Reklam
SELAM OL'MAK; BİR'LİĞİN EN YÜKSEK FREKANSI...
Perihan Taşdemir Taylı

Perihan Taşdemir Taylı

SELAM OL'MAK; BİR'LİĞİN EN YÜKSEK FREKANSI...

06 Aralık 2025 - 15:45

Hatırlayalım ki varlığın en derin hakikati bir frekanstır ve bu frekansın adı öncelikle sevgi değil, selâmdır. Çünkü Es-Selâm, sadece bir duygu değil, Alemlerin Rabbinden yayılan bir varoluş hâlidir. Kur’an’ın diliyle selâm, barış ve huzurdan daha öte bir şeydir. Selâm, Yaratıcıyla tam uyum, insanın kendiyle tam kabul, kainatla tam bütünlük içinde olmasıdır. Allah, “Dâru’s-selâm’a çağıran Allah’tır.” (Yûnus 10:25) buyurur. Yani selâm bir hediye değil, bir çağrıdır; Yaratanın insana sunduğu bir varlık hâlidir.


"Selâm ol'mak" insanın önce kendi içinde başlar. Kendini suçlamayan, geçmişine kızmayan, kaderine itiraz etmeyen, iç savaşlarını bitiren, isyanda değil kabule geçebilen, kendiyle barışık ve Hû'zur'da olan insan selâma yaklaşmıştır. “Nefsini arındıran felaha ermiştir” (Şems 91:9) ayeti, bu iç barışın ruhu nasıl özgürleştirdiğini gösterir. İnsan kendi içinde “Benim yaratılışım hikmetlidir ve ben Rabbimin benim için seçtiği hâle teslimim... ” diyebildiğinde tevhid kapısına yaklaşır. Kabul hâli ruhu yakar, temizler ve huzurun kapısını aralar.


Bu içsel durum zamanla topluma da yansır. Çünkü selâm sadece bireyin iç huzuru değil, etrafına yayılan bir rahmet dalgasıdır da. “Onlar karşılaştıklarında selâm eder ve geçerler... ” (Nisâ 4:86) ayeti, selâmın sadece dile ait olmadığını, bir hâl olarak aktığını fısıldar. Selâm olan kişi bakışıyla, duruşuyla ve enerjisiyle bile huzur taşır. Yargılamaz, zorlaştırmaz, kalpleri kırmaz, kötülüğe kötülükle karşılık vermez, entrika düşünmez, gittiği yere bir dirlik, hoşluk ve tatlılık bırakır. Çünkü bilir ki “Her şey Allah'tandır.” (Nisâ 4:78) ve olan her şey ilahi bir eğitimdir.


Selâmın özü tevhid ile iç içedir. Tevhid, yalnızca Allah’ın birliğini söylemek, inanmak değil kişinin kendi içinde de ikilik/çokluk bırakmamasıdır. İnsan kendiyle kavga ediyorsa, kaderini reddediyorsa, yaşadığı hâli eksik görüyorsa ve kabullenemiyorsa tevhid hâli tam değildir. Peygamberimiz “Mümin insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” buyurur. Emin olan mümin selâm olan mümindir. Kimsede korku uyandırmaz, kimsede ayrışma oluşturmaz, gittiği her yere bir güven ve huzur taşır. Zira Darus-Selâm her şeyden önce insanın yüreğinde kurulmalıdır... 


Selâmın enerjisi sevginin bile ötesindedir çünkü sevgi bir duygu, selâm ise bir hâl ve bir tamamlayıcılıktır ve bu ikisi ayrılmaz bir bütündür de. Sevgi açar, selâm birleştirir. Sevgi akar, selâm sabitleştirir. Es-Selâm isminin kökünde bütünlük, tamlık, emniyet, korunma vardır. Bu yüzden en yüksek titreşim selâmdır çünkü selâm insanın kalbini, aklını ve ruhunu Yaratanın denge ve uyum noktasına taşır.


Selâma yükseliş üç büyük kapıdan geçer. İlki tevhid kapısıdır; her şeyin Rabbinden geldiğini bilmek ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anlamaktır. İkincisi teslimiyettir; direnç göstermemek, olana kavga açmamak, “Bu da benim için bir eğitimdi/ süreçti...” diyebilmektir. Çünkü “Gerçek din Allah’a teslim olandır.” (Âl-i İmrân 3:19). Üçüncüsü koşulsuz sevgi ve koşulsuz hizmet kapısıdır. Bir işi karşılık beklemeden yapmak, sırf güzel olduğu ve iyilik için yapmak, sırf Allah hoşnut olur diye yapmak. Peygamberimiz “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” buyurur. Hizmet ruhu selâmı büyütür, selâm hâli de hizmeti bereketlendirir.


Hayat bazen rüzgâr gibi eser, bazen ateş gibi yakar, bazen su gibi serinletir ama tüm bu unsurların altında tek bir sır saklıdır: selâmın sırrı. İnsan bir gün içindeki fırtınayı durdurur ve kaderine savaş açmayı bırakır da “Rabbim ben buradayım ve gönderdiğin her hâle teslimim, kabulüm ve hoşnutum...” derse, o anda kader bile insanın önünden çekilir. Gök kapıları açılır, yeryüzü yumuşar, insan bile insana yük olmaktan çıkar çünkü artık eski frekans değişmiştir. İnsan selâm olmuştur. Selâm olanlar, selâmdan geçerler, selâm edilenler olurlar, yolları açılır, Rabbin nazarı üzerlerine düşer ve gönülleri nurla titrer. Sonunda o büyük ilahi müjde ile karşılaşırlar: “Selâm size, hoş geldiniz!... ” (Zümer 39:73). Dünyada selâm olanı ahirette selâm ile karşılarlar.


Tam bu vesile ile benim tüm yolculuğum, tüm öğretim ve tüm hizmetim selâm olmanın sanatı üzerinedir. Dokunduğum her gönüle, rehberlik ettiğim her ruha, yolunu aydınlattığım her insana selâmın hâlini taşımaya gayret ederim. Sözümle, bakışımla, niyetimle, duruşumla, yazılarımla, rehberliğimle selâmın frekansını insanlara hatırlatıyor ve onların kalplerine ilahî huzurun nefesini üflüyorum inşaAllah. Her birimizin de olması ve yaşaması gerektiği gibi... Emin ol'un. 


Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...


Peri'han Taşdemir... 

...

..

.

YORUMLAR

  • 0 Yorum