Bazen çok istersin…
Çok dua edersin.
Yalvarırsın, yakarırsın…
Bir cevap beklersin.
Ama o cevap gelmez.
Sessizlik olur sadece.
Yalnızlık gibi görünen bir sessizlik.
Veya terk edilmişlik tadında bir sükûnet...
Ama bil ki, o sessizlik bir terk ediş, vazgeçmişlik değildir. Rabb susuyorsa, bu yok saydığı için değil, seni olgunlaştırmak içindir. Senin içindeki çocuk ağlarken, o göğsünü yaslaman için en güvenli yerdedir. Ama bazen susar, çünkü senin “duymanı” ister. Dış dünyadan değil, kendi özünden gelen sesi…
Hatırla:
Rabb verir.
Verdiğini geri alır.
Vermez.
Bekletir.
Alır, tekrar verir.
Vermez, sonra çok daha iyisini verir.
Bunların her biri, senin tekâmül yolculuğunun birer durağıdır.
Her biri seni büyütür.
Her biri seni eğitir ve geliştirir.
Her biri seni aşkın bilgeliğine taşır.
Çünkü bu hayat sadece Leyla’ya ve Mecnun’a değil… Asıl Mevlâ’ya olan aşkı öğrenmek içindir. Ve gerçek aşk, isyanla değil teslimiyetle kemâle erer.
Yara ile değil, yara sayesinde açılan kalp ile… Aşk olman için.
Bazen bir kapı kapanır...
Ama o kapanan kapının ardından yeni bir gökyüzü doğar.
Bir dost gider,
Ama Rabb kalır.
Bir hayal yıkılır,
Ama hakikat filizlenir.
Ve sen sanırsın ki, kaybettin, sondasın…
Oysa Rabb, seni yitirmemek için eğitiyor, bilesin...
Ne olursa olsun…
Ne verilirse, ne alınırsa, ne verilmezse…
Ne ertelenirse, ne gerçekleştirilirse…
Bir şeyi hiç unutma:
Rabbinin yarattığı rızık sonsuzdur.
O’nun kudreti sınırsızdır.
Her şey O'nun bir "OL" emriyledir...
O isterse bir anda verir.
İsterse, çok sonra…
İsterse, hiç vermez; çünkü başka bir yolda daha yüce bir cevheri hazırlar, emin ol.
O zaman sen de, her hâl ve durumda Rabbinle birlikte olduğunu bilerek yaşa. Kırıldığında da O’na yaslan. Sevindiğinde de O’na şükret. Yorulduğunda da O’na içini dök. O’ndan gelene karşı kalbini aç… Ve O’na duyduğun aşkı, içini karartan gölgelerde değil, her yeni doğan günde yeniden yeşert…
Çünkü aşk, sadece sevdiğin ve istediklerin verildiğinde değil;
sevdiğin alınsa da, senin sevgin devam ettiğinde gerçek olur... Gerçek aşk, işte bu sadakattir. İşte bu teslimiyettir; bu güven, bu iman, bu aşkla diriliştir.
Rabb hep orada…
Sen yeter ki, içindeki perdeyi arala. Yüreğini yumuşat. Diline isyan değil, dua düşsün. Gözyaşların ağıt değil, secdeye dönüşsün.
Çünkü bazen cevap, sustuğun yerde gelir. Bazen şifa, en kırık anında fısıldanır kalbine. Ve bazen, tam da “bittim” dediğinde Rabb’in “yettim" diyerek "yeni sen”i inşa etmeye başlar…
Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...
Peri'han Taşdemir...
...
..
.
YORUMLAR