bütünlüğünün korunmasının önemini her fırsatta hatırlatıyor. Cumhur İttifakı liderlerinden Devlet Bahçeli, nefret dilinin değil, devlet aklının galip gelmesi gerektiğini sürekli dile getiriyor. DEM Parti gibi diğer siyasi aktörlerin toplumsal barışa katkı sunacak sorumluluk sahibi bir dil kullanması hayati önemdedir.


Bugün Türkiye, geçmişin karanlık dönemlerinin sembollerine prim vermeden, hukukun üstünlüğü, adalet ve toplumsal güven temelinde bir gelecek inşa ediyor. Şanlıurfa’da Beyaz Toroslar artık korku değil, isot ve sulama borusu taşıyor; geçmişin acı izleri, üretim ve bereketle yer değiştirmiş durumda.

Bu milletin huzurunu bozmaya, acıları ticarileştirmeye veya nefret dilini yeniden sahneye sürmeye kimsenin hakkı yoktur. Türkiye, farklı kimlikleri ve inançlarıyla güçlü bir aile olarak yoluna devam edecektir. Beyaz Torosların gölgesinde değil, devletin güvenliğinde ve halkın kardeşliğinde yürüyen bir Türkiye var artık..

Mehmet Bilgin - Gazeteci 
13:35- 07/10/2025

YORUMLAR

  • 0 Yorum