Reklam
Reklam
Tek Tanrılı Din Kitaplarının Yazılış Öyküsü  
Mehmet Emin KUŞ

Mehmet Emin KUŞ

Tek Tanrılı Din Kitaplarının Yazılış Öyküsü  

22 Eylül 2023 - 20:13

Profesör Doktor Muazzez İlmiye Çığ'ın "Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumer'deki Kökeni" isimli kitabını okudum, kitaptan bazı anektodlar aktarmak istedim. Buyurun birlikte okuyalım:


Kitap sona ererken, bugüne kadar bana sorulan bir sorunun yanıtını vermeyi bir borç bildim. Soru şu: Sumerliler ile tektanrılı din kitaplarının yazılışı arasında hemen hemen 2000 yıla yakın bir zaman aralığı var. Sumerlilerin onlara etkisi nasıl olabildi? Etki önce Tevrat'a olduğundan, yalnız onda yazılı İsrail tarihini çok kısa olarak özetleyelim:
 
İsrail tarihi, her üç dinin atası olarak kabul edilen İbrahim'le başlıyor. İbrahim, kardeşi Haran öldükten sonra onun oğlu Lut'u ve babası Terah'ı alarak Geldanilerin Ur şehrinden¹ Harran'a geliyor. Orada Tann-Rab Ibrahim'e görünerek, göstereceği ülkeye gitmesini, orada onu büyük bir kavim yapacağını söyler. Harran'da babası ölen İbrahim karısı ve yeğeni Lut'u alarak Tanrının gösterdiği Filistin'e gider. Bu topraklarda aile çoğalır, kabileler oluşur, etraflarındaki kabileleri kendilerine bağlarlar. Kalabalık büyüdükçe problemler çıkar. Bunları çözmek üzere, Tanrıdan emir aldığını söyleyen peygamberler ortaya çıkar. Onlar yeterli olmaz, yargıçlar oluşur.
En sonunda bir krallık yapmak zorunda kalırlar. Daha önce onlar "en büyük Tanrıdır, ondan üstün kimse olamaz" diye kral istemezler. En büyük ve ünlü kralları Davut ve onun oğlu Süleyman'dır. Süleyman'dan sonra ülke iki krallığa bölünür. Ku zey Israil, Güney Yahuda oluyor. Önce Asurlular Yahuda'ya sal dinyor. Onlanı idareleri altına alıyor (MÖ 722). Bir süre sonra Ba bil Krah Nabukadnezar (MÖ 586-538) Israil topraklarına giriyor. Yakıp yıkıyor, mabetleri yerle bir ediyor. Bu arada pek çok İsrail bilgini Babil'e sürgün olarak götürüyor. Sürgüne giden bilginler orada boş oturmuyorlar.
 Çivi yazılarını öğrenip Babil kitaplıkları ni inceliyorlar. Kuşkusuz birçok konuyu da kulaktan dolma elde ediyorlar. Daha sonra Persler Babil'i ele geçiriyor (MÖ 538-333).70 yıl sonra Pers Kralı Kirus tutsak olanlara vatanlarına dönme izni veriyor. Oradan dönenler büyük bir hayal kırıklığına uğruyorlar. Çünkü geride kalanlar mabetleri olmadığından Tannları Yahve için ne gereken kurbanları ne de törenleri yapabilmişler. Yerleri ne yabancı Tanrı ve Tanrıçalara tapan ve birbirine düşman kabi leler dolmuş. Geride kalan İsrailliler onlarla evlenmiş ve onlann Tanrılarına tapmaya başlamışlar. Geri dönenler bunları görünce kendi halklarını bir araya toplamak ve Tanrılarını yeniden haya ta getirmek için Tevrat'ı kaleme almışlar. Ezra ve arkadaşları ilk olarak onun Torah adı verilen ilk beş kitabını yazmışlar.
Bunlar: Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar, Tesniye.  Aslında bu kısmın Musa tarafından yazıldığına inanılır. Bu konuda çalışan bilim insanlan, "Musa zamanında ancak taşlar üzerine yazılıyordu, bunun yanın da o zaman yazı bunları yazacak kadar gelişmemişti….
Aziz İlmiye Cığ/Kuran, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni
 
 
 
 
 
SUMER DİNİ
 
Sumer dini çoktanrılı bir dindi. Dünyada, evrende, doğada görülen, hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı. Tanrılar insan görünümünde, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. İnsanlar gibi, onların da çocukları ve eşlerinden oluşan aileleri bulunuyordu. Bu aileler kral gibi bir Baştanrı altında toplanmış lardı. Tanrılar da insanlar gibi sever, üzülür, kızar, kıskanır, kavga eder, kötülük yapar, hastalanır, hatta yaralanabilirlerdi. Yer, gök, hava, su Tanrıları yaratıcı, diğerleri yönetici ve koruyucu Tanrı lardı.
 
Her şehrin bir koruyucu Tanrısı vardı. O Tanrı, şehrinin iyi ya şam sürmesinden sorumlu idi. Onun gücü şehrinin iyi veya fena olduğuna göre değişirdi. Bunlara aynı zamanda diğer şehirlerde de tapılırdı. Bu şehir Tanrıları, evrenin yönetimini aralarında bö lüşmüşlerdi. Tanrılara ait listelerde 1500 kadar Tanrı adı bulun ması, Sumerlilerin ne kadar çoktanrı yarattığını göstermektedir.
 
Tanrıları insan şeklinde algılamaları, Tanrıları şehirlerin di şında evren ve doğa Tanrısı olarak geliştirmeleri ve onları uyumlu bir sistem içine almaları, Sumerlilerin önemli bir ruhsal başarıları olarak kabul edilmektedir. Tanrılar yalnız evrende değil, insan ların yaşamına da girerler. Örneğin, yorulmak bilmeden gezen Güneş Tanrısı Utu her şeyi görür, adaleti korur, insanlara yardım eder, ciğer falı bakanların piridir. Bilgelik ve Su Tanrısı Enki in sanların ve sihirbazların koruyucusudur. Venüs yıldızını simge leyen Tanrıça İnanna âşıkların ve savaşçıların koruyucusudur.
 
Sumer'de Tanrılar istediklerini yapar; onlar, insanlara ne is tediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara kendilerinden iste nileni sorarak öğrenebilir. Bu, kurban edilen hayvanların kara ciğerlerindeki işaretlere göre anlaşılır. Bu işaretlerin ne olduğu, neyi anlattığı, bu hususta yazılmış kataloglarda bulunur; rahipler ona göre onları yorumlar. Ayrıca rüya ile de Tann istediğini bildi rir. Tanrının yapılacak bir işi uygun görüp görmediğini anlamak isteyen, mabede gider; kurban keser, dua eder ve uykuya yatar. Gördüğü rüyanın olumlu veya olumsuz olduğunu da ancak rahip yorumlar.
 
Sumerliler, bu Tanrılar dünyası üzerine pek çok efsane geliştirmişler; şiirler yazmış, ilahiler bestelemiş, törenler düzenlemiş ve bütün bunları yazıya geçirerek zamanımıza kadar ulaşmasını sağlamışlardır. Onların kurdukları çoktannih din, yavaş yavaş tektan niya dönüşerek, bugünkü dinlerin temelini oluşturmuştur. Fakat bu arada diğer Tannlar da tamamıyla yok olmayarak bu dinlerde melekler, şeytanlar, cinler olarak varlıklarını korumaktadır.
 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum