Reklam
Reklam
Faiz ve döviz kuru risklerinden korunmak için neler yapılmalı?
Fatih Gürez

Fatih Gürez

Faiz ve döviz kuru risklerinden korunmak için neler yapılmalı?

08 Haziran 2021 - 20:27

Özellikle ithalatını dövizle yapan veya döviz borcu bulunan şirketler açısından, kurlardaki artışlar hem nakit akışlarının bozulmasına yol açıyor hem de maliyetlerini artırıyor. Ayrıca, döviz ile alacağı olan veya döviz ile ihracat yapan şirketler de bu durumdan etkileniyor. Öte yandan, iç talebin yavaşlaması da tahsilatları etkileyen bir diğer unsur olarak şirketlerin karşısına çıkıyor.
Finansal piyasaların derinleşmesi ve genişlemesinin yanında küreselleşme ile birlikte döviz kuru hareketleri sadece finansal kuruluşlar değil aynı zamanda reel sektör firmaları için daha önemli hale gelmiştir. Döviz kuru riski, finansal olmayan firmalarda hem varlıklar hem de kaynaklar açısından önemlidir.

Döviz kurundaki değişimlerin diğer bir etki alanı ise, firmaların bünyesinde bulundurdukları kaynaklar üzerinde olmaktadır. Özellikle firmalar, kullandıkları döviz kredileri üzerinden kur riskine maruz kalmaktadırlar. Dövizli işlemleri bulunan işletmeler, döviz kurlarında yaşanabilecek değişimlerin neden olacağı riskleri içsel (işletme içi) ya da dışsal (işletme dışı) yöntemler ile yönetmeye çalışmaktadır. Eğer iki farklı para biriminden oluşan bir pozisyonunuz, örneğin EUR gelirlerinize karşın TRL ödemeleriniz varsa bu, işlem riskini oluşturur.Yabancı şirketlerin bağlı bulundukları ana kuruluşlarının taşıdığı bilanço ve kazanç riskidir. Döviz Fiyatlarındaki değişimin orta ve uzun vadede piyasadaki rekabet gücünü, sonuç olarak da karlarını azaltacak yönde olması riskidir. İhracat yapan şirketlerin döviz gelirleri karşılığında TRL ödemeleri şirket maliyetlerini doğrudan etkilemektedir.

Giderek sertleşen rekabet ortamında döviz pozisyon riskinden korunduğunuz durumda esas faaliyet alanınıza daha iyi konsantre olabileceksiniz. Bir işletmenin yabancı para cinsinden borçlanmasının temel prensibi, ihracat ve diğer işlemler sonucunda döviz kurlarına bağlı olarak gerçekleşecek nakit girişlerinin, yabancı para cinsinden alınan borcun anapara ve faiz ödemelerinde kullanılabileceği düşüncesidir. Eğer gelir ve giderleriniz aynı para birimi cinsinden ise risk yönetimi açısından ideal bir durum söz konusu demektir. Hangi para birimi cinsinden para kazanıyor iseniz giderlerinizi de borçlanmanızı da aynı para birimi üzerinden yaparsanız kötü sürprizler ile karşılaşmazsınız. Bu bakımdan şu an Türkiye’de ihracatçı durumda olan şirketler döviz bazında borçlanmış olsalar dahi kur artışlarından olumsuz yönde etkilenmeyeceklerdir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum