Toplumların en büyük çıkmazı, söz ile eylem arasına sıkışmış o karanlık boşlukta saklıdır. “Gönlümüz sizden yana ama kılıcımız size karşı Ya Ali” diyen bir kitle, işte tam da bu çelişkinin ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Bu söz, ilk bakışta bir mahcubiyet, bir itiraf, hatta bir saygı cümlesi gibi görünür. Oysa altında çok daha derin bir yara taşır: hakikati bilip de hakikatin yanında duramama acziyeti.
Bu tip toplumlarda vicdan, çoğu zaman menfaatin gölgesinde bırakılır. Çünkü doğru olanı bilmekle ona sahip çıkmak arasında büyük bir uçurum vardır. İnsan, çıkarı ile imanı; menfaati ile vicdanı; korkusu ile doğrusu arasında sıkışınca, sesini kısmakla kalmaz, çoğu zaman yanlışın arkasında saf tutmayı tercih eder. Böyle bir kitleye hakikati anlatmak, gerçekten de suya yazı yazmak gibidir. Su, kelimeyi kabul eder ama onu muhafaza etmez; onlar da gerçeği duyar ama zihninde tutmaz.
Bugün birçok meselede yaşadığımız körlük, işte bu ruh hâlinin devamıdır. İnsanların bazıları, kalben bir doğruyu tasdik ettiklerini söylerler ama eylemleriyle onun karşısında yer alırlar. Çünkü doğruluğun bedeli vardır; menfaatin yolu ise çoğu zaman bedelsizdir. Kılıcı nereye savuracağına aklı değil, beklentisi karar verir. Gönlü bir yana, çıkarı bir yana düşer.
Oysa toplumun ilerlemesi, güçlü bir irade gerektirir. Doğru bildiğini savunmak, yanlışı eleştirmek, eğilip bükülmeden hakikatin yanında durmak, kişiyi yücelten asıl ölçüdür. Aksi takdirde düşünceler çürür, zihinler bulanır, kalpler körelir.
Beyni ve vicdanı menfaatinin önüne koyamayan bir toplum, kendi geleceğini de inşa edemez. Çünkü hakikatin gücünü değil, çıkarının ağırlığını taşır. Bu yüzden böyle kitlelere hitap etmek kolay değildir; onların duyduğu kulağı yoktur, sadece menfaate göre titreşen bir terazileri vardır.
Ama yine de yazmak, söylemek, uyarmak gerekir. Çünkü su bile bir süre sonra toprağa karışır, toprağı besler. Belki bugün anlatılanlar unutulur; ama bir gün bir yerlerde bir vicdana değme ihtimali bile, hakikati söylemeye devam etmek için yeterli nedendir.
Kılıcını yanlış yöne savuranlar ise unutmasın:
Gönül ile kılıç farklı yöne bakıyorsa, orada ya gönül kirlenmiştir ya da kılıç sahibini.
Mehmet Emin Kuş Araştırmacı Gazeteci-Yazar


YORUMLAR