Reklam
Reklam
Ahlakî Ziynet; Vefa 
Şükran Taşdelen

Şükran Taşdelen

Ahlakî Ziynet; Vefa 

09 Ekim 2022 - 18:48

Bazı olaylar vardır ki insan haberdar olduğunda fazlasıyla etkisinde kalıyor. Günlerce aklınızdan çıkaramıyor, üzerinde düşünmeden duramıyorsunuz.  Bu haber de benim için böyleydi.  Olay şu; 2 Mart 2012 ‘de Afrika’daki bir insanın ölümünden sonra inanılması çok güç bir olay yaşanmış. Lawrence Anthony adında bir çevre korumacı, Afrika’da yaşadığı evde ani bir kalp krizi geçirip ölür. Fillerle iletişim kurabilmesiyle, kontrol edilemez derecede agresif filleri sakinleştirmesiyle tanınan Anthony, birçok filin hayatta kalmasını sağlamış. Arazilerine girdiği için veya saldırdığı için insanlar tarafından vurulan filler, Anthony sayesinde sakinleşmiş ve insanlar için bir tehdit olmayı bırakmışlar.  

Şaşırtıcı olan olay ise Anthony’nin ölümünden on iki saat sonra yaşanmış. Evine kurtardığı fillerden bir grup, tek sıra halinde yürüyerek gelmişler. On iki saatlik mesafeden geldiği sanılan bu filler, iki gün boyunca evinin etrafında kalırlar. Bir gün içerisinde başka bir yerden bir fil sürüsü daha gelir. 

Onların kat ettiği mesafeye bakıldığında, yola Lawrence Anthony’nin öldüğü an çıktıkları anlaşılmış. Bu iki fil sürüsü, kendileriyle merhametle ilgilenen, iletişim kurabildikleri, sevdikleri bir insanın ölümüne yas tutmaya gelmişlerdi. Ölümünü bir şekilde hissedip son yolculuğuna uğurlamaya gelmişlerdi. Filler, ölüme yas tutan hayvanlardan... Ölü fil gördüklerinde kendi gruplarından olsun olmasın, yas tutar, bedeni açıkta kaldıysa üzerini dallarla ve yapraklarla örterler. Aynada kendilerini tanır, suyu daha sonra içebilmek üzere çukurlara gömer ve inanılmaz bir hafızaya sahiptirler. 

Anlaşılan o ki, bağlantı kurdukları bir kalbin durduğunu da kilometrelerce öteden hissedecek kadar hassaslar. Anthony’nin öldüğünü nasıl anladıkları bir soru işareti, bir muamma, ama aynı zamanda gelişleri kalbin enerjisinin ya da iletişiminin tür farkı gözetmeksizin, çok geniş bir alana yayıldığının kanıtı. Varlık alemi hâlâ sırlarını çözemediğimiz bir düzenle birbiriyle irtibatlı. 

İnsanlardan yıllarca kötülük gören, öldürülen hayvanlar, bir insanın iyiliğini unutmadıklarını böylece gösterebiliyorlar. İnsanlara özgü sandığımız vefa duygusu veya önseziyi  hayvanlarda da görüyoruz. Anlamlandırmakta zorlandığımız bazı davranışsal mucizelere de bu sayede rastlıyoruz. Bu çağın fıtratını yitiren insanlarının diğer canlılardan öğreneceği şeylerin var olması çok acı... Öyle bir hale geldi ki insanlık hayvanlar aleminden kendine dersler devşirmeye mecbur kalacak kadar insani meziyetlerinden uzaklaştı. 

Vefa duygusu modernizmin kölesi olan insanların kaybettiği bir özge duygu. Modernizmin yayıldığı ülkelere bakın. Dijitalizmin de yayılmasıyla insan ilişkileri yok denecek kadar azalmıştır. Gittikçe bireyselleşen insanlar ne yüreklerine ne hayatlarına kimseyi almıyorlar artık. Olabildiğinde benmerkezci ve bencil bir konfor içinde tek başlarına yaşamayı tercih ediyorlar. Kendilerine faydası dokunan, yetiştiren ana, baba ve diğer emeği geçen büyüklerini yad etmek şöyle dursun, görmezden bilmezden geliyorlar. Böylesi bir hayat ne kazandırabilir ki insana? 

Fakat insan medeniyetleri tarih boyunca istisnasız şunu göstermiştir ki, gün gelecek, devran dönecek ve o vefasız insanlar da yanlarında yörelerinde kendilerini sayacak, kıymetini bilen kimselere ihtiyaç hissedeceklerdir. Emek verdikleri makam veya mesleklerde yüreklerine dokunabildikleri birileri varsa onlardan vefa görmek isteyeceklerdir. Hele de yaşamlarının son demlerinde en çok aradıkları şey, yüreği güzel bir vefalı dost olacaktır. İnsan ilgi ve sevgi görmekten bıkmaz, usanmaz. Aksine insanın hayat enerjisidir ve vefa duygusu da bu anlamda hayat enerjisini tutuşturan kaynaklardan biridir. 

İnsana anlam ve değer katan bir duygudur vefa. Dünya hayatının zorlu şartlarında insanın insana gösterebileceği en derin merhamet ve sevginin dışa vurumudur. Yüreğin anlayış ve sevgisi vefayla güçlenir. Vefasızlık kadar yüreklerimizi sızlatan başka bir acı yoktur hâlâ. Bir hayvanda bile gördüğümüzde içimizi sevgiyle titreten vefa, zulümle dolan dünyayı yaşanılır kılıyor bugün bile.
Vefa, yaratılmışlar içinde en çok insana yakışır. Fıtratında Rabbinin kodladığı değerlerle insan olmanın şanıyla yaşayabileceği donanıma sahip çünkü. Bir başka canlının sahip olmadığı potansiyel yeteneklere, duygulara ve sezgilere sahip. Hayra ve iyiliğe kullanıldığı takdirde insana daha dünyadayken cennetvari bir hayat yaşatabilir tüm bunlar. Ahlaki zinetlerimizi takınabilirsek, pişmanlık duymadan gideceğimiz ebedi hayatımıza sorunsuzca süzülerek geçebiliriz. Vefayla kalın, selamette kalın...

YORUMLAR

  • 4 Yorum
  • Mustafa pakır
    1 yıl önce
    Vefa, yaratılmışlar içinde en çok insana yakışır. Fıtratında Rabbinin kodladığı değerlerle insan olmanın şanıyla yaşayabileceği donanıma sahip çünkü. Bir başka canlının sahip olmadığı potansiyel yeteneklere, duygulara ve sezgilere sahip... Çok müthiş cümleler..Elinize sağlık
  • Ayten Fırat
    1 yıl önce
    Vefayı ondan öğrendiğimiz Allahın resulüne salat ve selam olsun.
  • Ayten Fırat
    1 yıl önce
    Vefayı ondan öğrendiğimiz Allahın resulüne salat ve selam olsun.
  • Mustafa Tosun
    1 yıl önce
    Vefa gerçekten çok ama çok önemli bir haslet... En başta Rabbimize vefalı olmalıyız.. Sonra da bize iyiliği dokunan insanları asla unutmamalıyız.