Reklam
Vicdanın Sessiz Çöküşü
Vehbi UZUNDAĞ

Vehbi UZUNDAĞ

Vicdanın Sessiz Çöküşü

20 Ekim 2025 - 20:17

Her şey değişiyor. Biz değişiyoruz. Seçimler, seçenekler, tercihler, ihtiyaçlar vs. İnsan olmanın gereği olarak, vicdan duygusu da değişmez mi sanıyoruz ? Ama değişiyor. Yaşantılar, insanı insan olmaktan uzaklaştırabiliyor. Çoğu insanın vicdanı artık kaymış durumda. Anlamayı değil, üstün gelmeyi seçiyorlar. İstekte bulunana “hayır” demekte bir güç gösterisi buluyorlar; sanki reddetmek, bir tür üstünlükmüş gibi...
 
Modern zamanın bireyi, artık kendisiyle değil, başkalarıyla yarışıyor. Tüketim kültürü, insanı sürekli kıyas içinde tutuyor; kim daha çok kazanıyor, kim daha çok dikkat çekiyor, kim daha çok onay alıyor. Bu görünmez yarış, aynı zamanda vicdanı sessizleştiriyor. Çünkü anlamak için yavaşlamak, dinlemek, sabretmek, muhakeme etmek gerekir. Oysa modern insanın ritmi “hız ve kazanç” üzerine kurulu… Acelecidir.
 
Parçalı bir egonun peşinde sürükleniyoruz. Bir yanda “ben”in sınırları genişliyor, diğer yandan da içimizdeki bütünlük parçalanıyor. Herkes kendi küçük sahnesinde oynuyor rolünü; tüm çaba izlenmek, beğenilmek, fark edilmek için… Fakat bu sahnede vicdanın sesi yok. Vicdan yankı bulamıyor. Onun yerini, onaylanma arzusu ve geçici bir güç duygusu alıyor.
 
Oysa gerçek güç, dış dünyayı dönüştürmekte değil, onu anlamakta ve anlamlandırabilmektedir. İnsanı yücelten şey, sahip oldukları değil; hissettiklerini, başkalarının duygularını da yeniden duyabilmesidir. Empati kuran insan, başkasının acısına kendi içinden bir yankı bulur. Bu yankı, bilincin gelişmesi ve yükselmenin ilk adımıdır.
 
İnsan olmak, mekanikleşmiş bir hayatın ritmine kapılmadan canlı kalabilmektir. Kurguya, kuruntuya, telaşa ve tedirginliğe yenilmeden var olabilmektir. Çünkü insan olma bilinci, sadece farkında olmakla değil, farkındalığın yükünü taşımayı göze almakla mümkündür.
 
Gerçek güç, hükmetmekte değil, anlamın sessizliğinde kendini aşabilmektedir. Belki o zaman vicdanın sesi karşılık bulacaktır.
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum