KALPLERİN IŞIĞI, Şanlıurfalı Araştırmacı yazar Kamile Özdemir hanım efendinin büyük bir emek ve birçok kaynağa başvurarak yazdığı son kitabı...
Yazar Kamile Özdemir daha önce “Kanatsız Uçanlar, Şiirimdeki Hayatlar ve Solan Hayatlar” adıyla üç kitap yayımladı.
Son çalışması biraz daha farklı bir kitap, “KALPLERİN IŞIĞI” kitabı için alanında ilk ve tek kitap diyebiliriz. Bildiğim kadarıyla daha önce sadece Surelerin nuzül ve ana temasını ele alan böyle bir kitap yazılmamış olduğudur. (Bu konuda yanılmış olabilirim.)
Yazar Kamile Özdemir bu kitabında Kuran'ı Kerim’de geçen Süreleri ele almış, Sürelerin Nuzul sebebi, içeriği ve hitap ettiği konuları birçok tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarından kaynak göstererek büyük bir titizlikle ve emek vererek ele almış.
Kitap 506 Sayfa ve Liman yayınlarından çıkmış.
Yazar Kamile Özdemir kitabın ön sözünde şunları yazmış:
İnsanoğlunun yeryüzünde yaşaması Hz. Âdem (a.s)' ile başlamıştır. İnsanlar yeryüzünde yaşarken bunların yaşama kanunu ve kurallarına ihtiyacı vardı. İnsanlar çoğaldıkça kendi kaplarına sığmaz olmuş ve birbirleriyle iyi veya kötü davranışlardan bulunmaya başlamışlardır.
Daha sonra insaoğlunu yaratan Allah-u Teâlâ yarattığı insanların kötü yollara sapmamaları için, ya da kötülük yapanları uyarmak için peygamberler gönderdi.
En son yeryüzünde yaşayan tüm kullarının rehberi olsun diye Allah-u Teâlä Hz. Muhammed Sallalahu Aleyhi ve Sellem'i insanları uyarması ve doğru yoldan ayrılmamaları için bir nur olarak dünyaya getirdi.
Hz. Muhammed (s.a.v) kırk yaşına geldiğinde kendisine Peygamber lik verildi ve O'nun peygamber olmasıyla birlikte Kur'an-ı Kerim ayet ayet indirildi.
Ramazan ayının on altıncı gecesi geride kalmış, Ramazanın on yedinci günü Pazartesi gecesiydi. Nur dağı derin bir sesizliğe bürünmüş tü. Gecenin yarısı çoktan geçmiş ve zaman seher vaktine ayak basmıştı. Güllerin bütün güzelikleriyle etrafa güzel koku dağıtıkları ve Allah'ı zik redenlerin coşup sonsuz hazza eriştikleri müstesna bir vakit. Vahi meleği Cebrail (a.s) en güzel bir insan suretine bürünmüş son derece sevinçli idi. Çünkü son Resul, peygamberler peygamberi ile bir araya gelip muhatap olacaktı. Beklenen an gelmişti...
Vahiy meleği Cebrail (a.s) bu ısız ve karanlık gecede, güzel bir insan suretinde, etrafına ışış işıl nurlar saçarak göz kamaştırıcı bir aydınlıkla Käinatın Efendisine göründü ve yumuşak fakat gür bir ses ile hitap etti:
"Oku!"
Kainatın Efendisi Habibullah'a hayret ve bir korku sardı. Karanlığın derinliğinde gelen ses onu korkutmuştu!
"Ben okuma bilmem ki" diye cevap verdi.
Cebrail (a.s) yanına yaklaşıp kendilerini kucaklar ve sıkıp biraktıktan sonra, tekrar:
"Oku!" diye seslendi.
Kâinatın Efendisi Habibullah tekrar aynı cevabı verir:
"Ben okuma bilmem!"
Cebrail(a.s) ikinci kez kâinatın Efendisini kucaklayıp sıkıp bıraktık. tan sonra tekrar seslendi:
"Oku!"
Kainatın Efendisi bu defa:
"Ben okuma bilmem" dedi ve sonra ekledi "Söyle ne okuyayım?"
Bunun üzerine Cebrail(a.s) Allah-u Tealâ'dan aldığı ve Resülüne tes lim etmeye geldiği "Alak" süresinin ilk ayetlerini başından sonuna kadar Kainat Efendisine okudu:
"Oku! Seni yaratan Rabbinin adıyla oku! Ki O, insanı pıhtılaşmış bir kandan yarattı. Oku ki, senin Rabbin kalemle yazı yazmayı öğreten, insana bilmediğini ta'lim eden bol kerem ve ihsan sahibidir"
Okunanları dinleyen Kâinat Efendimiz bir heyacanla ve haşyetin son haddiyle bizzat konuştuğu lisanla nazil olan ayetleri kelimesi kelimesine tekrar etti. Artık, inen ayetler Allah Resülü ve Kâinat Efendisinin diline hemde kalbine yerleşmişti. (Alak-1-5. Buhari,Sahih, C.1,s.7.)
Allah-u Teâlâ tarafinda Kur'an-i Kerim' den değerli bir şefaatçı yok tur. Ümettimin en kıymetli ameli Kur'an okumaktır. Peygamber Efendi miz (s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurur:
"Şüphesiz ki demirin paslandığı gibi kalpler de paslanır" demiş ve kendisine,
"Ey Allah'ın elçisi! Kalplerin cilası nedir?" diye sorulmuştu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) de, "Kur'an okumak ve ölümü anmaktır" buyurmuştur.
Bizler de tüm insan âleminin rehberi olan Kur'an-ı Kerim de geçen sürelerin isimleri nereden alınmış? Süreler neye göre indirilmiş? Süreler de geçen ayetler bizlere neleri anlatıyor ve anlatmaktadır? İnsanoğlu günlük yaşantısında Kur'an-ı Kerim'i ne kadar takip ediyor ve yaşıyor? Tüm bu soruların cevabını bu kitap çalışmamızda bulacaksınızdır.
Bir hadisi Şerifte şöyle buyuruyor: "Ümmetimin helakı iki şeydedir, birincisi; ilmin terk edilmesi, İkincisi; insanların mal toplaması" Hasan b. Ali (r.a) der ki: "Kim âlimler ile çok oturursa, dilinin bağı çözülür. Zihindeki engelleri aşar. Kendini geliştirir ve bu onu sevindirir. Bildiklerine karşı güveni artar, öğrendiklerini söylerken cesaret kazanır." Birde denilir ki: "Bilgisizlikten daha çetin bir yoksulluk yoktur."
Kalplerin Işığı Okumaya değer bir kitaptır. Yazarımıza başarılar diliyoruz.
YORUMLAR