Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; Bedenen engelli olmak özür değil, suç değildir. Bu İlahi imtihanın bir parçasıdır.
Engelli olmanın sebepleri:
Doğuştan veya sonradan insanlar niçin engelli oluyorlar? Bunun sebebi nedir? Kur'an'a baktığımızda insanların görme, işitme, duyma, konuşma, düşünme ve anlama gibi zihinsel veya bedensel engelli olmalarında temel iki faktörün olduğunu görüyoruz: İlahi irade ve imtihan: bu imtihan bazen doğuştan olur, bunda kişinin hiçbir müdahalesi ve ihmali olmadan… Bazen de insanların ihmal ve kusurları neticesinde oluşanlar. Her iki durumda da imtihan söz konusudur.
İlahi İrade ve İmtihan
Çünkü Allah’ın izni ve iradesi olmadan bir kimsenin istemesi ve çalışması ile hiç kimseye kaza, bela ve musibet isabet etmez. “Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez...” (Tegabun, 64/11) anlamımdaki ayet; bu gerçeği ifade etmektedir. İnsanı üzen her şey musibettir''… her musibet ise bir imtihandır. Dolayısıyla insanların her hangi bir uzvundaki arıza ve hastalık birer müsibettir. Allah’ın izni, iradesi ve takdiri olmadan bırakın insanın bedeninde veya organlarında her hangi bir arıza ve hastalık olması insanın ölmesi bile mümkün değildir. (Ali İmran, 3/1459
Esasen bedenen özürlü olanlar değil, ruhen, manen hasta olanlar, maneviyatı olmayanlar ve beyinleri kötülük üretenler tehlikeli ve zararlıdırlar. Bu münasebetle Yüce Allah’ın Takdiri sonucu doğuştan oluşan hemofili hastalığına ve bu konuda Çalışmalarını başarıyla yürüten ve çok olumlu katkılar sunan ‘Şanlıurfa Hemofili Derneğine’ değinmek istiyorum.
Önce Hemofili hastalığı hakkında:
“Hemofili hastalığı kalıtsal olarak nesilden nesile geçen ve ağırlıklı olarak erkeklerde görülen ciddi bir kan hastalığıdır. Bu önemli hastalık ömür boyu devam eder. Hemofili tüm dünyada her ırktan insanı etkilemektedir. Yaklaşık her 5.000 erkek doğumunda bir ortaya çıkar. Bu hastalıkta kadınlar taşıyıcıdır. Taşıyıcı olan bir annenin erkek çocuğuna % 50 oranında hemofili hastalığını geçirme olasılığı vardır. Hemofili, hasta, ailesi ve toplum açısından çok önemli bir hastalıktır. Çünkü iyi tedavi edilemeyen hastalarda kalıcı eklem sakatlıkları gelişebilir. Tedavide kullanılan kan ürünlerinin yurt dışından gelmesi nedeniyle tedavi maliyeti çok yüksektir.
Hemofili kanın pıhtılaşmasının yetersiz olduğu ciddi bir doğumsal kan hastalığıdır. Bulaşıcı değildir. Herhangi bir kanser tipi değildir. Ancak nesilden nesile geçen kalıtsal bir kan hastalığıdır. Kanın pıhtılaşmasının yetersiz olmasının nedeni pıhtılaşma fonksiyonu için mutlak gerekli olan faktör 8 adlı proteinin kanda eksik olmasıdır. Yani hemofili hastası çocuklar doğumdan itibaren hayatları boyunca kanlarında faktör 8 adlı proteinleri eksik olarak hayatlarını sürdürürler. Bu eksiklik kalıtsal yani kromozomlar yoluyla ailesel olarak çocuğa geçmektedir. Ancak genetik ailenin ilk hasta bireyi çocuğunuz olabilir. Yani mutlaka dayısının hemofili hastası olması gerekmez. Faktör 8 adlı proteinin yetersizliği her hastada farklı boyutlardadır. Söz konusu protein yok denecek kadar az ise "ağır hemofili" dediğimiz durum söz konusudur.”
Hastalık hakkında ki bu kısa açıklamadan sonra gelelim Şanlıurfa Hemofili Derneği hakkında ki düşüncelerimize ve onların çalışmalarına:
Şanlıurfa Hemofili Derneği, bu hastalığı olan insanlara yol göstermek ve onlara her konuda yardımcı olmak için kurulmuş olan bir dernektir…
Bu Derneğin Kurucu Başkanlığını 16 yıldan bu yana Ali Yıldırım başarılı bir şekilde yürütmektedir. Ali Yıldırım'ı yakından tanıyan birisi olarak şunu ifade etmeliyim ki; Şanlıurfa Hemofili Derneği Başkanı Ali Yıldırım Bey, Temiz yürekli, çalışkan, vefakâr, cefakâr ve özverili bir beyefendidir. Derneğin kuruluşundan bu yana elinden gelen gayreti fazlasıyla yerine getirmeye çalıştığını biliyorum...
Bundan dolayı biz bu hastalığa yakalanmış olan kardeşlerimizi sevgiyle kucaklıyor, kendilerine ve yakınlarına Allah’tan sabırlar diliyoruz. Hayırlı çalışmalarından dolayı Şanlıurfa Hemofili Derneği başkanı Ali Yıldırım beye de şükranlarımızı bildiriyoruz…
YORUMLAR