Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni Yönetici Atama Yönetmeliği Taslağı, Eğitim camiasında uzun süredir beklenen bir düzenleme olduğunu ifade etmek gerekir. Özellikle mülakat uygulamasının kaldırılmış olması, eğitimde adalet ve liyakat açısından son derece olumlu bir gelişme. Yıllardır tartışma konusu olan sözlü sınavların objektifliği konusunda yaşanan endişelerin ortadan kalkması, öğretmenler arasında güven duygusunu yeniden tesis edecektir.
Taslakta bazı branşlarda alan öğretmenliği zorunluluğu getirilmiş olması da önemli bir adım olarak görülebilir. Ancak aynı hassasiyetin fen Liseleri için gösterilmemiş olması düşündürücü. Fen liselerinde alan öğretmeni şartının kaldırılması bu okulların akademik niteliğini zedeleyebilir. Olması gereken mevcut yönetmelikte yer alan branşların korunması; bu alanda aday bulunmaması halinde Diğer branşlardan öğretmenler ifadesinin eklenerek hem alan yeterliliği hem de esneklik ilkesi bir arada sağlanmış olurdu.
Bir diğer önemli nokta ise yönetmelikte ders yılı esasının dikkate alınmasıdır. Bu düzenleme, görevlendirmelerde eğitim sürecinin bütünlüğünü koruyacak, hem yönetici hem de okul açısından planlamayı kolaylaştıracaktır.
Taslakta öne çıkan en önemli konulardan biri de norm fazlası yöneticilerin durumu. Bu yöneticilerin, boş kadro bulunması halinde boş bulanan kadroya atanması boş kadro bulunmaması halinde; normal atama dönemine kadar görevine devam etmesi yönünde bir ifadenin yönetmeliğe eklenmesi, hem idari boşlukların önlenmesi hem de mağduriyetlerin giderilmesi açısından yerinde olacaktır.
Son olarak, eğitim kademeleriyle ilgili olarak yalnızca 4+4 sisteminin değil 5+4 modelinin de tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Alanda yapılan araştırmalar, öğrencilerin gelişimsel özellikleri bakımından 5+5 veya 6+6 sisteminin daha uygun olabileceğini ortaya koyuyor. Eğitim sistemi yeniden yapılandırırken bu bilimsel verilerin dikkate alınması önem arz etmektedir.
Yönetici atama yönetmeliği taslağı önemli kazanımlar içermekle birlikte bazı düzenlemelerin daha dikkatli ele alınması, eğitim niteliği açısından belirleyici olacaktır. Eğitimde istikrar, liyakat ve alan yeterliliği birlikte düşünülmedikçe, yapılacak her iyi niyetli düzenleme yarım kalacaktır.
YORUMLAR