Ölümün Dört Mertebesi: Mevt, Gatale, Yuteveffa, Mev’ûde
1. MEVT (موت) — Durmak, Susmak, Sükûnete Erişmek, Hareketsiz kalmak
"Temiz olanlara melekler, 'Selam size! Yaptıklarınıza karşılık girin cennete' diyerek canlarını alırlar." (Nahl 32)
“Mevt” Arapça'da sadece hayatın bitişi değil, hareketin sükûna dönüşmesi demektir. Zahirde ölüm, bâtında ise benliğin susturulmasıdır, donuklaşmasıdır... Hâl Mevt olunca yani kişi mevta olunca nefis konuşmaz artık; arzular, hırslar, korkular, her şey susar... Kalp, Hakk’ın sessizliğine teslim olur...
Bu, “ölmeden önce ölmek” sırrıdır.
Benliğin yok oluşu, hakikatin zuhurudur. “Mevt” bir son değil, içsel doğumun başlangıcı ve vesilesidir. Kalp, ilk defa gerçekten dirilmeye başlar bu şekilde.
Sessizlik — Nefsin susuşu
Teslimiyet — “La mevcude illallah” idraki.
Ruhun Allah’ın huzurundaki sükûneti...
2. GATALE (قتل) — Ayırmak, Katletmek, Dönüştürmek, İşlevsizleştirmek, Melekesiz Bırakmak
“Melekler, inkâr edenlerin canlarını alırken, yüzlerine ve arkalarına vururlardı.” (Enfâl 50)
“Gatale”, zahirde öldürmek, bâtında ise hakikati örten yönleri ayırmak, işlevsizleştirmek demektir.
İnsanın içindeki “kâfir”, yani hakikati örten nefis, öldürülmedikçe yani melekesiz bırakılmadıkça, ruh hakikaten dirilemez. Meleklerin yüz ve arkaya vurması, geçmiş ve geleceğe saplanmış bilincin cezalandırılması yani her nasılsa kişi onunla karşılaltırılmasıdır. Çünkü Hakk, yalnızca “ân”da tecelli eder.
“Gatale”, hakikat savaşçısının iç mücadelesidir. O, dış dünyayı değil, kendi karanlığını öldürür, işlevine son verir ve maruf için hazır hâle gelir.
Bu ölüm, bir şifa ameliyesidir; bir çeşit benliğin cerrahisi gibidir.
Kılıç — Kesmek, arındırmak, bitirmek
Mücadele — Nefisin katili
Nefis işlevsizleştirilir ve Ruh hüküm sürer...
3. YUTEVEFFA (يتوفى) Tamamlamak, Bütünüyle Almak, Bir'leşmek, Bir OL'mak
“Allah sizi (ölüm anında) tamamıyla alır.”
“Vefat” kelimesi buradan gelir.
Bu, eksilme değil, tamamlanmadır.
Ruh, emaneti aldığı yere iade eder; görevini tamamlar ve vefa gösterir.
Artık “parça” değil, o bir bütündür.
Dünyaya iniş — tecellî
Dünya hayatı — imtihan, deneyim
Yuteveffa — dönüş ve teslim OL'uş
Ruh, aldığı ışığı saf hâline döndürdüğünde, Allah onu bütünüyle kabul eder. Vefat, bir son değil, tevhidin kemale erişi ve bütünlenmedir. Kulun Yaratıcısına vefasıdır.
Daire — Tamamlanma
Bütünlenme — Ruhun teslimiyeti
“İnna lillahi ve inna ileyhi raciun”ın hakikati...
4. MEV'ÛDE
وَاِذَا الْمَوْءُ۫دَةُ سُئِلَتْ — Diri diri gömülen kız... (Tekvîr 8)
“Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda…”
“Mev’ûde” (gömülen kız), her insanda kadın erkek farketmeksizin var olan ilahi dişil cevherdir, hazinedir ve Yartanın içimize bıraktığıdır ki o MEVEDDET, VEDUD olandır:
Sevgi, sezgi, şefkat, rahmet ve nur...
Nefis, bu ilahi dişili susturduğunda, insan kendi içindeki Meryemi yani o saf, arı duru, tertemiz, arındırma melekesini, kendi içindeki kız çocuğunu yani kendi kendini diri diri gömer.
“Soru”, dirilişin başlangıcıdır.
Hakkikat, o gömülü cevheri yeniden çağırır:
“Niçin gömdün?” yani “Neden sevgini, sezgini, nurunu, melekelerini... susturdun?”
Bu fark ediş yani furkan ile, insanın içindeki rahmeti yeniden diriltir...
Toprak — Gizlenmiş nur
Hatırlama — İçsel rahmetin dirilişi
Dişil nurun ve sevginin yeniden doğuşu
“İKRA” — Oku! Eğitim al! Rabbinin eğitimine tabi ol!
Bu dört ölüm mertebesi aslında “İkra” emrinin aşamalarıdır.
Kur’an’ın ilk kelimesi olan “İkra”, sadece harfleri değil, hakikati, kendini, kaderini okuyarak Rabbin eğitimine yine Rabbin metoduyla, kalem ile, tabi olmak, bağlanmak demektir...
İkra — Eğitim al ve farkına var.
Kitap — Levh-i Mahfuz: Kaderinde yazılı olanı çöz, kodlarını aç.
Metod — Kalem ile yazmak.
Furkan -- Hakkla batılı ayır ve farkı fark et.
Zikir — Hatırla o sendeki "kesin doğru olan" bilgiyi.
Hakk — Tek gerçek: O’nda yok ol.
Kur’an — İlk yaratılmış Hakikat ve bize kodlanmış olan. Okunmuş Evren: Kelamın tecellisini yaşa. Kalemi/ metodunu kullanarak...
Her “ölüm” bir “okuyuş ve OL'uş”tur.
Mevt’te sükûneti,
Gatale’de ayrışmayı,
Yuteveffa’da bütünleşmeyi,
Mev’ûde’de sevgiyi okumayı ve işleyişe koymayı öğrenirsin.
Sonuç olarak:
ÖL'üm Yoktur, OL'uş Vardır...
Ölüm, yokluk değil, bilincin mertebe değiştirmesidir... Hatırlayalım..
Mevt durmaktır, Gatale arınmaktır,
Yuteveffa tamamlanmaktır, Mev’ûde ise arınmış olarak yeniden doğmaktır.
Her ölüm, bir âyetin içsel anlamıdır.
Ve her âyet, insandaki bir ölümün ve dirilişin hikâyesidir. Ecel ile gelen biyolojik çözülme sonrası da beden ait olduğu dünyasında kalırken, ruh farklı boyutunda yaşamına devam eder...
“Oku, çünkü Rabbin en yücedir.”
(Alak 1–3)
Ölümün nihai hakikati şudur ki...
Benliğini öldür, kalbini dirilt.
Zira kim Hakk’ta ölürse, ebediyen o diridir... O artık “ölü” değil, Kelâm’ın canlı yürüyen hâlidir. Tıpkı Muhammed as gibi... Zira hamd işleyiş, Muhammed ise en iyi yaşayan ve uygulayandır... Yürüyen Kur'an'dır.
Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...
Peri'han Taşdemir...
...
..
.
YORUMLAR