Tarih boyunca pek çok savaş, din bahane edilerek çıkarılmış; kutsal değerler, aslında hiçbir kutsallığı olmayan kirli emellerin kılıfı hâline getirilmiştir. Din, milyonları harekete geçirebilecek en güçlü duygusal araçlardan biridir ve bu gücü fark eden iktidar sahipleri, halkı galeyana getirmek ve kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmek için sıkça dini öne sürmüştür. Oysa savaşların ardında çoğu zaman Tanrı’ya adanmış bir dava değil; toprak, petrol, güç, iktidar ve servet hırsı yatar.
Birçok lider, halkın dini duygularını kullanarak meşruiyet kazanmış, işgal ve kıyımları “cihat” adı altında sunmuştur. Ancak gerçekte bu savaşların çoğu, masum insanların kanı ve gözyaşı üzerine kurulu çıkar hesaplarının ürünüdür. Din, nefreti değil merhameti, yıkımı değil adaleti öğütlerken; zalimler dini bir maske gibi takarak kendi zulümlerini kutsal gösterebilmiştir.
Bugün hâlâ dünyanın dört bir yanında yaşanan çatışmalarda, halklar dini gerekçelerle birbirine düşürülürken; arka planda silah ticaretinden enerji politikalarına, ekonomik hegemonya kurma planlarına kadar uzanan kirli senaryolar sahnelenmektedir. Ve bu sahnelerde, din sadece bir dekor, bir örtü, bir araçtır.
Kısacası, savaşların asıl sebebi din değil; dini kendi çıkarları için kullananların açgözlülüğü, iktidar arzusu ve vicdansızlığıdır.
Mehmet Emin Kuş
YORUMLAR