‘’Kişide
titreme varsa Parkinson’dur gibi bir düşünce var. Oysaki titreme vazgeçilmez
bir bulgu değil, hastaların dörtte birinde hiç titreme olmayabilir.
Parkinson’da en önemli bulgu hareket yavaşlığıdır.’’
11
Nisan Dünya Parkinson Günü’ne dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla
Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi Nöroloji Uzm. Dr. Serkan Topçu;
hastalıkta erken teşhis ve doğru tedavinin önemine değinmeyi, halkımıza bu
hastalıkla ilgili bilgilendirmeyi hedeflemekteyiz.
“Parkinson
hastalığı beyinde dopamin maddesinin eksilmesine bağlı hareket bozukluğu olarak
karşımıza çıkan kronik bir hastalıktır. Bu hastalıkta özellikle vücudun tek
tarafında daha baskın olmak üzere hareketlerde yavaşlama, para sayma tarzında
ellerde daha baskın olan ama yüzde gövdenin diğer bölgelerinde de olabilecek
istirahat titremesi ve rijidite dediğimiz eklem ve kaslardaki katılığa bağlı hareketlerde
katılık olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bunun dışında hastalarda özellikle
dış fiziksel muayenede hemen göze çarpabilecek yüzde donuk yüz ifadesi
mimiklerde azalmaya bağlı, özellikle kaygılı bir bakış vücut öne doğru hafif
eğik bir şekilde fleksörpostürde dediğimiz küçük adımlarla yürüme tarzında
karşımıza çıkabilmektedir.
Bu
hastalarda tanı konulduktan sonra özellikle tedavide verdiğimiz medikal
tedavide çeşitli ilaçlarımız var. Bunların başında eldopa dediğimiz ve tedavide
yanıt aldığımız hatta tanı koymada kullandığımız ilaçlarda oluyor. Bunların ay kullanımı ve düzenli belli
periyod hasta yakınları tarafından takip edilerek kullanımı önemli ve uzun
vadeli tedavi planı yapılıp hastada cevaba bakılabilmektedir.
Tanı
için ek tedavi tanı yöntemlerimizden. Özellikle MR sebep olabilecek diğer
tanıları dışlamak için gerekiyor. Bu
hastalık ileri yaşlarda görülmesine rağmen özellikle 60 yaş ve üstü daha çok
görüyoruz ama daha genç yaşlarda da olabilmekte. Bunlarda da genetik tarama
yapılması önemli olduğu için nöroloji poliklinik kontrolüne muhakkak gelmesi
gerekiyor. Bu hastaların bulunduğumuz yaşadığımız bölgeden dolayı tarım
ilacıyla uzun süreli maruziyetteparkinsonizm bulguları dediğimiz bu bulgular
ortaya çıkabilmektedir.Özellikle bu tip maddelerden kendimizi korumak
gerekiyor. Hastalarda başta aldığımız yanıtları ilerleyen dönemlerde
istediğimiz dozda kullanmamıza rağmen alamayabiliyoruz. O durumda özellikle
günlük yaşamda ciddi derecede kısıtlanmış alternatif olarak cerrahi tedavi
yapılabiliyor. Halk arasında beyin pili olarak bilinen belli bölgelere
elektrotlar yerleştirilerek yapılan tedavi yöntemimiz de var. Tabi her hastaya
bu uygulanan bir yöntem değildir. Takiplerde Fizik tedavi de yine aynı şekilde
önerdiğimiz tedavi yöntemlerinden birisi oluyor. Burada önemli olan hastaların
tanı konulduktan sonra yakınları ile işbirliği halinde düzenli tedavi için
Nöroloji, polikliniğine düzenli olarak kontrolü unutmamak gerekir.
Nöroloji
Uzm. Dr. Serkan Topçu Parkinson hastaları çaresiz değildir” dedi.
YORUMLAR