Reklam
Görünmez Parmaklıklar: Öğrenilmiş Çaresizlik Kıskacı
Mustafa Pakır

Mustafa Pakır

Görünmez Parmaklıklar: Öğrenilmiş Çaresizlik Kıskacı

31 Aralık 2025 - 11:55

Görünmez Parmaklıklar: Öğrenilmiş Çaresizlik Kıskacı
Hayat, zaman zaman üst üste gelen başarısızlıklarla, bir türlü açılmayan kapılarla ve aşılması güç engellerle bizi sınar. Ancak asıl tehlike, dış engellerin büyüklüğünden ziyade, o engelleri aşamayacağımıza dair zihnimizde oluşturduğumuz kesin inançtır. Psikoloji literatüründe bu durum “öğrenilmiş çaresizlik” olarak tanımlanır. Yani, defalarca denemesine rağmen sonuç alamayan bir canlının, şartlar değişse bile artık denemekten vazgeçmesi hâli.
Deneyden Gerçeğe: Cam Tavan Sendromu
Pek çoğumuz meşhur deneyi duymuştur: Bir kavanoza konulan pireler, zıpladıklarında kapağın camına çarpar. Bir süre sonra kapak kaldırıldığında bile pireler artık camın olduğu yüksekliğe kadar zıplar; daha yukarı çıkmayı denemezler. Çünkü zihinlerinde “yukarı çıkılamaz” bilgisi yerleşmiştir.
Modern insan da bugün benzer bir cam tavan sendromu yaşamaktadır. İş hayatında, ilişkilerde ya da toplumsal meselelerde “Ne yapsam değişmeyecek”, “Sistem böyle kurulmuş” ya da “Benim gücüm yetmez” cümleleri kurulmaya başlandığı anda, kişi kendi kavanozunun kapağını bizzat kapatmış olur.
Çaresizlik mi, Yoksa Alışkanlık mı?
Öğrenilmiş çaresizlik, aslında bir savunma mekanizmasıdır. Zihin, yeniden hayal kırıklığı yaşamamak için kişiyi eylemsizliğe yönlendirir. Ancak bu eylemsizlik zamanla bir konfor alanına, ardından da derin bir umutsuzluğa dönüşür. Kişi, sahip olduğu imkânları bile göremez hâle gelir.
İş yerinde: Mobbinge uğradığı hâlde “Başka iş bulamam” diyerek susan çalışan,
İlişkilerde: Mutsuz olmasına rağmen “Yalnız kalamam” düşüncesiyle boyun eğen birey,
Siyasette: “Benim oyumla ne değişir ki?” diyen seçmen…
Hepsi, aynı görünmez parmaklıkların ardında yaşamaktadır.
Bu Zinciri Nasıl Kırarız?
Peki, öğrenilen bir şey unutulamaz mı? Elbette unutulabilir. Psikolog Martin Seligman’ın da vurguladığı gibi, çaresizlik öğrenilebiliyorsa iyimserlik de öğrenilebilir.
Küçük Adımlar Prensibi: Büyük ve devrimsel değişimler yerine, kontrol edebileceğiniz küçük alanlarda başarılar elde ederek başlayın. Kendinize, “Hâlâ değiştirebileceğim bir şeyler var” demeyi hatırlatın.
Düşünce Biçimini Güncellemek: Başarısızlığı kişisel ve kalıcı bir kusur olarak değil, koşullara bağlı ve geçici bir durum olarak değerlendirin. “Ben beceriksizim” yerine, “Bu yöntem işe yaramadı” demeyi deneyin.
Dışarıdan Bakmak: İçinde bulunduğunuz durumu bir başkası yaşıyormuş gibi ele alın. O kişiye hangi tavsiyeyi verirdiniz?

Dünya, “imkânsız” denilenlerin peşinden gidenler sayesinde değişti. Öğrenilmiş çaresizlik bir kader değil, zihinsel bir hapishanedir. Ve o hapishanenin anahtarı hiçbir zaman dışarıda değildir; her zaman denemekten vazgeçmeyen o son parça umudun içindedir.
Cam tavanı kırmaya hazır mısınız, yoksa orada olduğunu varsaymaya devam mı edeceksiniz?

YORUMLAR

  • 0 Yorum