Reklam
Her Çocuk Masum mu Doğar?
Mehmet Emin KUŞ

Mehmet Emin KUŞ

Her Çocuk Masum mu Doğar?

11 Eylül 2025 - 11:40

Toplumda sıkça tekrarlanan bir söz vardır: “Her çocuk masum doğar.” Hatta neredeyse tartışılmaz bir hakikat gibi kabul edilir. Oysa ben bu görüşe katılmıyorum. Çünkü insan, dünyaya yalnızca boş bir sayfa olarak gelmez; doğuştan gelen bir karakter, bir mizaç, bir eğilimle hayata gözlerini açar.

Bir bebek ilk nefesini aldığında, onun gözlerinde yalnızca saflığı değil, karakterinin ipuçlarını da görmek mümkündür. Kimi çocuk daha hırçın, kimi daha uysal; kimi paylaşmaya yatkın, kimi ise sahiplenmeye meyillidir. Bunlar yalnızca çevresel faktörlerle açıklanamaz. Doğanın insana yüklediği, genetik kodlarla aktarılan, nesiller boyu süregelen bir karakter mirası vardır.

Elbette aile, çevre, eğitim ve toplum, insanın kişiliğini şekillendiren çok güçlü etkenlerdir. Fakat bu şekillendirme süreci, zaten var olan bir hamuru yoğurmaktan ibarettir. Hamur kötüyse, yoğurmak onu sadece daha belirgin yapar; hamur iyiyse, şekil alması kolaylaşır. Yani insanın özünü belirleyen şey, doğuştan gelen yapısıdır.

Bu nedenle “çocuk masum doğar” tezi bana fazla romantik geliyor. Masumiyet, doğuştan gelen bir özellik değil, daha çok toplumun yüklediği bir beklentidir. Her çocuk masum değildir; kimisi doğuştan sert, kimisi saldırgan, kimisi bencil olabilir. Büyüdükçe bu eğilimler ya törpülenir ya da daha da güçlenir.

Gerçekçi bakışla insan, doğası gereği iyiyle kötü arasında salınan bir varlıktır. Onu tamamen masum ya da tamamen günahkâr ilan etmek, hakikati eksiltir. Doğduğu günle birlikte gelen bir özü vardır; çevre ve eğitim ise bu özü şekillendirir, güçlendirir ya da zayıflatır.

Bu nedenle toplumun en büyük yanılgısı, çocukları tamamen boş bir levha olarak görüp bütün sorumluluğu aileye ve eğitime yüklemesidir. Oysa insanın özü, karakterinin hamuruyla dünyaya gelir. Kimisi bu hamurla iyiliği taşır, kimisi ise kötülüğün kıvılcımını…

Dolayısıyla, insanın doğuştan gelen karakteri göz ardı edilmemelidir. Masumiyet, bir başlangıç noktası değil, toplumun şekillendirdiği bir sonuçtur. Ve biz yetişkinler olarak görevimiz, bu potansiyeli doğru yönlendirmek, iyi taraflarını güçlendirmek ve kötü eğilimlerini törpülemektir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum