Reklam
İlişkiler ve Kavramlar
Perihan Taşdemir Taylı

Perihan Taşdemir Taylı

İlişkiler ve Kavramlar

01 Temmuz 2025 - 12:13

Bildiğiniz üzere psikolojik danışman olarak yoğunlukla "Aile ve İlişki Danışmanlığı" yaptığım için, sıklıkla bana gelen sorulardan bir tanesini yine güncelleme ihtiyacı duyduğumdan sizlerle de paylaşmak istiyorum. Hep birlikte görüşlerimizi de paylaşırsak daha da verimli olabiliriz diye düşünüyorum... 

Kur’an ayetlerini anlamaya çalışırken hep aynı noktaya takılıyoruz: Zahirde/şekilde kalarak maddeyi kutsuyor, sembol dilini, hakikatin özünü ve ilahi işleyişi gözden kaçırıyoruz... Özellikle Nisa 34. ayeti gibi sık sorulan ayetleri anlamaya çalışırken “kadını dövme” gibi kaba, köhne ve ilkel bir bakış açısıyla değil, Allah’ın sistemini, insanın nefsi, zihni, Ruhu ve kalbiyle olan eğitim sürecini  çok iyi anlamak gerekiyor.

Bu ayet aslında kişinin içsel evliliğini, yani ruhun bedenlerimizdeki nefis, zihin ve kalp katmanlarıyla olan uyumlanma sürecini anlatır. Kadın burada kalp, erkek ise beyin kodunu temsil eder. Ayette geçen “rıza gösteren, korunmaya muhtaç, itaatsizlik gösteren kadın (Nisa) ” ifadesi, kalp katmanlarının "bilinç" ile uyum sürecini anlatır. Kalp, ego ve nefisle karışık bir haldeyken zihnin kurguları ve geçmiş karma kayıtları ile sapabilir, duygusal istikrarsızlık ve nefis arzuları ile kendini kaptırabilir ve cehalette devam edebilir.

Erkeğin yani beynin görevi ise kalbi dengeye getirmektir. Ayette geçen “öğüt verin” ifadesi, kalbe bilgi frekansı yüklemeyi, yani kalbi hakikat frekansı ile rezonansa sokmayı temsil eder. Kalp dinlemiyorsa “yatakta yalnız bırakın” ifadesi, kalbin düşük frekanslı enerji alanlarından arınması için bilinçten bir süre çekilerek enerji akışını durdurmayı simgeler... Bu aşama da işe yaramazsa “onları hafifçe vurun” ifadesi, kalbin düşük frekans kodlarının kırılması için yüksek bilinç titreşimiyle uyarılmasıdır. Buradaki “vurmak” fiziki bir şiddet değil, nefsin ve kalbin uyanışını sağlayan içsel bir sarsıntı, yol gösterme ve uyarılardır.

Bu süreç, kişinin içindeki “kadın” (Nisa, duygu, nefs) ve “erkek” (Rical, akıl, irade) alanlarının uyumlanması, nefsi kontrol altına alan aklın, kalp bilinciyle birleşerek Omega bilince ulaşması sürecidir. Ayetin sonunda yer alan “eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine bir yol aramayın!... ” ifadesi, kalbin bilinçle uyumlandığını ve içsel barışın ve hû'zurun sağlandığını gösterir.

Ve bu anlayış ve işleyiş de dış aleme çiftler olarak yansır... Her alanda kendini gösteren çiftler ve bu çiftlerin eğitim, değişim ve dönüşüm süreçlerini izah eder... 

Kur’an ayetlerinde geçen kavramlar, hakikatte kişinin içindeki bilinç katmanlarının tekâmülü ile ilgilidir.
İbrahim B sırrıdır: Bilinçaltını temizlemiş, geçmiş ata kayıtlarını arındırmış haldir.
İsmail haberci kod programıdır: Anne rahminden gelen ata karmalarının sisteme teslim edilmesi ve arınmasıdır. 
Meryem saf kalp programıdır: Kalbin kin, nefret, kıskançlık ve düşük frekanstan arınmasıdır. Saf, nasılsın arı, duru, bakire, tertemiz kalp... 
İsa şuur bilinç programıdır: Arınmış kalbin aktive ettiği epifiz ışık ve bilinç şuurudur.
 Muhammed nur programıdır: Bütün kodları aktive ederek alemlere rahmet olma, iç miracı yaşama ve sistemle tam rezonansa girme ve ol'ma hâlidir... 

Namazın “dinin direği” olması da budur. Yani sadece yatıp kalkmak değil, kişisel aura alanının sistemsel aura alanıyla uyumlanması, nefsi, zihni ve kalbi bir araya getirerek ilahi rezonansa girmek ve bu bilinçle de “daimi namaz/salât” hâlidir.

 DİN kelimesi sistemsel DNA alanını,
 DNA kelimesi kişisel 12 sarmallı kod alanını,
 DAİMİ NAMAZ/SALÂT ise kişinin sistemle rezonans içinde sürekli hakikati yaşamasını ve işleyişini anlatır.

Sen eğer nefsi ve zihni kontrol altına alır, akılla kalbi birleştirir, şuur boyutunu aktive ederek özüne dönersen, namazın/salâtın dinin direği olur. Eğer nefis ve zihnin kölesi kalırsan, ne kadar namaz kılarsan kıl, ibadet sadece beden seviyesinde ve üçüncü boyutta kalır, seni sistemin esaretinden kurtarmaz da asilleştirmez de özgürleştirmez de... 

Tüm peygamber kıssaları, aslında insanın bilinç potansiyelini aktive etmesi için sembolik anlatımlardır.
Hz. İbrahim’in putları kırması zihin, nefis ve ego putlarını kırmaktır... 
Nemrut’un ateşinden kurtulması, ateş (nar) programından Rahman'ın nur programına geçişidir... 
Meryem’in hurma ağacı altında İsa’yı doğurması, kalbin saflaşması ile şuur ışığının tevhidî, tek merkezli olarak artık doğmasıdır.
Hz. Muhammed’in miracı, bilincin en yüksek seviyeye çıkarak sistemle tam uyumlanması ve secde ederek salât üzere; asil duruşunu denge üzere muhafaza etmesidir... 

Kur’an’ı bu bakış açısıyla okuduğunda seni sadece sana anlatır. Sen kendi içinde "iç evliliği" gerçekleştirdiğinde yani nefsi ve zihni kontrol altına alıp kalbini saflaştırdığında, hakiki insan olursun ve "dış evlilik/ eşlik"  durumları da aynı şekilde yoluna girer ve hakk üzere olur... 

Her daim hatırlayalım ki dış dünya iç dünyanın yansımasıdır. İçinde barışı, dengeyi ve sevgiyi kurarsan, ilişkilerinde de aile hayatında da bu dengeyi kurarsın. Aksi halde her şey karmakarışık kalmaya devam eder... 

Hepimizin bu idrake ermesi, içimizdeki Musa, İsa, İbrahim, Yusuf, Meryem... ve Muhammed kodlarını aktive ederek Omega bilince yükselmesi duasıyla...

Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...

Peri'han Taşdemir... 
...
..
.

YORUMLAR

  • 0 Yorum