Reklam
Reklam
Allah'ın İnanıp Güvendiği ( Hakîki) Mü'minler-2
Erkan Furkanoğlu

Erkan Furkanoğlu

Allah'ın İnanıp Güvendiği ( Hakîki) Mü'minler-2

02 Haziran 2023 - 13:21

Kur’an’dan Hayata Mesajlar
    İmanımız hakkında bizim ne dediğimiz veya ne değer biçtiğimiz değil;  Rabbimiz Allah’ın imanımız hakkında ne diyeceği, nasıl bir değerlendirme yapacağı önemlidir.
    İmanımız hakkında iddialarımızdan ziyade imanımızın bizi neye, nasıl birine dönüştürdüğü, hangi hallerde, nasıl davranışlar ve  hangi tercihleri yaptırdığıdır esas olan.
    Ey îmân edenler, Allah’a, Rasûlü’ne ve  Allah’ın elçisine ( Muhammed(as)’a ) vahyettiği Kitâb’a (Kur’ân’a) ve daha önce elçilerine gönderdiği kitaplar (ın asılların) a, îmân (da sebat) edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve âhiret gününü inkâr ederse, şüphesiz o, derin bir sapıklığa düşmüş olur.Nisa 136. Ayette mü’minler yeniden ve gönülden imana çağrılıyor. Bir insanın mü’min olması ancak âyette geçen esaslara inanmasıyla mümkündür. Âyette “ey mü’minler” diye hitap edilenler bu esaslara inanıp güvenelerdir. Buna rağmen tekrar imana davet edilmeleri, imanın yürekten ve samimi olması ve inanılanların pratik hayatta karşılık bulması gerektiğini anlatıyor. Nûr sûresinin 24/62. âyetinde “Mü’minler ancak Allah’a ve Rasûlü’ne inananıp güvenenlerdir.” buyrulmaktadır. Demek “inandım” demek yetmiyor, imanın gönülden olması, iman esaslarının benimsenmesi ve hayata geçirilmesi gerekiyor.
    Bedevi Araplar da “Îmân ettik” dediler. (Rasûlüm! Onlara) de ki: “Siz (yürekten) îmân etmediniz, ancak, ‘(Bazı maddî menfaatler elde etmek için, zahiren müslüman görünerek, İslâm dininin emir ve yasaklarına) boyun eğdik, teslim olduk’ deyin. Îmân henüz kalplerinize yerleşmiş değildir. Eğer Allah’a ve Rasûlü’ne (yürekten) itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Hucurât Suresi 14. Ayette belirtildiği gibi çeşitli sebeplerle İslam’a teslim olmakla samimi şekilde inanıp güvenmek farklı şeylerdir. Bizim iman iddiamıza Allah’ın ne diyeceği, nasıl değerlendireceği esastır.
    Muhakkak ki Allah’a inanıp güvenmek, hayattaki en önemli ve en gerekli tercihtir. Allah’a inanıp güvenen insan olmaktan daha ziyade Allah’ın inanıp güvendiği insan olmak ise daha değerli ve paha biçilemezdir.
Erdemli, ahlaklı, maddi ve manevi değerleri yüksek bir toplumu inşa edecek olanlar  Rahman Allah’ın has kulları olan ve Allah’ın inanıp güvendiği  hakîki  mü'minler olacaktır.
    Kur’an-ı Hakim’de Rabbimizin istediği her şeye, gerek itikadi anlamdaki bütün iman esaslarına inanmak, gerek emir buyurduklarını yerine getirmek, gerek bize yasakladıklarından sakınmak ve tavsiyelerine uyarak en güzel ahlaki ilkeleri hayata aktarmak tüm müminlerin genel özelliği ve yükümlülüğüdür.
    Ana başlıklar veya maddeler halinde  hakiki müminlerin niteliklerini kaldığımız yerden sıralamaya devam edece olursak:
    (O müminler öyle kimselerdi ki) insanlar onlara; “düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun” dediklerinde, bu onların imanlarını artırdı ve şöyle dediler: “Allah bize yeter. O ne güzel (güven kaynağı/yardımcı) vekildir.” Âl-i İmrân Suresi 173. Ayet
  -Hakiki müminler düşmandan, ordusundan, güçlerini birleştirmelerinden korkmazlar. Bu ve benzeri durumlar hakiki müminlerin iman ve güvenlerini arttırır.
  -Hakiki müminler Allah’ı yeterli görür.
  -Hakiki müminler güven kaynağı, yardımcı, vekil olarak yalnızca Allah’a görür.
    Mü'minler, (Peygamberin kendilerine önceden haber verdiği düşman) birliklerini görünce: “İşte bu, Allah'ın ve Resulünün bize haber verdiği ve vâdettiği şeydir. Allah ve Resulü, verdikleri her haber ve yaptıkları her vaadde elbette doğruyu söylerler.” Bu durum, onların (sadece) imanlarını ve teslimiyetlerini arttırmıştır.Ahzâb Suresi 22. Ayet
  -Hakiki müminlerin Allah’a güven ve teslimiyetleri hep artarak devam eder.
    Allah, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah, hakkıyla bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir. Fetih Suresi 4. Ayet
-Hakiki müminler göklerin ve yerin orduları tümüyle Allah’a ait olduğu bilincinde olarak düşmandan, ordusundan, güçlerini birleştirmelerine karşı Allah’a güvenirler.
Mü'minler, (Peygamberin kendilerine önceden haber verdiği düşman) birliklerini görünce: “İşte bu, Allah'ın ve Resulünün bize haber verdiği ve vâdettiği şeydir. Allah ve Resulü, verdikleri her haber ve yaptıkları her vaadde elbette doğruyu söylerler.” Bu durum, onların (sadece) imanlarını ve teslimiyetlerini arttırmıştır. Ahzâb Suresi 22. Ayet
  -Hakiki müminler karşılarındaki kim veya ne olursa olsun Allah’a güven ve teslimiyetleri hep artarak devam eder.
O halde eğer (gerçekten) inanıyorsanız Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle davranın, aranızı ıslah ederek düzeltin, Allah'a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Resulü’ne itaat edin! Enfâl Suresi 1. Ayet
  -Hakiki müminler sorumluluk bilinciyle düşünen, davranan ve yaşayanlardır.
  -Hakiki müminler insanların arasını düzelten ıslahçılardır,
  -Hakiki müminler ortak iyi, doğru ve hayırlıyı tebliğ eden davetçilerdir.

Onlar ki; namazı/salâtı ikame ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler (rızık emanetini sahiplerine teslim ederler). Enfâl Suresi 3. Ayet
  -Hakiki müminler namazı/salatı gereği gibi ikame ederler.
  -Hakiki müminler her şeyi emanet bilinciyle muhafaza eder ve sahiplerine teslim ederler.
İşte gerçek mü'minler bunlardır! Rableri katında onlar için yüksek dereceler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş tükenmez rızıklar vardır. Enfâl Suresi 4. Ayet
  -Hakiki müminler ihtiyaç sahiplerini arayıp bulur ve kendilerine verilen rızıklarda onların da hakkı olduğu bilinciyle paylaşırlar. 
İman edip de hicret edenler, Allah yolunda cihad edenlerle onları bağırlarına basanlar ve yardım edenler var ya işte gerçek müminler onlardır; bağışlanma onlar için, büyük lütuf onlar içindir. Enfâl Suresi 74. Ayet
  -Hakiki müminler Allah yolunda hicret eder.
- Zulmün, kötülüğün, baskının olduğu yeri terke enlere  yardım eder, destek verir.
Gerçek müminler, Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisine iman eden imanlarında hiçbir şüpheye yer vermeyen ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla tüm gayretlerini sarf edenlerdir. İşte iman davasında sadık olanlar bunlardır. Hucurât Suresi 15. Ayet
  -Hakiki müminler Allah yolunda ve Allah’ın rızasını kazanmak için her işte bilgileriyle, mallarıyla, zamanlarıyla, canlarıyla fedakârlıklarını ve gayretlerini ortaya koyarlar.
Allah'a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçilerine/resullerine gerçekten inananlar var ya; işte onlar hem özü sözü doğru olanlar hem de Allah'ın huzurunda tanık olacak olanlardır (Allah'a verdikleri sözde duranlar ve hayatlarıyla gerçeğe şahitlik edenler olarak muamele göreceklerdir). Onların hem mükâfatları hem de nurları vardır. Ama inkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar da cehennemliklerdir. Hadîd Suresi 19. Ayet
  -Hakiki müminlerin özü de sözü de işleri de doğrudur, hayırlıdır.
  -Hakiki müminler doğrunun tarafı ve sadık şahididirler.
Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen her türlü sıkıntıya göğüs geren, namazı ikame eden ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah'ın rızası doğrultusunda) harcayanlardır. Hac Suresi 35. Ayet
- ( Hakîki) Mü'minler Allah‘ın (emir ve yasakları) hatırlatıldığı zaman (sorumluluk şuuruyla) kalpleri ürperenlerdir.

-Hakiki müminler her türlü imtihana maruz kalırlar da her türlü sıkıntıya göğüs gerecek çabayı gösterirler.
  -Hakiki müminler ihtiyaç sahiplerini arayıp bulur ve kendilerine verilen rızıklarda onların da hakklarının olduğu şuuruyla emanetçisi olduğu nimetleri paylaşırlar. 

Ey Muhammed! De ki: “Ruhu’l-Kudüs (Cebrail), inananların inançlarını sağlamlaştırmak, müslümanlara doğru yolu göstermek ve onlara bir müjde olmak üzere Kur’an’ı Rabbinden hak olarak indirdi.” Nahl Suresi 102. Ayet
  -Hakiki müminlerin okudukları, duydukları her ayet Allah güven ve teslimiyetlerini arttırır.
  -Hakiki müminlerin okudukları, duydukları her ayet sevinçlerini, maneviyatlarını, huzurlarını arttırır.

Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O’ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler yalnız Allah’a güvensinler. Âl-i İmrân Suresi 160. Ayet
 Kâinatın sahibi ve her şeyin yaratıcısı kadir-i mutlak olan Allah’ı yenecek yoktur. Allah dışındaki her şey yenilir. Ancak, Allah yenilmez ve Allah tarafında olanlarda yenilmez. Allah’ın karşısında kim olursa olsun ve taraftarları kimler olursa olsun yenilmeye mahkûmdurlar.
Hakiki müminler yalnız  Allah’a inanıp güvenirler
-Hakiki müminler emin olarak bilirler ki Allah’tan başkasına/başkalarına ne inanılabilir ne de güvenilebilir.
  El Emin olan Allah bizleri hakiki inanıp güvenen ve inanılıp güvenilen has kullarından eylesin…
Rahman Allah’ın razı olup razı ettiği kullarından olmamız duasıyla, selam ve muhabbetler dilerim…
A.Erkan FURKANOĞLU
02.06.2023

YORUMLAR

  • 0 Yorum