Biz, her birimiz bir âlemiz aslında…
İçimizde yıldızlar yanar, duygular akar, niyetler kanatlanır…
Ve biz, o âlemlerden diğerine ulaşmak için bir dile, bir bakışa, bir dokunuşa muhtacız:
İletişime…
İletişim, yalnızca konuşmak değildir.
O, bir saygı biçimidir;
Varoluşun, karşısındakinin varlığını onurlandırmasıdır adeta... Biz nasıl iletişim kuruyorsak, içimizdeki düzen ve değer de öyledir. Duru mu? Gölgesiz mi? Samimi mi? Yoksa bulanık, savunmalı, kalıplı, koşullu ve güvensiz mi?
Sağlıklı bir iletişim:
Sadece doğru kelimeleri değil,
doğru niyeti, doğru tınıyı, doğru enerji ve frekansı da içerir.
Sağlam bir iletişimde; güven temeldir.
Söz, kalpten gelir, kulaktan geçmeden doğrudan gönüle varır.
Ne eksik söylenir, ne de fazla…
Aktif iletişim; yalnızca duymak değil, dinlemektir de. Karşındakinin cümlelerine değil, arkasındaki hisse odaklanmaktır. O anda orada olmaktır; zihnin değil, yüreğin derininden katılımıdır.
Saygın iletişim; kimseyi küçültmeden, yargılamadan, her bireyin biricikliğini kabul ederek kurulur. Karşımızdakine “Sen de bir âlemsin ve ben seni duymaya hazırım... ” demektir.
Uyumlu ve dengeli iletişim; ne bastırır ne dayatır. Ne susarak cezalandırır, ne de bağırarak hükmeder. İki ruhun ritmini bulmasıdır; konuşmadan anlaşmaktır bazen…
Şeffaf iletişimde; maske yoktur.
Kendini gizlemeden, olduğu gibi var olur insan. Yanlış anlaşılmaktan korkmadan… çünkü iyi niyet, en büyük kefildir.
Samimi iletişim; kelimelerin ötesine geçer. Bir bakış, bir duruş, bir susuş bile bağ kurar. Söz değil, hâl konuşur…
Peki, rollerimize göre nasıl olmalıdır iletişimimiz?
Biz bir baba/anneysek:
Sesimizde yuvanın sıcaklığı, kelimemizde merhamet olmalıdır.
Çocuğumuzla kurduğumuz iletişim, onun kendilik inşasının temelidir.
Biz bir öğretmensek:
İletişimimiz, bilgi vermek kadar ilham olmak da olmalıdır.
Öğrencinin kalbine dokunmadan, zihnine ulaşmak eksiktir.
Biz bir eş/partnersek:
İletişimimiz, yarış değil, yoldaşlık taşımalıdır. Haklı çıkmak için değil, kalbi korumak için konuşmalıyız. İlgi, nasılsın hoşgörü, isteklilik ve katılım içermelidir...
Biz bir dostsak:
Dinlemek, anlamaktan daha kıymetlidir.
Sessizlikte bile yanında olduğumuzu hissettirmek, en güzel iletişimdir.
Biz bir yönetici, rehber, danışmansak:
Sözlerimiz şifa, tutumumuz güven ve enerjimiz yuva hissi vermelidir. Bilgeliğimiz yargısızlıktan, yaklaşımımız adaletten doğmalıdır.
Biz, dilimizin güzelliği kadar gönlümüzü açarız aslında…
Ve iletişim, kalpten süzülen en hakiki duadır:
“Ben seni duymaya hazırım. Varlığını önemsiyorum. Sen kıymetlisin.”
O hâlde gelin…
Sözümüz sussun, hâlimiz konuşsun.
Gözlerimizle, bakışımızla, duruşumuzla, susuşumuzla…
Sevgiyi, şefkati, merhameti, saygıyı taşıyalım birbirimize.
Çünkü biz, konuşarak değil,
gönülden gönüle dokunarak ve hissederek çoğalırız...
Şu anda kullandığımız konuşma dili, ruhsal bir varlık olan insan için en ilkel iletişim tekniği ve yöntemidir... Kendimizi, tüm kapasitemizi ifade etmeyi ve iletişim kurmayı bilecek şekilde, tekrar hatırlayalım lütfen...
Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...
Peri'han Taşdemir...
...
..
.
YORUMLAR