Türkiye’de 2017 Anayasa değişikliği ile geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi (başkanlık sistemi), yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki güç dengesini önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu değişim en çok milletvekillerinin halkla ilişkileri ve temsil gücü üzerinde hissedilmektedir.
1. Milletvekillerinin Temel Görevi
Başkanlık sisteminde milletvekilleri, esasen yasama faaliyetinden sorumludur. Yani kanun teklif etmek, kanunları görüşmek, onaylamak veya reddetmek, denetim mekanizmalarını işletmek gibi görevleri vardır. Ancak yürütme (bakanlar ve Cumhurbaşkanı) doğrudan halk tarafından seçildiği için, milletvekillerinin yürütme üzerindeki etkisi önceki parlamenter sistemdeki kadar güçlü değildir.
2. İllerin Sorunları ve Milletvekilleri
Parlamenter sistemde milletvekilleri hem yasama görevlerini yürütür hem de illerinin sorunlarını doğrudan bakanlıklar nezdinde takip ederek çözüm üretebilirdi. Başkanlık sisteminde ise illerin idaresi daha çok valiler ve yerel yönetimlerin sorumluluğuna bırakılmıştır. Milletvekillerinin illerle ilgili sorunları dile getirme imkânı tamamen ortadan kalkmamış olsa da, bu süreç büyük ölçüde bürokratikleşmiştir. Bakanlıklarda milletvekillerine ayrılan standart başvuru formları üzerinden talepler iletilmekte, fakat bakanların bu talepleri dikkate alma zorunluluğu bulunmamaktadır.
3. Halkla İlişkilerde Zayıflama
Milletvekillerinin halkla ilişkilerinin zayıf görünmesinin başlıca nedenlerinden biri, sistemin doğası gereği onların yürütme kararlarında etkili olmamalarından kaynaklanmaktadır. Vatandaş beklentisi, milletvekillerinin sorun çözmesini ve doğrudan hizmet getirmesini içerirken; mevcut sistemde milletvekilleri sadece yasama organı olarak konumlanmaktadır. Bu durum halkın algısında bir “yetkisizlik” veya “etkisizlik” duygusu doğurmaktadır.
4. Parti Disiplini ve Genel Merkez Etkisi
Başkanlık sistemiyle birlikte, milletvekillerinin bağımsız hareket alanı da daralmıştır. Parti genel merkezlerinin milletvekilleri üzerindeki denetimi artmış, yerel sorunları fazla öne çıkaran veya halkla fazla iç içe olan vekillerin zaman zaman “genel merkezin uyarısı” ile karşılaştıkları görülmüştür. Bu da milletvekillerinin yerel halkla doğrudan temas kurma motivasyonunu zayıflatmaktadır.
5. Parlamenter Sistem ile Karşılaştırma
Parlamenter sistemde:
Milletvekilleri hem kanun yapma hem de hükümeti denetleme gücüne sahipti.
Bakanlar, çoğunlukla milletvekilleri arasından seçildiği için vekillerin bakanlıklara erişimi daha kolaydı.
Yerel sorunların Ankara’ya taşınmasında milletvekillerinin rolü çok daha belirgindi.
Başkanlık sisteminde ise:
Yürütme ile yasama arasında daha katı bir ayrım vardır.
Bakanlar, milletvekili olamaz; doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanır.
Milletvekillerinin illerine hizmet getirme gücü önemli ölçüde azalmıştır.
YORUMLAR