Ruhundaki yaralar…:
Seni bugünkü hâline getiren görünmez mühürlerdir. Her biri varoluş kitabının bir cümlesi, bir satırı ve bir imzalı dersi. Zira ruhunda açılan o yaralar içine nur'un sızdığı ve şifalandığın yerlerindir...
Hikayeni biliyorsun...:
Kalbini ilk açtığın günü, güvenmeyi denediğin o narin anları, hayat sahnesinde oynadığın tüm rolleri hatırlıyorsun. Savunmasızlığına izin verdiğin bir an vardı ki zaman orada bir anlığına durdu ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Farkındasın artık...:
Kendini ihmal ettiğin zamanlar da oldu, kendine sadık kaldığın zamanlar da. Kurban olduğun dönemler vardı,
fail olduğun anlar da. Bazen zayıf düştün bazen dağları yerinden oynatacak kadar güçlüydü de. Ve anladın ki her şeyin bir vakti ve yeri var elbette...
Kalbini kapattın...:
Sonra yeniden açtın.
Duygularını haykırdın, bazen de içine gömdün. Kimi günlerde fırtına oldun,
kimi günlerde sessiz bir su. Asi oldun, uyum sağladın ama her hâlde özüne doğru yürüdün. Çünkü sen, her daim bir arayıcıydın. Aradıklarınla, kaybettiklerinle, bulduklarınla ve idrak ettiklerinle kendi ruhuna dönen bir y'ol'cu'ydun.
Y'ol boyunca öğrendin...:
Dayanmayı…
Kendini koşulsuz sevmeyi…
Önce ürkek bir adımla, sonra tam bir teslimiyetle ve imanla.
Kapıları açtın...:
Sana ait olmayan ne varsa gitmesine izin verdin. “Gitmek isteyen gider, gitmesi gereken gider, bitmesi gereken de biter... ” gerçeğini kalbinin bilgeliğine yazdın.
Aradığını sandığın şeyi bulamadın belki ama hakk ettiğin kişiyi buldun...:
Kendini.
Acılarıyla, ışığıyla, huzuruyla,gölgeleriyle…
Ruhunda çok yara vardı ama bir o kadar da parıltı. Her yaranın kendine özgü bir dili, kimi zaman şarkı söyleyen, kimi zaman sızlayan bir hikayesi vardı. Derin olanı da senindi,
sığ ve yüzeysel olanı da.
Ve sen nihayet barıştın...:
Şartlarla…
Kendinle…
İnsanlarla…
Yaptıklarınla...
Ve yapmadıklarınla...
Kendinin bütün hâline evet dedin...:
Çünkü bu sensin.
Sadece sen.
Küllerinden yeniden doğan.
Yaralarını yeryüzüne mühür gibi taşıyan.
Ruhunun ateşiyle şekillenen sen.
Seni bugün olduğun kişiye dönüştüren
tam da o yaralar. Onlar olmasaydı bu bilgelik, bu sezgi, bu idrak ve bu duruş olmazdı...
Ve şimdi biliyorsun...:
Yaran kadar insansın,
ışığın kadar hakikatsin,
seçtiğin kadar özgürsün.
Sen, kendine yeniden doğmuş bir ruhsun. İşte tüm güzelliğin, gücün ve gerçekliğin burada. Fark et ve emin OL.
Hatırla...:
Ruhunda açılan o yara, içine sızan şifan ve nur'dur...
Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...
Peri'han Taşdemir...
...
..
.


YORUMLAR